Önce 3-14 Eylül 2014 tarihleri arasında “Üsküdar 1. Sahaf
Festivali” yapıldı. Üsküdar Belediyesi’nin Sahaflar Birliği desteği ile
düzenlediği “Üsküdar 1. Sahaf Festivali” Üsküdar Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Festivale 36 sahaf katıldı. Ardından, 17 Eylül’de “8. Beyoğlu Sahaf Festivali”
başladı ve 7 Ekim’e kadar sürdü.
Üsküdar Meydanı 2005 yılında Marmaray Projesi çalışmaları
nedeniyle 3 yıllığına kapatılmış ve inşaat 9 yıl sonra bitebildi. Meydan 29
Ekim 2013’te tam olarak açılmıştı. Hem çevre düzenlemelerinin artık bittiğini
düşündüğüm yeni meydanı görmek hem de Sahaf Festivali’ni ziyaret etmek için
Üsküdar’a gittim.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in belirttiği gibi “Kendi
içinde yaya ile bütünleşen ve motorlu araç trafiğinin olumsuz etkileri
azaltılmış, yaşanabilir bir kent meydanı” ortaya çıkmamış. Meydan duygusu veren,
yayayla, insanla dost bir görüntü yok, aksine yoğun trafiğin ve karmaşanın
arasında bunalıyorsunuz. Her yağmur yağdığında meydanı su basması da mimari
açıdan önemli hatalar yapıldığını düşündürüyor. Sahaf Festivali’nin standlarının kurulduğu dar sahil
şeridi de bu düşüncemi kanıtlar nitelikteydi. Standlar hem şiddetli yağmurdan
etkilendi, hem de sonbaharla birlikte havaların sertleşmesi ile gelen dalgalara
maruz kaldılar.
Üskidar Sahaf Festivali’ne büyük ilgi vardı. Standların
bulunduğu bölümü yol olarak kullanıp duraklara ulaşmak için geçenler bile durup
kitaplara bakıyordu. Özel olarak festival için gelmiş olanlar da çoktu. Çoğu
kitap satın alıyordu. Üsküdarlılar kitapla, sahaflarla ciddi bir biçimde
buluşmuş oldu. Üsküdar Belediyesi bu festivali kalıcılaştırmak istiyorsa
meydanda daha uygun ve korunaklı bir yer bulmalı. Diğer sahaf festivallerinden,
özellikle Beyoğlu’ndan dersler çıkartmalı.
“Beyoğlu Sahaf Festivali” artık gelenekselleşti. Beyoğlu
Belediyesi’nin en önemli kültür hizmetlerinden biri halini aldı. Her yıl aynı
tarihlerde yapılırsa okurlar için de bir alışkanlık haline gelecek. Beyoğlu
Belediyesi geçen yıllarda yapılan eleştirilerden dersler çıkartmış. “Kim sahaf,
kim değil” tartışması aşılmış. Festivale 80 sahaf katılmıştı ki bu da bilinen
bilinmeyen tüm sahafların festivalde yer aldığını gösteriyor. Bence bu sayı
yeterli.
Beyoğlu Belediyesi, tanıtım eksikliğini gidermiş, hemen her
yerde festivali duyurmuş. Ama hâlâ festivalin bir web sitesi yok. Etkinlik
programını festival alanındaki belediye görevlileri bile bilmiyor. Geçen yıl da
yazmıştım; festival yapıyorsanız, amaç sadece kitap satmak olmamalı. Sahaflık
mesleğini tanıtacak etkinlikler yapılmalı. Sahaflığın şanındandır, bir müzayede
de yapılmalı. Tabii bunları önceden ilgilisine duyurmalı.
“Beyoğlu Sahaf Festivali”ni Beyoğlu Belediyesi ile birlikte
Kültür Kenti Vakfı düzenliyor. Organizasyonlarda, yapılacak etkinliklerde
festivalin gerçek sahiplerinin, sahafların da rolü olmalı. Sahaflar Birliği
mutlaka işe katılmalı.
Bu yıl “Beyoğlu Sahaf Festivali” gerçek amacına daha
yaklaşmış gibiydi. Yine ikinci el kitap çoktu, yine öğrenciler 100 Temel Eser
ya da ders kitabı peşindeydi ama çoğu standda nadir kitabı, dergiyi,
efemera’yı, taş plağı görmek mümkündü. Kim bilir ne değerli kitaplar yeni sahibini
buldu. Aranıp da bulunamayanların, akıllarda kalanların izi sahaf dükkânlarında
ve tabii seneye “Beyoğlu Sahaf Festivali”nde sürülecek.
Not: Geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim “İstanbul” isminin
ArtInternational’e kullandırılmaması ile ilgili olarak Contemporary İstanbul’u
düzenleyenlerden İkon Fuarcılık’ın Avukatı İlker Ünsever uzun bir açıklama
yollamış. Sorunun “İstanbul” ismi değil İkon Fuarcılık’a ait “Art International
İstanbul” markasının kullanılması olduğunu, mahkeme kararı ile bunun önlendiğini
belirtmiş. Açıklama için teşekkür ediyor, düzeltiyorum.08.10.2014
Yorumlar