Şairin editörün yaşadıkları tatlı ve acı yanları bolca olan
gerilimli bir ilişkidir. Bu gerilim editör de şairse bambaşka bir boyuta
ulaşır. İlhan Berk’le Enis Batur’un ilişkilerinin de böyle geliştiğini
görüyoruz “Enis Batur’a Mektuplar”ı (Mart 2014, Noktürn yay.) okurken. Bu duygu
kapaktaki alıntı ile başlıyor “Yahu Enis, sen insanı deli edersin, bilmem bunu
biliyor musun?” diyor İlhan Berk. Enis Batur’un İlhan Berk’i nasıl “deli” (!)
ettiği ise mektupların satıraralarında gizli. Kitabın girişindeki çok kısa
önsözde “İlhan Berk’le tanışdığımda 20 yaşındaydım. Önce, çok geçmeden, onu
yaşıtım sandım. Sonra, yıllar geçti, İlhan Berk’in bütün genç şairlerin yaşıtı
olduğunu, kaldığını gördüm” diyor Batur.
İlhan Berk’in Enis Batur’a ilk mektubu 1975 tarihli. İlhan
Berk Batur’un “Nil” deki şiirleri hakkında görüşlerini yazıyor. İlhan Berk’in
kendisine yollanan her şiir kitabını dikkatle okuduğunu ve kitabın şairine de
mutlaka birkaç satır da olsa yazdığını biliyoruz. Berk, Batur’un şiirlerini de dikkatle
okuyor, şair olarak beğenisini, eleştirisini belirtiyor. Ama yazışmalarının
esasını şair – editör ilişkisi oluşturuyor. Enis Batur’un yazarlık şairlik
serüvenine koşut olarak hep editörlük, yayıncılık yanı var çünkü. Çok genç
yaşlardan itibaren dergiler yayımlıyor. Yayınevleri yönetiyor. Kitapta herhangi
bir açıklama yok ama ilk mektuplar sırasında Batur’un Ankara’da olduğunu,
Oluşum ve Yazı Dergileri’nin yayın kurullarında olduğunu biliyoruz. Daha sonra
Enis Batur İstanbul’a taşınıyor. Gergedan Dergisi’ni çıkartıyor. Dönemli
Yayıncılık’ı kuruyor.
Hem kendi şiirlerinden hem de dergide yer alan ya da
almasını arzu ettiği yazı ve şiirlerden söz ediyor İlhan Berk. Mektuplarla
ilgili editoryal çalışma yapılmadığı için İlhan Berk’le birlikte biz de merak
ediyoruz, “Kim bu Mungan?” (s.28). Berk muhatabı kim kimdir, bildiği için ön
adları kullanmış, anıştırmalarda bulunmuş. Bunlar birer dipnotla açıklansaymış
edebiyat tarihi açısından önemli bir hizmet olurmuş. Özelllikle İlhan Berk ve
Enis Batur biyografileri üzerinde çalışacaklar için bolca malzeme var kitapta
ama hepsi ham halde ve okurun ya da araştırmacının bilmeceleri çözmesi gerek.
Umarım doğru çözebilirler. Enis Batur’un daha önceki bu tür kitaplarından dipnotu,
açıklamayı, dizin yapmayı sevmediğini biliyoruz. Şair yayıncı Harun Atak da ona
uymuş.
“Enis Batur’a Mektuplar” 1975 - 2005 arasında yazılmış. Ama
ağırlık Enis Batur’un Yapı Kredi Yayınları’nı yönettiği ve İlhan Berk’in de
Adam Yayınları’ndan YKY’ye transfer olduğu dönemi kapsıyor. 2012’de “Elin
Üstünde Gezsin İlhan Berk'ten Memet Fuat'a Mektuplar” (Yapı Kredi yay.)
yayımlanmıştı. İki kitabı arka arkaya okuduğunuzda İlhan Berk’in kitaplarının
yayımlanma serüveninin neredeyse tamamına şahit olmuş oluyorsunuz.
İlhan Berk, yazdığının üzerine titreyen, en güzel bir
şekilde ve hayal ettiği gibi yayımlanmasını isteyen, yayın aşamasında bile
yazdıklarını değiştirip düzelten bir şair. Enis Batur ise sevdiği, saygı
duyduğu şairin dileklerini yerine getirmeye çalışırken büyük bir yayınevini
yönetmenin sorumluluğu ve disiplini ile davranmaya çalışıyor. Mektuplarda bu
gerilimli ilişkiye şahit oluyoruz. Ama daha da önemlisi İlhan Berk’in şiir
serüvenini, kitaplarının daha defterlerde oluşmaya başladıkları andan itibaren
yayımlanış öykülerini de okumuş oluyoruz. Enis Batur’un şiirini nasıl ilgi ile
izleyip, yorumladığını, sevdiği şairi yüreklendirip, yönlendirmeye çalıştığını
görüyoruz.
Ben bu tür mektup derlemelerinde karşı tarafın da ne
yazdığını merak ederim. Bu kitapta Enis Batur’un yazdıkları da yer alsaydı
sanırım daha net bir görüntü ortaya çıkardı.
“Enis Batur’a Mektuplar” şair, ressam, insan ve dost olarak
İlhan Berk’i tanımakta önemli bir belge.
27.03.2014
Yorumlar