Kurt Vonnegut “Şampiyonların Kahvaltısı”nda ırkçılıktan
çevre kirliliğine uzanan bir yelpazede “Amerikan Rüyası”nın ağır bir
eleştirisini yapıyor.
“Şampiyonların Kahvaltısı”, “Yapayalnız, sıska, yaşlıca iki
adamın, hızla ölen bir gezegende karşılaşmasının öyküsüdür bu. Adamlardan biri,
Kilgore Trout adında bir bilimkurgu yazarıydı. O zamanlar adı sanı bilinmeyen
biriydi ve hayatının bittiğini düşünüyordu. Yanılıyordu. Karşılaşmanın
sonucunda tarihin en sevilen ve saygın insanlarından birine dönüştü.
Karşılaştığı adamsa Dwayne Hoover adında bir otomobil satıcısı, bir Pontiac
bayiiydi. Dwayne Hoover delirmenin eşiğndeydi.”
Bu cümlelerden sonra Kurt Vonnegut, Amerikan Rüyası’nın
eleştirisine sert bir biçimde ve ABD’nin milli marşından başlayarak giriyor.
Amerika’nın keşif tarihi olarak öğretilen 1492’nin aslında milyonlarca insanla
dopdolu ve yaratıcı hayatlar sürülen kıtanın işgal edildiğini, “korsanların
onları aldatmaya, soymaya ve öldürmeye başladığı tarih” olduğunu anlatarak
devam ediyor. Bu eleştiride de iki kahramanının yaşadıklarını vesile edeceği
anlaşılıyor. Dwayne Hoover’ın yaşam öyküsü okuduğunuzda bir başarı öyküsüdür.
Bir otomobil satıcısı olarak başladığı iş yaşamında başarıdan başarıya koşmuş
ve sonunda birçok işletmenin sahibi, hatırı sayılır bir zengin haline
gelmiştir. Kurt Vonnegut daha romanın başında Dwayne Hoover’ın delireceğini
bildirdiği için bunun nasıl gerçekleşeceğini merak ederiz. Yaşadığı küçük
kasabanın en güçlü kişisi olan Dwayne Hoover’ı ne delirtmiştir? Kilgore
Trout’un bir romanı.
Dwayne Hoover’la Kilgore Trout “Dwayne’ın memleketi Midland
City’de, 1972 güzünde düzenlenen bir sanat festivalinde karşılaştılar.” Dwayne
bu karşılaşma sırasında Trout’un bir romanını hızlı okuma yöntemiyle okudu ve
kendisi hariç Dünya’daki herkesi robot olduğunu öğrendi. O andan sonra da
çıldırdı.
“Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater”da tanıdığımız Kilgore
Trout 1973’de yayımlanan “Şampiyonların Kahvaltısı”nın (Haziran 2015, çev.
Algan Sezgintüredi, April yay.) da ana kahramanlarından. Dwayne’le karşılaştığı
sırada New York Eyaleti’nin Cohoes kentinde bir bodrum katında yaşıyor ve çift
camlı alüminyum pencere takarak geçiniyor. Yazarlığını ne işvereni ne de iş
arkadaşları biliyor ama 117 roman ve 2 bin öykü yazmış. Hiçbir müstehcen
içeriği olmayan bilimkurgu öykü ve romanları porno yayınlarda kitapları
kalınlaştırmak için kullanılıyor. Trout hiç okuru olmadığını sanıyor ama
tutkulu bir hayranı var; Eliot Rosewater. Eliot Rosewater, hayranlığını
belirtmek için Trout’a mektup bile yazıyor ama Trout tek hayranının ergenlik
çağında bir delikanlı olduğunu düşündüğü için önemsemiyor. Midland City’deki
festivale Trout’un davet edilmesini sağlayan da Eliot Rosewater. Romanda “Mavi
Sakal”ın kahramanı Rabo Karabekyan da var. Kurt Vonnegut da zaman zaman sözü
alıyor romanın kurmaca olduğunu, kahramanları kendisinin yarattığını ve
geleceklerini belirlediğini belirterek yorumlar yapıyor.
Kurt Vonnegut, roman kahramanlarını diğer romanlarında da
kullanmayı sevdiği gibi belirli izlekleri de sürekli kullanıyor. Örneğin
romanlarında hep savaştan dönmüş ve savaşın etkisini hâlâ üzerinde taşıyan
kahramanlar var. Delirmek üzere olmak da böyle bir izlek. Dwayne Hoover’ın
delirmesinini nedeni ise sağlık amacıyla kullandığı ilaçlarda yer alan
kimyasalların etkisi.
Kurt Vonnegut için “çağın vicdanı” demişler. Eserlerini okudukça bu
nitelemenin ne kadar doğru olduğu anlaşılıyor. Düşüncelerini o kadar doğrudan
söylüyor ki onun yazdıklarını mizahla,
hicivle, kara mizahla nitelemenin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çok iyi,
kendine has bir yazar. Bugüne dek tanışmadıysanız bu büyük yazarı okumak için
geç kalmamanızı öneririm.20.08.2015
Yorumlar