Güzel bir gelenek oluştu. Sanıyorum bunu başlatan Metis
Yayınları oldu. Yayınevleri her yıl konulu ajandalar yayımlıyorlar. Yıl boyu
ajandanızı kullanırken o konuyla ilgili alıntılar okuyor, bilgileniyor, zaman
zaman duygulanıyorsunuz. Alfa Yayınları’nın İyi Yaşam Günlüğü, Hrant Dink
Vakfı’nın Yemek konulu ajandası, Kırmızı Kedi Yayınları’nın “Şiirle Güzel
Dünya” diyen Kedili Ajandası, Kemal Gökhan Gürses’in Karga Kafası Ajandası,
Overteam’in Rakı Ajandası benim dikatimi çekenler. Ajandaların en eskisi Ece
Ajandası da kendini yeniledi, çeşitlendi. Bunlara Saatli Maarif Takvimi’ni ve
kitapseverlerin gözdesi İletişim Yayınları’nın Resimli Türkçe Edebiyat
Takvimi’ni de eklemek gerek. Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi hem esprili bir
takvim hem de yılboyu okunacak dev bir antoloji.
Metis’in bu yılki ajandasının başlığı “Hiçbir Yerden”.
Sunuşunda “Yersiz hissedersiniz bazen kendinizi, yersiz yurtsuz ve çaresiz.
Sözünüzü duyan yoktur, sözünüzü koyacak yer yoktur. Kendi ülkenizde sürgün
gibisinizdir, ‘kış ruhu’ ele geçirmiştir sizi. ‘Aklımı henüz kaçırmadım, canımı
şimdilik kurtardım,’ deyip avunmaya çalışmak beyhudedir,” deyip, “Edip Cansever
‘Umudu dürt / Umutsuzluğu yatıştır,’ diye vasiyet etmiş bize. O halde gelin ‘cehennemin
ortasında cehennem olmayan kim ve ne var’ arayalım bu yıl, ve yaşatalım
bulduğumuzda” diyerek umudumuzu körükleyecek işlerle, konularla, alıntılarla
oluşturmuşlar ajandayı.
Ben de sormadan edemiyorum; “Yeni yıla umutlu başlayabilecek
miyiz?”
Yazık ki cevabım olumlu değil. Her geçen yıl daha kötüye
doğru gidiyoruz. Geçen yılı “2015’i anımsamak istemem” diye kapatmıştım. 2016
daha beter oldu. Can Yayınları’nın kültür sanat yıllığı “Can Almanak”a
baktığımızda içimizin karayken kapkara olmaması olanaksız. Ne çok ölüm, ne çok
acı yaşamışız. Yurtta da cihanda da her yanı savaş sarmış. Toplu katliamlar,
bombalı saldırılar, şehitler ve nihayet 15 Temmuz Darbe Girişimi. Yüzlerce
kişinin öldürüldüğü saldırılar...
“Can Almanak”a amacı, 2016’da kültür ve sanatta yaşananları
kayıt altına almak, unutulmamasını sağlamak. 1 Aralık 2015 – 30 Kasım 2016
tarihleri arasını kapsıyor. Ölümler kaydedilmeye 18 Aralık’ta İsmail Tunalı ile
başlamış 30 Kasım’da Erdal Tosun’a varmış. En çok ölüm Kasım 2016’da. 10
sanatçı ve edebiyatçıyı yitirmişiz.
Toplatılan kitaplar, yasaklanan şarkılar, sansürlenen filmler, oyunlar,
kırpılan sahneler, sergilerden kaldırılan tablolara iptal edilen konser ve
festivaller, gelmeyen yabancı sanatçılar, işinden edilen sanatçılar, yazarlar,
şairler, çevirmenler eklenmiş. Yetmemiş 140’dan fazla gazeteci, yazar, çevirmen
tutuklanmış.
İyi şeyler yok mu? Neyse ki var.
Yekta Kopan, Mehmet İren, Zeynep Miraç ve Sibel Oral’ın hazırladığı Can
Almanak “Ferhan Şensoy’dan Dünya rekoru: Ferhangi Şeyler 2000. kez sahnede”
diyerek başlıyor. 250 bin adet basılan romanlar, muhteşem sergiler, her şeye
rağmen yapılan ve rekor katılımla tamamlanan festivaller, kitap fuarları,
Oscar, Nobel, yabancı dillerde yayımlanan Türk yazarlarının kitapları, ululslararası
alanda başarılı sanatçılar, yüzüncü yaşını kutladığımız yazarlar, müzayedelerde
rekor fiyatla satılan tablolar, açılan müzeler, bulunan arkeolojik alanlar...
Ve Kasım 2016: “Turhan Abisiz Fuar Olur mu?” Hâlâ özgürlüklerine kavuşmalarını
beklediğimiz yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, dostlarımız...
2016 da böyle geçti. Çetin Altan’ın dediği gibi “Enseyi karartmamak için”
umuda ihtiyacımız var. Cansever’in dediği gibi “umudu dürt”mek için de
yaşamımızdan sanatı, edebiyatı eksiltmememiz gerek. 2017’de de umudu yaşatmak
için sevdiklerinize bir kitap armağan edin. Yanında bir almanak, bir takvim ya
da ajanda da olursa harika olur. Hepimize hayırlı bir sene dilerim!.. 28.12.2016
Yorumlar