Sema Kaygusuz “Barbarın Kahkahası”nda yazın sıcak
günlerinde, bir otelde, polisiye bir olay havasında günümüz Türkiyesi’nin küçük
bir modelini kuruyor.
Olaylar Mavi Kumru Oteli’nde yaşanıyor. 18 Ağustos gecesi
çoğunluk çoktan odasına çekilmişken otelde kalanlardan biri kararlı adımlarla
iskeleye yürürken bir yandan da kemerini çözüyor, fermuarını indiriyor ve
iskelenin ucuna geldiğinde bir gösteri havasında çişini yapmaya başlıyor.
Herkesin uyuduğu umulan o saatte denize çiş eden bu adamı görenler var. Okey
masasından kalkmaya hazırlanırken bu olaya şahit olan kadınlardan biri ertesi
sabah olanları kocasına anlatınca olaylar gelişmeye başlıyor. Kadının kocası bu
teşhirciye saldırıp yumrukluyor ve çişli bir polisiyenin içinde buluyoruz
kendimizi.
Yumruklaşma ile son bulan çiş olayının ardından hemen her
gün yeni çiş olayları yaşanmaya başlıyor. Olağan şüpheli kuşkusuz iskeleden çiş
edip dayak yiyen Turgay. Her çiş olayından sonra müşterilerin terk ettiği otelin
sahibesine göre mekanının adını çıkartıp iflas ettirme niyeti ile yapılıyor bu
çişler. Ama çiş ederek kirletilen yerler, eşyalar çoğaldıkça başka kişilerin de
zanlı olabileceğini düşünüyorlar. Artık oteldeki herkes birbirinden
kuşkulanıyor.
Toplu olarak kirlenme, kirletilme romanın bir boyutu. Diğer
yanda da bir avcı olarak yetişen bir ergen var. Ozan birkaç gün içinde
balıklardan başlayarak her defasında daha büyük bir hayvanı öldürerek erkek
oluyor.
Bu olaylar yaşanırken otelin sakinlerini ya da çiftlerini
tanımaya başlıyoruz. Her çiftin en az bir öyküsü ve kendi aralarında çözmesi
gereken sorunları var ki bunların da insan ilişkilerindeki temel sorunlar
olduğunu ve bu toprakların insanlarının meseleleri olduğunu anlıyoruz okudukça.
Herkes olaylardan bir şekilde etkileniyor, kendince
tartışıyor ama kadın kahramanlar sorunları anlatmakta, anlamakta ve çözüm
aramakta bir adım daha önde sanki. Eda’nın sevgilisi Ufuk’la giriştiği
tartışma, iskelede yaşayan İsmail ve Melih’in ilişkileri, Alikâr’la Selçuk’un
dumanlı kafa ile yaptıkları uzun diyalog yavaş yavaş görünümü ortaya
çıkartıyor. Yazar günümüz Türkiyesi’nin küçük bir modelini kuruyor Mavi Kumru
otelinde.
Romanın genel akışını bozma pahasına araya giren romanın
seksenlik kahramanı Simin’in yazdıkları bir anlamda anahtar metinler. Çişli
olayların nedenini de, bu işi kimin gerçekleştirmiş olabileceğini de onun bir
bilgenin, cadının ya da büyücünün kaleminden çıkmış olduğunu düşünebileceğimiz
metinleri sayesinde anlıyoruz, anlamaya çalışıyoruz. Çişin yaraları
iyileştirici bir etkisi olduğunu da onun yazdıklarını okurken hatırlıyoruz.
Oteldeki faili meçhul çiş olayları da ilkin bir karmaşa yartıyor gibi görünse
de aslında kaosu önleyecek bir ilaç.
Simin’in işaretleri görüp doğru değerlendiremezsek barbarın
kahkahasını duyulacağı uyarısı ise romanın mesajı kabul edilebilir.
Sema Kaygusuz’un “Barbarın Kahkahası” (Nisan 2015, Metis
yay.) gündelik ve sıradan gibi görünen olayları, aynı sıradanlıkla anlatıyormuş
gibi görünen bir roman. Kolay, rahat bir anlatımı var gibi bir algı yaratıyor
başlarda, daha derinleşebilir, deşebilirdi diye düşünüyorsunuz ama sayfalar
ilerledikçe o sıradanlığın derinlerinde aslında ne büyük anlamlar
taşıyabileceğini görüyorsunuz. Sema Kaygusuz gizli ve açık göndermelerle farklı
okumalara açık bir metin oluşturmuş, günümüz Türkiyesi’nin temel sorunlarının
insan ilişkilerine, günlük ve sıradan yaşamlarda nasıl karşılığını bulduğunu
tartışmaya açmış.
28.05.15
Yorumlar