1 Milyon Öğrenciye 2 Milyon Kitap




İş Bankası sekiz yıldır “Karneni Göster Kitabını Al” adlı bir sosyal sorumluluk projesi yürütüyor. Proje ile “Çocukların nitelikli kitaplarla buluşturulması, okuyan gençlerin sayısının artması, öğrenciler için fırsat eşitliğinin oluşmasına katkıda bulunulması” amaçlanıyor. Bu yıl da okulların kapandığı 12 Haziran’dan itibaren ilk ve ortaokul öğrencilerine ikişer kitap hediye edilecek. Kitaplardan biri Eray Canberk’in hazırladığı “Şairlerimizden Seçme Şiirlerle Şiir Dünyasına Yolculuk”, diğeri de Doç. Dr. M. Sinan Özeren’in “Depremden Korkmuyorum – Nasıl Korunacağımı Biliyorum”. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin açıklamasına göre bu yıl sadece karnesini alıp banka şubelerine gelen çocuklara değil yatılı bölge ortaokullarındaki öğrencilere ve Sevgi Evleri ile mülteci kamplarında kalan çocuklara da kitap hediye edilecek. İlk ve orta öğretimde 12 milyon civarında öğrenci var. Bunların bir milyonuna kitap hediye edilmiş olacak. Önemli bir rakam.
İş Bankası’nın kampanyaları başladığından beri farklı değerlendirmeler yapılıyor. Olumlu düşünenler çocuklara okuma zevki aşılandığını, yarının kitap okurlarının oluşmasına katkıda bulunulduğunu söylüyor. Kampanyanın olumsuz etkisi olduğunu düşünenler ise çocuğun ders dışında kitap okuyacağı dönemin tatiller, yaz ayları olduğunu, çocuk tam tatile çıkarken onu banka şubesine çağırıp kitap hediye ederek kitabevine gidip kitap satın almasının önlendiği yani yayıncılık sektörünün olumsuz olarak etkilendiğini düşünüyor.   
Dünya’da en çok kitabı yaşlılar okuyor, çocuklar ve gençler kitaptan uzaklaşıyor. Çocukları ve gençleri kitapla buluşturabilmek, kitap okuma zevki kazandırabilmek için bir çok kampanya yapılıyor. Bizde ise tersine bir durum söz konusu. Türkiye’de en çok 7-14 yaş grubu yani ilk ve orta öğretim çağındaki çocuklar kitap okuyor. Bu nedenle Türkiye’de üretilen kitap sayısı ve kitap okuma oranları her geçen yıl artıyor. Çocuk ve ilk gençlik yayıncılığımızdaki kalite artışını görmemek elde değil. Çocuklar daha iyi, daha kaliteli kitap talep ediyor, sektör de üretiyor.
Bu olumlu tabloya rağmen görmemiz gereken bir de gerçek var. Devletin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kitap okumayı özendirici kampanyaları, projeleri yok. Çocukların kitapla karşılaşabildiği tek yer okullar. Son siyasi gelişmelerle okullara ders kitabı dışında kitap sokulmadığı ya da sadece belli yayınevlerinin kitaplarının okunmasına izin verildiğini, müfettişlerin öğrencilerin çantalarında yardımcı ders kitabı aradıklarını ve kitap bulduklarında öğretmenler hakkında soruşturma açıldığını duyuyoruz.  
Birçok eve kitap bir yana gazete bile girmiyor. Kitap almak isterseniz kitaba ulaşmak da pek kolay değil. Türkiye’nin birçok ilçesinde kitabevi yok. Aynı şekilde kitaba ulaşmanın en ekonomik yolu olan halk kütüphanelerinin sayısı da yok denecek kadar az. Türkiye’de 31 bin 871 mahalle ve 18 bin 332 köy var ama 1118  halk kütüphanemiz var. Bunların çoğunda çocuklara yönelik kitap yok ya da kütüphaneler yetişkinlere göre yapılmış, çocukların kullanımına uygun değil. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ders kitaplarının dışındaki kitaplarla kitap fuarlarında karşılaşıyorlar.
İş Bankası’nın “Karneni Göster Kitabını Al” kampanyaları ile birçok çocuk ilk defa kitapla buluşmuş olabilir. Çocukların bir kitapla bir mevsim geçirmeyeceklerini, kitap okumaktan keyfini alırlarsa büyüklerden çok daha hızlı ve fazla kitap okuyacaklarını da unutmayalım. Yeter ki onların kitaba ulaşmasını sağlayalım. İş Bankası da bunu yapıyor. Adnan Bali ve projeyi yürüten arkadaşlarını kutlarım.     
03.06.2015     

Yorumlar