Muhammed S. El-Azab “Kötü Geçmişler”de (Haziran 2014, çev.
Hişam Güney, Can yay.) Kahireli genç Muhammed ve arkadaşı Münim’in şehir
merkezinde garsoniyer olarak kullanmak amacıyla oda tutmaları sonrası
başlarından geçenleri anlatıyor.
Muhammed ailesi ile birlikte şehrin merkeze uzak banliyölerinden
birinde yaşamaktadır. Kuzeni Hind ile nişanlıdır. Arkadaşı Münim’le birlikte
işlettikleri internet cafe polis tarafından kapatılınca ellerinde kalan
bilgisayarları ve diğer malzemeyi satarlar. Satış sonucunda ellerine geçen para
ile külüstür bir araba alırlar. Şehir merkezinde bir de oda tutunca hayal
ettikleri gibi yaşamayı ummaktadırlar.
Muhammed evden ayrılması ile aslında hem aile baskısından
kurtulmayı hem de ufukta görünen evlilik öncesi gününü gün etmeyi
planlamaktadır. Şehir merkezinde oturursa daha kolay iş bulacağı ve evlilik
için para biriktirebileceği bahanesi ile ailesini ikna eder. Ama nişanlısı Hind
hiç de ikna olmamıştır. Muhammed odaya
taşındıktan sonra bir gün çat kapı gelir ve kuşkularında ne kadar haklı
olduğunu bizzat görür. Aslında gerçekler Hind’in gözüne göründüğünden çok
farklıdır. İki kafadar şehir merkezinde oda kiralasalar da hayal ettikleri
yaşamı kuramazlar. Bir kere kiraladıkları oda hem konum olarak hem de yapısı
itibariyle bir genç kızın gelebileceği nitelikte değildir. Muhammed’in meraklı
komşuların bakışlarına yakalanmadan bu yıkık dökük odaya getirebildiği tek
kadın macera peşindeki orta yaşlı ve evli bir kadındır. Hind’in baskını ile
onunla da bir şey yaşayamaz Muhammed.
Araba ile sokak sokak dolaşsalar da hiçbir genç kız ya da
kadın onlara dönüp bakmaz. İlgi gösterenler sadece amatör ya da profesyonel
fahişelerdir.
“Kötü Geçmişler”in ana öyküsü iki delikanlının başarısız ilk
cinsel maceraları gibi görünse de Mısır’daki aile yapısı, anne baba ile
çocukların ilişkileri gibi temel sorunlardan başlayıp muhafazakâr yaşam
biçiminin görünmeyen yüzünde neler yaşandığını da anlatıyor. Aile yapısının
aslında bir görüntüden ibaret olduğu ve değişen - kötüleşen yaşam şartlarında
aile ne kadar korunmaya çalışılsa, muhafazakâr yaşam biçimi ne kadar dayatılsa
da yozlaşmanın kaçınılmaz olduğu sanırım anlatının en önemli mesajı.
Büyük bir metropol olan Kahire’de yoksullaşan orta sınıf
mensuplarının şehir dışındaki sitelere taşınmak zorunda kalması... En temel
sorun olan işsizliğin gençleri nasıl çaresiz bıraktığı... Tüm muhafazakâr
görünüme rağmen yoksulluğun kadınları nasıl fuhuşa yönelttiği, sokaklardaki
fahişe sayısının göze batacak şekilde nasıl arttığı... gibi bir çok önemli
yaraya da parmak basıyor Muhammed S. El-Azab.
“Kötü Geçmişler” bir romandan çok uzun bir öykü ya da
novella olarak tanımlanabilir. Kronolojik bir anlatım yok anlatı sondan başa,
baştan tekrar sona gidip gelen sarmallar halinde gelişiyor. Ama tadı hiç
kaçmıyor. 92 sayfalık anlatı bir solukta okunuyor. “Yeni Arap edebiyatının
başarılı temsilci”lerinden sayılan Muhammed S. El-Azab’ın kendine has ironik ve
mizahi bir anlatımı var. Trajik olayları çok doğalmış gibi rahatça anlatıyor
ama komikleştirmiyor.
03.07.2014
Yorumlar