Tayyip Erdoğan’ın Marmaray projesindeki gecikmeyi açıklarken
söylediği “Çanak çömlekle bize kaç sene kaybettirdiler” sözünü hatırladım Nezih
Başgelen’in “İstanbul’da Marmaray-Metro Kurtarma Kazılarının Kent Arkeolojisine
Katkıları”nı okurken (Arkeoloji ve Sanat yay.). Nezih Başgelen Üsküdar Meydanı,
Sirkeci ve Yenikapı’da metro istasyonları için yapılan kazılarda bulunan
kültürel varlıkların İstanbul’un tarihini nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Üsküdar’da Osmanlı Dönemine ait bir arastanın kalıntıları,
deri işleme atölyeleri ve MS. 12 -13 yüzyıllardan apsisli bir yapının temel
kalıntıları çıkmış. Sirkeci’deki kazılarda Erken Bizans, Bizans ve Geç Osmanlı
dönemlerine ait mimari kalıntılar ile Roma öncesi döneme ait çanak çömlek
tespit edilmiş. Tayyip Erdoğan’ın canını sıkan “çanak çömlek” bunlardı
herhalde. En geniş arkeoljik kazılar Yenikapı’da yapılmış. Burada İstanbul’un
M.S. 4. ile 7. yüzyıl arasındaki en büyük ticari limanı olan Theodosius Limanı
günışığına çıkmış. Bugüne kadar toplu olarak bulunmuş en büyük batık gemi grubu
da 36 batıkla bu bölgede. Ayrıca on binlerce arkeolojik eser ve “100 Ada” olarak adlandırılan bölgede
farklı devirlere ait çeşitli mimari kalıntılar bulunmuş.
Daha da önemlisi “Cilalı Taş Devri”ne ait çanak çömleğin ve
yine Neolotik Döneme ait 4 mezarın bulunması. En ilginci de Neolotik Çağ’dan
kalma insan ayak izleri. 2080 adet ayakizi belgelenmiş. Yenikapı’daki
kazılardan elde edilen bulgulardan İstanbul şehrinin tarihinin sanıldığından
çok daha eski olduğu, günümüzden 8500 yıl geriye doğru gittiği saptanmış. Marmara’nın
Karadeniz’le birleşip gölken deniz halini aldığı zamanlardan söz ediliyor.
Böylece sadece İstanbul’un değil denizlerin tarihi de yeniden yazılacak.
Marmara’nın 10 bin yıl içinde yaşadığı değişim anlaşılacak.
Bu alandaki çalışmalar bittikten sonra Koruma Kurulu bulunan
kalıntıların kaldırılmaması ve Atina ve Roma Metrosu’ndaki gibi yerinde
korunmasına karar vermiş. Koruma kurullarının kararlarının ne kadar
uygulandığı, ne kadar görmezden gelindiği bilinen bir şey.
Marmaray Yenikapı İstasyonu’nun çıkışında birkaç küçük
camekan içinde Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden parçalar sergileniyor. Gören
sadece bunlar çıkmış da yetkililer kıyamayıp sergilemiş zanneder. Yenikapı’daki
gibi bir liman ve rıhtım çıkabileceği umulan Üsküdar kazılarının akıbetinin ne
olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadım. Koruma Kurulunun yerinde koruma kararı
uygulandı mı?
Sirkeci İstasyonu’na Cağaloğlu’ndan girenler dev bir
posterle karşılaşıyor. Posterde tarihi kalıntıların fotoğrafı ve bu duvarın
ardında bu kalıntılar var bilgisi yer alıyor. Hemen her yolcunun aklına bu
poster yerine cam konsaydı da kalıntıları görseydik düşüncesi geçiyor. Dışarıdan
da bu kalıntıları görmek mümkün değil, üstü kaplanmış. Umarım kalıntılar “beton
dökülerek” korunmamıştır.
Yenikapı İstasyonu ise “Yenikapı Transfer Merkezi ve
Arkeopark Alan” adlı özel bir proje ile yapılmış. İstasyon açıldı ama “Arkeopark
Alan”da bir çalışma görülmüyor. Yani İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ya projeyi
eksik teslim almış ya da arkeopark’tan vaz geçmiş.
Yurtdışındaki tarihi eserleri kurtarmakla övünen Kültür ve
Turizm Bakanımız Ömer Çelik ziyaretçiye açılsa milyonlarca tarih ve arkeoloji
meraklısını İstanbul’a çekecek Yenikapı Arkeopark’ının neden yapılmadığını,
Sirkeci’deki, Üsküdar’daki kalıntılara ne olduğunu merak ediyor mudur? Bir
telefon açıp Kadir Topbaş’a sorar mı! Modern bir kent olmaya çalışırken tarihi
mirası yok mu ediyoruz?
19.11.2014
Yorumlar