Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göre dizi filmlerimiz 85
ülkede yayınlanıyor. Kültür ihracatı açısından önemli bir başarı. Hizmet
ihracatında kültürün payı % 3,5’a varmış. Dünya’da ise hizmet ihracatında kültürün
payı % 0.9’muş. Yani kültür ihracatında oldukça öndeyiz.
Kültür ihracatı sanayi ihracatının da önünü açıyor.
Türkiye’nin tanıtımında olumlu bir etkisi olduğu gibi, dizilerde kullanılan
ürünler nedeniyle markalarımızın da tanınma olanağı var. Yani Türk dizilerinin
izlendiği ülkelerde turizm ve ihracat açısından daha şanslıyız. Ekonomi
Bakanlığı da bunu bildiği için dizilerin ihracatını kolaylaştırmak için önemli
destekler veriyor.
Dizi ihracatçısı Calinos Holding'in Genel Müdürü Beşir
Tatlı, yılda 70 dizi film üretildiğini, bunların 40’ının birkaç bölüm sonra
yayımdan kalktığını, yayında kalmayı başaranlardan 10-15’inin yurtdışındaki
televizyon kanallarına satılabildiğini söyledikten sonra 2015 yılında dizi
ihracatından 250 milyon dolar döviz geldiğini söylemiş (AA haberi 13.01.2016).
Dizi ihracatçıları Beşir Tatlı’nın ifade ettiği rakamın
iyimser bir tahmin olduğunu, dizilerden gelen ihracat gelirinin net olarak
ölçülemediğini söylüyorlar. 2014 yılı için tahmin edilen 200 milyon dolarlık
ihracat rakamının da artmadığını aksine bir düşüşten de söz edilebileceğini
belirtiyorlar. Gerçekten de Ekonomi Bakanlığı’nın Sektör Raporları’nda ve
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde dizi
film ihracatımız hakkında hiçbir rakamsal veri bulamıyorum. 200-250 milyon
dolarlık dizi ihracat rakamı hangi veriyle ifade ediliyor acaba?
23 Mart’ta İstanbul’da Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde,
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği tarafından “Kültürel
Hizmetler Çalıştayı” yapıldı. Davetlilerin yüzde sekseni dizi film
sektöründendi. İki gün sonra Başbakan Davutoğlu’nun sanatçılarla toplantısında
da dizi film sanatçıları ve yapımcıları vardı. İki toplantıda da dizi film
ihracatındaki başarılardan söz ederken sorunlara da değinildi.
Dizi ihracatçıları yeni dizi filmlerin ihraç edilemediğini
söylüyorlar. İhracat listelerinin üst sıralarında hâlâ “Muhteşem Süleyman”. “Fatmagül’ün
Suçu Ne”, “Ezel” gibi eski diziler varmış.
En önemli sorun
RTÜK’ün gün geçtikçe artırdığı yasaklar nedeniyle uygulanan otosansür.
RTÜK’ten ceza almamak için dizi konularının çok sınırlandığını ve bunun da
dizilere ilgiyi azalttığı söyleniyor. RTÜK nedeniyle bugün “Fatmagül’ün Suçu
Ne” ya da “Aşk-ı Memnu” gibi bir dizi çekmek mümkün değil diyorlar. Daha özgür düşünce ortamı isteniyor ki bu
aslında tüm kültür dünyasının talebi. Özgür düşünce ortamı olmadan iyi sanatsal
üretim olmayacağı bir gerçek. İkinci unsur yeni rating sistemi. Eski diziler
bugün yapılsa yeni sistemin denek yapısı nedeniyle rating alamaz, rating almayınca
reklam gelmez, reklam gelmeyince de diziler gösterilemez, çekilemeyen dizi de
ihraç edilemez diyorlar. Türkiye’de 2 - 3 bölümde yayından kalkan bir dizinin
ihracat şansı olmayacağını belirtiyorlar. Çünkü ihracattan elde edilen gelir
dizinin yeni bölümlerini yapmak için yeterli değil. Mutlaka Türk televizyon
kanallarında dizinin gösteriliyor olması gerekli.
RTÜK yasakları ve rating sistemi konuları çok sınırlamış, bu
da dizilerde senaryo sıkıntısının doğmasına neden olmuş. Özellikle Kore
dizilerinin adaptasyon haklarını alıp, onların konu ya da senaryolarını
kullanmaya başlamışlar. Bu durumun da Türk dizilerinin özgünlüğünü yitirmesine
yol açacağı, Dünya’da cazibesinin kalmayacağı düşünülüyor.
15 Nisan’da “Kültürel Hizmetler İhracatın Yıldızları Ödülleri”
verilecek. 2015’de en çok ihraç edilen dizi filmler ve yabancı dillerde en çok
kitabı yayımlanan yazar ödüllendirilecek. Bu ödüller önemli bir gösterge
olacak. Bakalım iddia edildiği gibi kürsüde eski dizilerin sanatçılarını mı
yoksa yeni isimleri mi göreceğiz?
13.04.2016
Yorumlar