"İnsanlar
meydanları kullanmıyorlar! Sadece geçip gidiyorlar” diyor Serkan Taycan. Taksim
Pilot Galeri’de 4 Temmuz’da biten “Agora” isimli sergisi İstanbul’un
meydanlarının dev fotoğraflarından oluşuyordu. Özel bir yöntemle, büyük bir
emekle çekilmiş, her ayrıntının görülebildiği fotoğraflardı bunlar.
Meydanlardan
geçip gidiyoruz çünkü durmamızı sağlayacak şehir mobilyaları yok. Gölgelik ise
hiç aramayın. Müteahhitlerin daha çok taş kullanabilmesi için boş beton alanlar
olarak tasarlanıyorlar. Taycan’ın dediği gibi meydanlar “kentlilerin ‘öteki’
ile karşılaştığı, her sınıfa, etnisiteye, cinsiyete, cinsel yönelime açık
mekanlar. Kentlinin sesini duyurabildiği, müdahil olduğu, karşılaştığı yerler” (bkz.
“Acı gerçek: En meydan gibi kullanılan meydan bir AVM
önü!”, radikal.com.tr). Bu buluşmalar, karşılaşmalar olmasın diye oturma
grupları yapılmıyor, ağaç dikilmiyor. İnsanlar o geniş beton alanların
mitingler için uygun olduğunu fark edip düşüncelerini ifade etmek
istediklerinde ise alana sokulmuyorlar.
Serkan
Taycan’ın başlığa da çıkartılan “En meydan gibi kullanılan meydan bir AVM önü!” sözü dikkate değer. Şişli’deki Cevahir AVM’nin önündeki küçük alandan söz ediyor Taycan.
“Çünkü başka hiçbir meydanda gölgelikli banklar yok!" diyor. Aynı şekilde
Cevahir AVM’nin içi de meydan
sayılabilir. Zaten iktidarlar da insanların kolay kontrol edilemedikleri
meydanlarda değil güvenlik kontrolünden geçilerek girilebilen kapalı mekânlarda,
AVM’lerde günlerini geçirmesini istiyor.
Meydan denilince kuşkusuz akla Taksim
geliyor. Taksim toplanma hakkının en çok kullanılmak istendiği ve sürekli
Anayasal hakların engellendiği simge bir alan. Tayyip Erdoğan’ın istediği gibi
bir düzenleme yapılamayıp, Topçu Kışlası’nın bir taklidi inşa edilemediği için
büyük boş ve beton bir alan olarak duruyordu. Seçim öncesinde biraz da oy
kaygısı ile olsa gerek ağır aksak bir düzenleme başlatıldı. “Birileri konuşur, biz yaparız” diyen Kadir Topbaş
“Yeşillendirilmiş zeminiyle Taksim’i İstiklal Caddesi ile birlikte Beyoğlu’na
yakışır hale getirecek”lerini belirtiyor. “Biz yaparız” diye iddialı laflar
eden Topbaş’ın on yıldır neden İstiklal Caddesi’ne sağlam bir taş
döşeyemediğini, sonunda neden caddenin yarı asfalt yarı kırık taşlarla son
derece çirkin bir hale geldiğini izah etmesi gerek önce. Neden yapamamış ya da
yapmamış?
Taksim Meydanı’nda yapılan ne? Beton zemin üzerine taş döşeniyor. Zemin
döşeme işlemleri tamamlandıktan sonra oturma birimleri, süs havuzları, ağaçlar,
duraklama ve dinlenme alanları eklenecekmiş. Beton zemin üzerine taş
döşendikten sonra meydan nasıl yeşillenecek, örneğin nasıl ağaç dikilecek diye
merak ediyordum. Cevabını Taksim’den geçerken gördüm. Betonun üzerine taş
döşeyip sonra da onları kırıp toprak dökmek gibi müteahhitlik çözümleri (!)
olsa da bu kez daha pratik bir yöntem üretilmiş ve dev saksılarda ağaçlar
getirilmiş. Yani meydana yeni ağaç dikilmeyecek, betonun üzerine bu saksılar
yerleştirilecek ortasına sığ havuzlar yapılacak. Beton üzeri yeşil bir
meydanımız olacak.
Sanıyorum Topçu Kışlası’nı inşa etme inadından vazgeçilmedi. Zamanı
gelince inşaat başlayacak. O nedenle de Taksim Meydanı’nda inşaata başlarken
kolayca götürülecek, insanların ağaçları kestirmeyiz diye eylem yapamayacakları
portatif ağaçlarla portatif bir meydan düzenlemesi yapılıyor.
08.07.2015
Yorumlar