Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) her yıl ramazan ayında İstanbul’da ve
Ankara’da kitap fuarları düzenliyor. Bir ramazan etkinliği olarak başlayan fuarlar
zamanla kalıcılaştı, 33. yılına erişti. Ankara’da Kocatepe Camisi’nde 2010
yılına kadar da İstanbul’da Sultanahmet Camisi avlusunda eş zamanlı olarak yapılıyordu
fuarlar. "İstanbul 2010 Kültür Başkenti" etkinlikleri kapsamında
Beyazıt Meydanı'na taşındı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ndan
alınan destekle yaptırılan ve destek oranının büyüklüğü ile tartışmalar yaratan
çadırda gerçekleştirilmeye başladı. TOBB’nın fuarlar listesinde resmi adı
“Kitap ve Kültür Fuarı” olmasına rağmen “Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı” adı
kullanılıyor. Yasal olarak mümkün mü bilmiyorum ama “Türkiye” dediğinizde o
fuarın “Uluslararası” nitelikte olması, kapsayıcı olması gerek. Oysa TDV’nin
yaklaşımı çok sınırlayıcı ve seçici. Esas olarak dini yayın yapan yayınevlerine
stand veriyorlar. Ama sadece belli bir anlayışta İslami yayın yapanlara yer
var. Örneğin Hıristiyanlıkla ya da Musevilikle ilgili yayın yapan yayınevleri
yok. Bahaileri ya da Budistleri hiç aramayın. İslamiyet denilince de yine bir
seçme var. Alevilikle ilgili yayın yapan yayınevlerine baştan beri yer yok. Bu
sene bir adım daha atarak önceki yıllarda fuara katılan Boğaziçi, Muştu,
Yakamoz, İrfan, Babıali Kültür, Zaman Kitap’ın aralarında yer aldığı 20
yayınevine yer vermemişler. Fuar yönetimi alan darlığını gerekçe göstermiş ama
fuar alanının daraldığına dair bir bilgi yok. Çadır aynı çadır. Zaten 20
yayınevine yer vermezken 30’a yakın yeni yayınevine ve kitap yayını olmayan
Yeni Şafak ve Star gazetelerine de stand verilmiş (bkz. Zaman, 29.06.2014).
Fuara alınmayan yayıncılar 28 Şubat Döneminde de Risale-i
Nur yayınlayan yayınevlerinin fuara alınmadığını bu yıl da o döneme benzer bir
uygulama yapıldığını söylüyorlar. Risale-i Nur kitaplarının yeni basımları için
bandrol verilmeyerek yayınlarının engellendiğini göz önüne alırsak Diyanet
İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özavşar’ın “herhalde yaşanan süreçle
alakalıdır” sözü tavrı tam olarak ifade ediyor. Hükümette kim varsa onun siyasi
görüşüne göre davranıyorlar. Tüm dinlere, dini anlayışlara aynı eşitlikte
hizmet vermeleri gerekirken sadece dönemin hükümetinin onaylayacağı
yayınevlerini fuara alıyorlar.
Bu yıl fuar İBB Kültür AŞ işbirliğiyle düzenlenmiş. Eskader
ve Basın Yayın Birliği de destek vermişler. Fuar hakkında bilgi alabileceğiniz
bir web sitesi yok. Fuarı düzenleyen Vakıf Fuarcılık’ın vakiffuarcilik.com.tr’deki
web sitesi yayında değil. Kültür AŞ’nin kultursanat.org adresli web sitesinde ve
Basın Yayın Birliği sitesinde sadece fuarın açıldığı haberi var. Eskader’in
sitesinde fuarda yapılacak imza günlerinin bazıları ve derneğin düzenlediği
Ramazan Sohbetleri’nin programı var. Fuarla ilgili bilgileri medyada yer alan
haberlerden edinebiliyoruz. 173 stantta 180 yayınevinin katılıyormuş. Fuara
kabul edilen yayınevlerinin hangileri olduğunu, kültürel etkinlik olarak ne yapılacağını
ancak fuara gidenler öğrenebilecek.
Açılış konuşmalarında fuarın Ramazan’ın ruhuna uygun bir
yapıda olduğu belirtilmiş. Fuarda sergilenen kitaplarda ağırlığın başta Kuran,
mealler ve tefsirler olmak üzere dini eserlerde olduğu görülüyor. Mehmet Emin
Özavşar 1983’de dinî yayınlar fuarı ismiyle başlayan fuarın 28 Şubat ortamında
ismini değiştirmek durumunda kaldığını ve önümüzdeki yıl yeni bir isim, yeni
bir içerik, yeni bir ufukla yoluna devam edebileceğini söylemiş. Ben
yayıncılığın türlerine özel fuarlar yapılmasında yarar görüyorum. Böylece okur
o türde yapılmış yayınlara tamamına daha kolay ulaşabilir. Bu fuara da “İnanç
Yayınları Fuarı” adını öneriyorum. Tabii tüm dinleri, dini inançları
kapsayacak, yer verecek, siyasi gelişmelere göre tavır ve isim değiştirmeyecek
bir anlayışla yapılması koşuluyla.
09.07.2014
Yorumlar