Orhan Veli’nin 100. yaşını kutladığımız bugünlerde yayıncısı
Yapı Kredi Yayınları büyük şairi önemli bir yayınla anıyor. Orhan Veli 36
yaşında belediyenin açtığı çukura düşüp beyin kanaması geçirdiğinde yaşamındaki
tek büyük aşkına yazılmış bir şiir taslağı vardı cebinde. O aşkla yaşamış,
yazmış, yaşama veda etmiş.
Nahit Hanım, bir lise öğretmeni. Edebiyat ve sanat
çevrelerinde bilinen, yazarları, şairleri, sanatçıları evinde, sofrasında
misafir eden entelektüel bir kadın. 1909’da doğmuş. Orhan Veli ile aralarında 5
yaş var. Orhan Veli 1914 doğumlu. Ankara’da tanıştıklarında Orhan Veli Nahit
Hanım’ın kocası Halil Vedat Fıratlı’nın öğrencisi. Orhan Veli’nin Nahit
Hanım’la mektuplaştığı yıllar 1947 – 50. Orhan Veli artık tanınmış bir şair.
Şiir kitapları, çevirileri yayımlanıyor. Ama beş parasız. MEB Tercüme
bürosundaki görevinden ayrılmış. Gazetelere, dergilere yazılar yazarak cep
harçlığını çıkartmaya çalışıyor. Doğal olarak bu da mümkün olmuyor. İstanbul Sarıyer’de
yoksul ve yalnız yaşamına sevdiğine yazdığı mektuplarla bir tad katmaya
çalışıyor.
Orhan Veli’nin Nahit Hanım’a aşkı söylenti düzeyinde bilinen
bir olay, ama bu aşkın boyutları ise bir sırdı. Nahit Hanım, şairin anısına
saygısızlık etmemek amacıyla bu konuda konuşmaktan kaçınmış. “Yalnız Seni
Arıyorum”da (Şubat 2014, Yapı Kredi yay.) yer alan mektuplar bu aşkın ne
boyutta olduğunu anlamamızı sağlıyor.
Orhan Veli Nahit Hanım’a biri telgraf 62 mektup yazmış.
Mektupların 34’ü yani önemli bölümü 1947’de yazılmış. İki mektup hariç tümü
İstanbul’dan Ankara’ya yollanmış. Nahit Hanım mektupları Orhan Veli’nin
ardından 52 yıl boyunca saklamış. Ölmeden önce de bir dostuna emanet etmiş.
Mektupların Ömer Koç’un koleksiyonuna dahil olması ile de yayımlanma yolu
açılmış.
Mektupların ana temasını sevgiliye özlem ve bir an önce
kavuşma arzusu oluşturuyor. Nahit Hanım’ın yazdığı mektuplar kalmadığı, bu
özlem yüklü mektuplara nasıl cevaplar verdiği bilinmediği için ilişkinin
düzeyini tam olarak anlayamıyoruz. Ama bir sevgililik durumu olduğu belli.
Mektupların yazılmaya başladığı yılın öncesinde Orhan Veli Ankara’da olduğuna
göre sık sık görüşmüşler. Mektuplardan da Orhan Veli’nin yol parası bulduğunda
hemen sevgilisinin yanına gittiğini anlıyoruz. “Hasretle, hararetle
dudaklarından öperim”, “Hasretle gözlerinden, dudaklarından, her yerinden
öperim” gibi cümleler var. Orhan Veli birkaç yer hariç tüm mektuplarda Nahit
Hanım evli değilmiş gibi davranıyor.
Orhan Veli mektuplarda uzun uzun özleminden, aşkından söz etse
de özellikle neden Ankara’ya sevdiğine gidemediğini açıkladığı bölümlerde
günlerini nasıl geçirdiğinden, yaşam şartlarından, para kazanabilmek için nasıl
uğraştığından, yeni kitabını hazırlıklarından, çevirmekte olduğu Fransız Şiiri
Antolojisi’nden söz ediyor. Yeni yazdığı şiirleri Nahit Hanım’la paylaşıyor. Şiirlerinin
ilk okuru olarak onun görüşlerini önemsediği anlaşılıyor. 1949 başından
itibaren tek başına yayımlamaya başladığı 27 sayı süren Yaprak dergisinin
yayımlanma sürecinde yaşananları da mektuplardan öğrenebiliyoruz.
Son mektup 12 Ekim 1950 tarihli. Orhan Veli “sevgilim” diye
hitap ettiği Nahit Hanım’a “Birkaç gün içinde Ankara’ya gelip seninle konuşmak
istiyorum” diye yazıyor. 10 Kasım gecesi de Ankara’da belediyenin kazdığı
çukura düşüyor. Orhan Veli’nin ölümüne dek bu aşk sürmüş.
“Yalnız Seni Arıyorum”u öncelikle büyük bir şairin aşkını
nasıl yazıya döküp ifade ettiğini görüp, o büyük aşka şahit olmak arzusuyla
okuyoruz. Ama bu mektuplar Orhan Veli’nin şiirlerini anlayıp çözümlemek açısından
da önemli veriler içeriyor. Daha da önemlisi “Yalnız Seni Arıyorum” Orhan
Veli’nin 36 yıllık kısa ama birçok olay ve yapıtla dolu yaşam öyküsünün
ayrıntılarını öğrenmek isteyenler için bir kaynak niteliği taşıyor.
06.03.2014
Yorumlar