İstanbul Kitap Fuarı bu yıl onur konuğu olarak Çin Halk
Cumhuriyeti’ni ağırlıyor. Binlerce yıllık siyasi ve ekonomik ilişkimiz olan bu
ülkenin kültürü, özellikle edebiyatı ile tanışıklığımız pek fazla değil. Çin
edebiyatından çevrilen kitapların sayısı çok az ve çoğu İngilizce ya da
Fransızca gibi ikinci dillerden çevrilmiş.
Çin Edebiyatı’ndan listemdeki ilk kitap geçen yıl Nobel
kazanan Mo Yan’ın başyapıtı sayılan ve Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ı ile
karşılaştırılan “Kızıl Darı Tarlaları” (çev. Erdem Kurtuldu, Can yay.). Jiang
Rong’un “Çin’de satış rekorları kıran romanı” diye tanıtılan “Kurt Totemi”nde
(çev. Avi Pardo, Doğan Kitap) Moğolistan’a gönderilen Çinli bir öğrencinin
başta kurtlar olmak üzere hayvanların bu topluma etkilerini gözlemlemesi,
kurtlara odaklanan kültürü tanıması anlatılıyormuş. Kanlı bir tecavüzden sonra
hiç tanımadığı bir odada uyanan kahramanının hayatta kalma kararlılığını
anlatan Çin’in genç kuşak yazarlarından Xiaolu Guo’nın “Sessiz Çığlıklar”ı da
(çev. M. Murat Sezer, Callisto Kitap) hem konusu ile hem de anlatımı ile ilgiyi
hak ediyor. Pai Kit Fai “Cariyenin Kızı” da (Çev. Pınar Atik, Akıl Çelen
Kitaplar) Çin’in imparatorluk döneminde kadın köleliği sorununa odaklanıp bir
anne ve kızının erkek egemenliğine karşı mücadelesini anlatıyormuş.
Dört bin yıllık bir tarihe tek bir kitapla göz atmak olanağı
sunan Ray Huang’ın “Çin Tarihi” (Çev. Atilla Sönmez, Bilgi Üniversitesi Yay.),
Çin Felsefesinin tarihini ayrıntılı olarak ele alan ilk eser olarak tanıtılan
Fung Yu-Lan’ın “Çin Felsefesi Tarihi” (Bilgi Üniversitesi Yay.) ve Çin Halk
Cumhuriyeti’ni kuran partiyi anlamak açısından “Çin Komünist Partisi Tarihi
Cilt: 1” de (Canut Yay.) iyi bir başlangıç olabilir. Tabii Mao Zedung’un seçme
sözlerinin yer aldığı, Dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olan “Küçük
Kırmızı Kitap”ı (Çev. Duygu Aydın, Epos yay.), altıncı cildine ulaşan “Seçme
Eserleri” ve “Şiirler”i de (Kaynak yay.) okunacak kitaplar listesine eklenmeli.
Yaz boyunca süren durgunluğa uzun bayram tatili de eklenince
yayınevleri kısa bir zaman diliminde birçok iyi ve okunmaya değer kitabı ard
arda yayımlamak durumunda kaldı. Bu kadar çok kitabın arasından zaman ayırıp
okunacakları seçmek de onlara yeterli bütçeyi ayırmak da mümkün görünmüyor.
Yine de İstanbul Kitap Fuarı’ndan alınacak kitaplar için kısa bir liste yapmayı
deneyeceğim.
İlk sırada kuşkusuz büyük usta Yaşar Kemal’in 1960’ların
sonunda yazdığı ve yeni yayımladığı “Tek Kanatlı Bir Kuş”u (Yapı Kredi yay.) var.
Kitap “toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkunun destansı bir
romanı” diye tanıtılıyor. Orhan Pamuk seçme eserlerinden oluşan “Ben Bir
Ağacım”ı (Yapı Kredi yay.) “Bu kitapta, şimdiye kadar yazdığım sayfalardan, en
kolay anlaşılabilir ve en güçlü olanları seçmeye çalıştım” diye tanıtıyor.
Mehmet Eroğlu’nun doksanlı yılların Güneydoğusu’nu birbirine
karşı savaşan bir erkek ve bir kadın kahraman üzerinden anlattığı “Rojin”
(İletişim yay.) ile Fay Kırığı Üçlemesi’ni tamamlamış. İbrahim Yıldırım yeni
romanı “Madam Samatya ve Diğer Şüpheliler”de (Doğan Kitap) 1970’lerin başında
Samatya’daki bir apartmanda gerçekleşen üç şüpheli ölüm olayının izini yine
kendine has kurgusu ve anlatımı ile sürüyor. Şebnem İşigüzel’in “Bir Aile
Tarihçesi Bir Yaşamöyküsü” alt başlığını taşıyan “Venüs”te (İletişim yay.) bu
alt başlığa yaraşır bir biçimde 1908’de “Boğaz suları üzerindeki bir sandalda
gözlerini dünyaya açan kahramanı”n yaşam öyküsünün izlerini bugüne kadar
sürüyor. Yekta Kopan’ın yeni romanı “Aile Çay Bahçesi”nde (Can yay.) ise Saatçi
Nejat Bey ile ev hanımı Meral Hanım’ın kızı Müzeyyen’in son nefesini vermesini
beklediği babasının başucunda ailesi ve kendisi ile giriştiği hesaplaşmanın
öyküsü anlatılıyor. Başar Başarır’ın yeni öykü kitabı “Teklifinizle İlgilenmiyorum”
(Can yay.) “yaşamın insanı köşeye sıkıştırdığı, onun canını yaktığı her
parçasına başkaldırıyor. İçerdiği mizaha, taşkın zekâsına ve akıcılığına
bayılacaksınız” diye tanıtılıyor. Yalçın Tosun üçüncü kitabı “Dokunma Dersleri”nde
(Yapı Kredi yay.) “Tutku, keder, utanç, pişmanlık, nefret, dostluk ve dile
gelmeyen sevgiden mürekkep öyküler”le geliyor okur karşısına. Hikmet Temel
Akarsu “Dışarıdan parıltılı, ışıltılı, yaldızlı gözüken şairler dünyasının
içsel acılarını, özlem ve tutkularını, biçare adanmışlığını, kimi zaman dekadan
yaşam tarzını, kimi zaman soylu feragat duygusunu ve çılgınlıklarını
gözlerimizin önüne seriyor” Şairlerin Barbar Sofraları’nda (Doğan Kitap). Ahmet
Ümit’in bir yılbaşı gecesi işlenen bir cinayetin izini Beyoğlu’nun arka
sokaklarında Komiser Nevzat’la birlikte sürerken günümüz kent hayatını birçok
sorununa da değiniyor“Beyoğlu'nun En Güzel Abisi”nde (Everest yay.).
“Uçurtma Avcısı” ve “Bin Muhteşem Güneş” ile çok sevilen,
okunan Khaled Hosseini’nin yeni romanı “Ve Dağlar Yankılandı” da (Çev.
Püren Özgören, Everest yay.) Afganistan’ın küçük bir köyünde doğan ve okuru
Kâbil’den Paris’e, San Francisco’dan Tinos adasına taşıyan bir öykü
anlatılıyor. Julian Barnes’ın “2008’de kaybettiği ve yazdığı bütün kitapları
adadığı karısının ardında bıraktığı derin boşluğu betimlediği” romanı “Hayat
Düzeyleri” (çev. Serdar Rıfat Kırkoğlu, Ayrıntı yay.) “daha önce bir araya
getirilmemiş iki şeyi bir araya getirirsiniz ve hayat değişir” düsturunu
hatırlatıyor. “Oskar Wao’nun Tuhaf Kısa
Yaşamı” ile tanıdığımız Junot Diaz’ın Türkçedeki yeni kitabı “Ve İşte Onu Böyle
Kaybedersin”de (Çev. Avi Pardo, Domingo yay.) kaybedilen aşkların ve artık
onarılamaz olanı onarmaya çalışan insanların öyküleri biraraya gelmiş.
Meksika’nın Kirli Gerçekçilik akımının en ilginç yazarlarından Guillermo
Fadanelli’nin romanı “Rock Hudson’un Öteki Yüzü” (çev. Hakan Özkan, Özgür yay.)
“suç işlemenin gazoz içmek kadar sıradan olduğu bir alemde gezintiye çıkıyoruz”
diye tanıtılıyor. “Lizbon’a Gece Treni” ile tanıyıp sevdiğimiz Pascal
Mercier’in Türkçedeki yeni romanı “Sahnede Ölüm”de (Çev. İlknur Özdemir,
Kırmızı Kedi yay.) taşıyamayacakları kadar ağır bir sırrı paylaşan iki kardeşin
yaşadıkları anlatılıyor.
Şiir severler için İstanbul Kitap Fuarı’nın en önemli
müjdesi Gülten Akın’ın yeni kitabı “Beni Sorarsan” (Yapı Kredi yay.) olsa
gerek. Yeni şiir kitabını yayımlayan bir usta da Cevat Çapan. Kitabının adı “Su
Sesi” (Yapı Kredi yay.), Turgay Fişekçi’nin seçme şiirleri “Ayrılık Sonu”
(Sözcükler yay.) adıyla kitaplaşmış. İstanbul sokaklarının en tanınmış
şairlerinden Hüseyin Avni Dede’nin toplu şiirleri 288 sayfalık tek bir ciltte
“Tek Şekerli Çınaraltı” (Altıkırkbeş yay.) adıyla yayınlamış. Küçük İskender
yeni şiir kitabı “Ali”de derin bir aşkı anlatmış. Onur Caymaz Bedri Rahmi
Eyüboğlu Şiir Ödüllü“Pervaneyle Yaren” adlı dosyasını daha önce yayımlanmış Behçet
Aysan Şiir Ödüllü “Bak Hâlâ Çok Güzelsin” adlı şiir kitabı ile tek kitapta
biraraya getirmiş (Tekin yay.). Mustafa Erdem Özler’in “Tarih Ayı Öfkesi”
(Metis yay.), Cevdet Kudret Şiir Ödülü’nü kazanan Fırat Caner’in “Zeval”i
(Yasak Meyve), Mehmet Can Doğan’ın “Üvey İkiz”i (Yapı Kredi) ve geçen yıl neler
olmuştu diye hatırlayıp 2012’nin en güzel şiirlerinden bir seçme okumak
isteyenler için Şeref Birsel ve Cenk Gündoğdu’nun hazırladığı “Şiir Defteri :
Şiir ve Hayat 2013” (İkaros yay.) listemdeki şiir kitapları.
Çağdaş Türk Edebiyatı’nın büyük deneme ustası Salâh
Birsel’in “Paf ve Puf”unun yeni baskısı (Sel yay.), “Ben şiirsel yetileri olan
bir filozof değil, felsefeyle hayat bulan bir şairdim” diyen Pessoa’nın çoğunu
İngilizce kaleme aldığı “Felsefi Denemeler”i (çev. Ümit Şenesen, Aylak Adam yay.)
merak ettiğim denme kitaplarından. Murat Belge’nin roman ve şiirde Ermeniler’in
hangi bakış açısıyla kimlik kazandığını, milliyetçi anlayışın nasıl yansıdığını
araştırdığı “Edebiyatta Ermeniler”i (İletişim yay.) konuyla ilgili tek ve
önemli kaynak. Belge’nin kitabı kuşkusuz Kevork Bardakjian’ın Ermeni
edebiyatının son beş yüz yılına ışık tutan “Modern Ermeni Edebiyatı” (Çev. M.
Aktokmakyan – F. Ünal, Aras yay.) ile birlikte okunacak. Kitaplık dergisi
editörü, öykücü Murat Yalçın’ın şair ve yazarların dergi editörüne yazdığı
kurmaca öykülerden oluşan ve isminden başlayarak neşeli bir okuma vaad eden
“İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor”u (Can yay.) en çok
kızılacak ve gülünecek kitaplar listesinde ilk sırada. Hilmi Tezgör’ün Ortaokul
Türkçe Ders kitaplarında Şiir 1929 – 2005 alt başlığını taşıyan incelemesi “Bin
Atlı Akınlarda Çocuklar” (İletişim yay.) ise yıllardır bitmeyen ders
kitaplarında edebiyat tartışmaları için önemli bir kaynak.
07.11.2013
Yorumlar