7. Beyoğlu Sahaf Festivali üç gün gecikmeyle açıldı. Beyoğlu
Belediyesi’nin İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile düzenlediği festival bu yıl
oldukça tartışmalı başladı.
Festivale katılımın ücretsiz olması ve ziyaretçi çokluğu
nedeniyle sahafların yoğun ilgisi var. Geçtiğimiz yıllarda da kime yer
verileceği tartışma konusu olmuştu. Bu yıl “kim sahaf, kim değil” tartışmasına
bir de “Gezi Parkı Direnişi’ni destekleyen sahaflar festivale alınmayacak”
söylentisi eklenmiş. Sahaflar Birliği de dedikodulardan bezip organizasyondan
çekilmiş. Görevi İBB meclis üyesi AK Partili Bülent Katkak’ın başkanlığını yaptığı
Kültür Kenti Vakfı üstlenmiş. Vakfın Beyoğlu Belediyesi’ne projeler yapmak
amacıyla kurulduğu söyleniyor.
Kültür Kenti Vakfı “vergi
levhasına sahip olmak, sahafların iştirak
etmiş olduğu en az 3 fuara katılmış olmak, 2
adet sahaf referansı sunmak” şartlarına sahip sahafların festivale katılım için
başvurabileceğini açıklamış. Bülent Katkak başkanlığında vakıf ve belediye
görevlilerinden bir değerlendirme komitesi oluşturulmuş. 73 sahafın katılması
onaylanmış. Komitenin sahafları hangi kıstaslarla seçtiği sorgulanıyor.
Sahaf Festivali önce
Galata’da sonra Gezi Parkı girişinde yapılmıştı. Taksim Meydanı düzenlemesi
nedeniyle de iki yıl önce de Tepebaşı’na alınmıştı. Bu yıl yine Gezi Parkı’nda
yapılacağı duyduk. Sonra stantların Taksim meydanına kurulduğunu gördük. Orası
da emniyetçe güvenli görülmemiş ve Tepebaşı’nda karar kılınmış. Taksim’de iftar
yemekleri dışında hiçbir etkinlik yapılmasın isteniyor herhalde.
Sahaflar gözden ırak olduğunu söyleseler de bence Tepebaşı
daha uygun bir yer. Geçen yıllardaki okur ilgisi de bunun kanıtı. İlgiyi
düşürecek olan festivalin 20 gün sürmesi. İdeali 3-4 gündür, en fazla bir
hafta. İlginin düşmemesi için tanıtımın iyi ve sürekli olması gerekir. İstiklâl
caddesinde gezenleri bile festivalin varlığından haberdar edemiyorsanız yeterince
tanıtım yapılmamış demektir. Festivalin bir web sitesi bile yok. Sahaflar kendi
olanakları ile sosyal medyadan tanıtım yapıyor.
Beyoğlu Sahaf Festivali’nde
esas sorun satışa sunulan ürünler. Genel olarak bir sahafta bulunması gereken
nadir kitabı, dergiyi, efemera’yı, taş plağı değil ikinci el kitapları görüyorsunuz.
Nadir kitap varsa da o büyük yığınların arasında kayboluyor. Türkiye’nin
kıymetli sahafları katılsa da çoğu stand ikinci el kitapçı görünümünde. Sürümden
kazanmak, çok satmak amacıyla festival standları düzenleniyor. Dükkândan
festivale gelirken kitap fiyatlarının zamlandığından, stant görevlilerinin
kitap bilgisinin olmadığından şikâyet ediyor okurlar.
Ziyaretçilerin çoğunun sahafların kapısını çalmak bir yana
yerlerini bile bilmediğini biliyoruz.
Çoğunluğu ucuz kitap peşindeki öğrenciler oluşturuyor. Ucuz
test kitabı arayan anne babalar da var. O kalabalığın içinde nadir kitap aramak
pek kolay değil. Diğer yandan da böyle büyük bir kalabalığın kitap almak için
festivale gelmesi de hoş bir şey. Pahalılık imgesi yaygınlaştıkça festivale
ilgi düşecektir.
Adına festival diyorsanız, amaç sadece kitap satmak
olmamalı. Sahaflık mesleğini tanıtacak etkinlikler yapılmalı. Sahaflığın
şanındandır, bir müzayede de yapılmalı. Alanda bir sahne var ve etkinlik yapılacak
deniyor ama festival alanında bir programa ulaşamadım. Festivalin amacı
sahaflık mesleğini yaşatmaksa okurun sahafa gitmesini sağlayacak etkinlikler de
yapmak gerekli.
02.10.2013
Yorumlar