Tarabya Çeviri Ödülü töreni bu yıl her zamankinden farklı
bir mekanda ve yerde yapıldı. Her yıl kasım ayında İstanbul’da yapılan tören bu
yıl 26 Şubat’ta Berlin’de gerçekleştirildi.
Almancadan Türkçeye ve Türkçeden Almancaya çeviriler
yapanlara verilen Tarabya Çeviri Ödülü Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı ve
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının Ernst Reuter Girişimi
çerçevesinde gerçekleştirdikleri bir etkinlik. Ödüle S. Fischer Vakfı, Robert
Bosch Vakfı ve Goethe Enstitüsü de destek veriyor. Bu yıl destekçilere Yunus
Emre Enstitüsü de katılmış.
Ödül töreni Türkiye’nin yeni inşa edilne Berlin
Büyükelçiliğinde düzenlendi. Tören tarihinin şubata kaymasının nedeni de
Almanya’daki seçimler sonrası koalisyon görüşmelerinin uzaması ve hükümetin
kurulmasındaki gecikme. Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu
ev sahipliğinde ve S. Fischer Vakfı’nın titiz organizasyonu ile gerçekleşen
törene önceki yıllardaki gibi bakan düzeyinde bir katılım bekleniyordu ama Almanya’yı
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Steinlein, Türkiye’yi Kültür ve Turizm
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin temsil ettiler.
Büyük ödülleri Almancadan Türkçeye çevirileri ile Sezer Duru
ve Türkçeden Almancaya çevirileri ile Ute Birgi-Knellessen aldılar. Yeni nesil
teşvik ödülleri Monika Demirel ile Tanıl Bora'ya, çalışma bursu da Sami Türk’e
verildi.
Törende ödül alanlar için iki de övgü konuşması yapılıyor.
Sezer Duru için övgü konuşmasını Almanya’nın önemli kültür adamlarından şair -
yazar Joachim Sartorius yaptı. Eserlerini Türkçede de okuduğumuz Sartorius
Sezer Duru’nun Alman Edebiyatının Tükçedeki en önemli çevirmenlerinden biri
olmakla kalmadığını iki ülkenin edebi ilişkilerinde de önemli roller oynadığını
belirtti. Sartorius konuşmasında Sezer Duru’nun kişiliğini, dostluğa verdiği
önemi, işine bağlılığını yansıtan anekdotlar da anlattı. Çevirdiği yazarların
önemine değindi.
Ute Birgi-Knellessen ve Monika Demirel için övgü konuşmasını
Ayşe Kulin yaptı. Kulin konuşmasında ödül alan çevirmenlerin emeğine
yoğunlaşmak yerine kendi deneyiminden yola çıkarak çevirmenliğin ne denli bir
güç iş olduğunu anlattı. “Bir kitabı çevirmek yerine, beş kitap yazmayı tercih
ederim” dedi.
Ute Birgi-Knellessen, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali,
Metin Eloğlu ve İhsan Oktay Anar’dan, Monika Demirel de Oya Baydar, Alper
Canıgüz, Kemal Özer ve Pınar Selek’ten yağtığı çevirilerle ödüle hak
kazanmışlar.
Sezer Duru teşekkür konuşmasında “Bizler için en büyük
isteğim hukuk devletinde yaşayabilmek. Bir yayıncının ve çevirmenin
Apollinaire’nin kitabını yayınladıkları için 6 yıl hapis cezası yemedikleri bir
Türkiye’de yaşayabilmek” dedi. Duru’nun sözleri izleyiciler tarafından uzun
süre alkışlandı.
Tören sonunda Müsteşarı Steinlein ve Müsteşar Yardımcısı
Şahin Tarabya Çeviri Ödülleri’nin dört yıl daha uzatılmasına ilişkin anlaşmayı
imzaladı.
Ödül töreninde yapılan konuşmalarda en çok değinilen konu
çevirmenliğin “ağır işçilik” olduğu, çevirmenin emeğinin tam olarak ödenemediği
ve gereken önemin verilmediğiydi. Tarabya Çeviri Ödülleri Türkiye’de devlet
katında verilen tek çeviri ödülü. 25 bin euro tutarındaki ödülleri ile maddi önemi
de var. Tarabya Çeviri Ödülleri bu maddi ve manevi nitelikleriyle Türkiye’nin
en önemli çeviri ödülü halini aldı. Darısı diğer dillerden çeviri yapanların
başına.
05.03.2014
Yorumlar