Davetiyedeki adres şöyle “Haldun Taner Sokağı No: 11”.
Haldun Taner sokağında Haldun Taner sergisi açılıyor. 16 Mart’taki anma
toplantısı ile başlayarak bir ay boyunca Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür
Merkezi’nde “Haldun Taner 100 yaşında” sergisi yer alacak. Haldun Taner’in
fotoğrafları, özel eşyaları ve kitaplarının yanı sıra hayatının belirli
dönemleri, ilgi alanları ve edebi yolculuğu izlenecek.
Aynı günlerde Bursa Kitap Fuarı’nda da Haldun Taner anılacak,
konuşulacak. Yaşamı, fotoğrafları, aile albümü ve eserlerinden metinler “Haldun Taner 100 Yaşında” sergisinde
okurlarla buluşacak.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Haldun Taner’in yeni
yayıncısı. Serginin açıldığı günlerde Haldun Taner’in “Şişhane’ye Yağmur
Yağıyordu” (öykü), “Keşanlı Ali Destanı” (oyun) ve “Koyma Akıl, Oyma Akıl”
(düzyazı) kitaplarının yeni basımları da YKY’den çıkmış olacak.
“Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” en sevdiğim kitap adlarından
biridir. Yağmurlu günlerde işyerime giderken, Şişhane durağında indiğimde hep
bu kitap adı aklıma gelir ve büyük ustayı anarım.
Haldun Taner’i bir süredir sadece adına verilen “Haldun
Taner Öykü Ödülü” ile anar olmuştuk. Onun yazarlığından, öykülerinin tadından,
tiyatro eserlerinin öneminden ancak edebiyatla yakından ilgilenenler söz
ediyordu. Yüzüncü yaş bir anlamda yeniden buluşma da olacak.
Haldun Taner, 16 Mart 1915 doğumlu. Biyografisinde öykücü,
tiyatro yazarı, öğretim üyesi ve gazeteci diye yazıyor. Ama yaşamına çok daha fazla iş sığdırmış.
Sanat tarihi, Türkoloji ve tiyatro eğitimi almış. Yazarlığa 1938 – 42
yıllarında yazdığı radyo skeçleri ile başlamış. İlk öyküsü “Töhmet” 1946’da
Yedigün dergisinde yayımlanmış. Öykülerindeki konu zenginliğine, mizah yanının
gücüne ve toplumcu eleştirel yönüne dikkat çekiliyor. Behçet Necatigil; “Taner
gücünü gözlem, mizah ve yergiden alan, konuları büyük şehrin tipik ve türedi
yaşamlarından gelme hikâyeleriyle tanındı” diyor.
Haldun Taner’in “Sancho’nun Sabah Yürüyüşü” adlı kitabını okuduğumda
ortaokul çağlarındaydım. Anlatımdaki rahatlık, mizahındaki ince eleştiriye
hayran olmuş, diğer kitaplarının peşine düşmüştüm. Klasik öykünün dışında, betimlemelere,
çözümlemelere yer vermeyen ama en ince ayrıntıları okurunun belleğine çizen bir
anlatımı vardır Taner’in. Modern bir öykü anlayışı ile yeni teknikler deneyen
bir öykücüdür. Öykülerinde Bergsoncu zaman anlayışını kullandığına, geçmişle
şimdi arasındaki geçişlerdeki ustalığına dikkati çekiliyor. Bir kurgu ustası.
Okur olarak aklımda kalan ise en hüzünlü öyküsünün bile yaşam sevinci ile dolu
olduğudur.
Haldun Taner iyi bir öykücü olmasının yanında büyük bir
tiyatro yazarı. “Keşanlı Ali Destanı”, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”,
“Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” klasikleşmiş oyunlarından. “Keşanlı Ali
Destanı” Türk tiyatrosunun ilk epik oyunu sayılıyor. Haldun Taner, Brehtci
bakış açısıyla yüzde yüz yerli oyunlar yazmış bir usta.
Haldun Taner, güncel konuları ele alan, politik ve toplumsal
hiciv yapan kabare tiyatrosunun da Türkiye’deki öncüsü. Zeki Alasya’yı, Metin
Akpınar’ı, Ahmet Günhan’ı ve Kemal Sunal’ı unutulmaz Devekuşu Kabare Tiyatrosu
sahnesinde onun sayesinde tanıdık.
Şimdi gazetelerde rastlanmaz olan deneme tadındaki köşe
yazılarının da büyük ustalarındandı.
Haldun Taner’in yüzüncü yaşı için yapılan etkinlikler bu
büyük bir usta ile yeniden buluşmak ve kitaplarını yeniden okumak için iyi bir
fırsat.
18.03.15
Yorumlar