Doğan Hızlan yazılarında sık sık, bir yere gidiyorsanız
oraya dair kitapları da edinin, beraberinizde götürün, gittiğiniz yeri
kitaplarla gezin der. Lizbon’a yaptığımız beş günlük kısa gezimizde bu kurala
uymaya çalıştım. Yanımda Didem Bozbora ve Alp Bozbora’nın yazdığı Lizbon
Seyahatnamesi (Şubat 2016, Cinius yay) ve Jose Saramago’nun Lizbon Kuşatmasının
Tarihi (Ağustos 2016, çev. Emrah İmre, Kırmızı Kedi yay.) vardı.
Turizme, gezmeye önem versek de gezi edebiyatımızın pek
gelişmediği malum. Nedim Gürsel, Enis Batur gibi bir kaç nadir örnek dışında günümüz
yazarları gezdikleri, gördükleri yerler hakkında kitap yazmıyorlar. Gezginlerin
seyahat notları ise genellikle internette bloglarda yayımlanıyor ve doyurucu
olmuyor. Türkçede yayımlanmış Lizbon seyahat rehberi var mıdır diye ararken
karşıma çıktı Didem Bozbora ve Alp Bozbora’nın Lizbon Seyahatnamesi. Karı-koca
Lizbon’u o kadar sevip benimsemişler ki bir kitapla bu güzel kenti Türk
okurlarına tanıtmak istemişler. “Doğup büyüdüğüm eski mahalleme geldim”
cümlesiyle başlıyor seyahatname. Lizbon’un birçok yerinde eski İstanbul’un
havasını, suyunu bulmuşlar. Eski İstanbulllulara benzetmişler Lizbonlular’ı.
Kitap Lizbon’un tarihi ile başlıyor. Bu topraklara önce
Portekizliler’in ataları sayılan Lusitaniler gelmişler. Daha sonra Keltler,
Fenikeliler, Kartacalılar hüküm sürmüş. Bir dönem Roma İmparatorluğu’nun bir
eyaleti olmuş Portekiz. 300 yıl kadar... Daha sonra Vizigotlar istila etmiş.
711’de Endülüs Emevileri’nin yönetimine geçmiş Portekiz. 1139’da Kral I.
Alfanso Lizbon’u feth etmiş. 1249’da ülke bugünkü sınırlarına ulaşmış. Jose
Saramago Lizbon Kuşatmasının Tarihi’nde Kral I. Alfanso’nun Lizbon’u fethedişini
anlatıyor.
Bozbora’ların Lizbon Seyahatnamesi’nin rehberliğinde kenti
gezerken Lizbon Kuşatmasının Tarihi’nde anlatılan yerleri de keşfediyoruz.
Lizbon Kalesi, kalenin eteklerinde kurulu Lizbon’un en eski mahallesi Alfama’da
dolaşıyoruz. Saramago’nun kahramanı düzeltmen Raimundo Silva bu mahallede
yaşıyor. Saramago yer ve sokak adlarını verdiği için Silva’nın adımlarını takip
ederek mahallede dolaşmak, onun öğle yemeklerini yediği muhallebicide
soluklanmak, tırmandığı dik merdivende belki de kentin tek sokak köpeğine
rastlamak mümkünmüş gibi geliyor insana.
Ama esas sürpriz biraz daha aşağıda... Mahallenin denizle
buluştuğu noktada “Casa dos Bicos”a ulaşıyoruz, Bozboralar’ın seyahatnamesinin
rehberliğinde. “Casa dos Bicos” noktalar evi anlamına geliyormuş. 16. yüzyılda
Hindistan Genel Valisi’nin oğlu için yaptırılmış. Taşlarla bezeli dış cephesine
baktığınızda noktalarla dolu olduğu hissine kapılıyorsunuz. Bina hastane ve
okul olarak da kullanılmış. 2012’den beri Jose Saramago Vakfı’nın. Dış cephede
dev bir Jose Saramago afişi karşılıyor bizi. Vakıf bürosu ile birlikte Jose
Saramago sürekli sergisi, kütüphane ve kitapçı yer alıyor binada. Nokta ve
virgülle ilişkisi hayli ilginç olan Saramago’nun vakfının noktalar evinde
olması da manidar.
“Casa dos Bicos” bir yazar evi ya da müze değil.
Saramago’nun özel eşyası sergilenmiyor. Ona ait eşya olarak sadece çalışma
masası ve daktilo gibi çalışma gereçleri var. Sergi esas olarak Saramago’nun
yazarlık serüvenine odaklanmış. Eserlerinin izini sürerek yaşam öyküsü
anlatılmaya çalışılmış. Yıl yıl değil eser eser takip ediyorsunuz Saramago’nun
yaşamını. El yazmaları, notlar, belgeler, fotoğraflar ve videolar eşlik ediyor
Saramago’nun kitaplarının orijinal baskıları ve çevirilerine. Kütüphanede
Saramago’nun kitapları ile birlikte kendi kütüphanesinden kitaplar da yer
alıyor. Kitapçıda da Saramago’nun tüm eserlerini hem Portekizce’de hem
çevrildikleri dillerde satın almak mümkün. Saramago’nun tüm eserlerinin Türkçedeki
yayımcısı Kırmızı Kedi’nin kitapları da satılıyor burada.
Saramago büyük bir insan hakları savunucusu. Portekiz
yönetiminin insan haklarına, yayınlama özgürlüğüne aykırı uygulamalarını
protesto etmek için 1993’de Lizbon’u terk edip Kanarya Adları’na Lanzarote’ye
yerleşmiş. 18 Haziran 2010’da. 87 yaşında, orada ölmüş. Vakfın kurulma
amacı da insan haklarını savunmak, edebiyatı desteklemek ve tabii Saramago’yu
tanıtıcı çalışmalar yapmak. Binanın girişinde vakfın Saramago’nun telif
gelirleri ve arkadaşlarının desteği ile kurulduğu, devletten yardım almadığını
belirten bir plaka var.
Lizbon Kuşatmasının Tarihi’nin kahramanı deneyimli düzeltmen
Raimundo Silva, kuşatmayla ilgili bir tarih kitabını düzeltirken kasıtlı bir
hata yapıyor ve bir cümleye olumsuzluk takısı ekliyor. Bu hınzırlığı yaparken
niyeti yazarın ve yayınevinin bunu fark edip etmeyecekleri ve fark ederlerse
kendisine karşı nasıl davranacakları... Silva bu kasti hatası nedeniyle işten
atılmayı bile bekliyor. 13 günlük gerilimli bir sessizlikten sonra yayınevine
davet ediliyor. Yayınevi deneyimli düzeltmeni işten atmamıştır. Kitapların her kopyasının
içine bir düzeltme notu konulacaktır. Bundan böyle de düzeltmenlerin yaptıkları
işi denetlemek için bir yayın koordinatörü görevlendirilecektir.
Yayın koordinatörü Maria Sara, Silva’ya Lizbon Kuşatmasının
Tarihi’ni olumsuzluk takısı kullandığı cümleye uygun olarak yeniden yazmasını
önerir. Lizbon Kuşatması’nda Portekizliler’e Haçlı Ordusu destek vermiş ve
yıllardır feth edilemeyen kale bu sayede düşmüştür. Silva cümleyi “Haçlı ordusu
destek vermedi” diye düzeltince kuşatma nasıl sonuçlanacak, tarih nasıl
değişecektir? Roman boyunca hem yeniden yazılan Lizbon Kuşatmasının Tarihi’ni
hem de Raimundo Silva’nın şefi Maria Sara ile sonu aşka varan ilişkilerinin
gelişimini okuyoruz.
Saramago tarih kitaplarında “doğru” diye yazılanların ne
kadar gerçeğe uygun olduğunu tartışmaya açıyor, kaynakların güvenilirliğini
sorgularken ülkesinin kuruluşunun ne kadar kanlı olduğunu da ironik ama
gerçekçi bir dille anlatıyor.
Lizbon Kuşatmasının Tarihi büyük bir ustanın, Saramago’nun önemli bir
yapıtı. Kahramanlarının dolaştığı sokaklarda izini sürerek, onların yaşadığı
yerleri arayarak okuyunca bambaşka bir tadı oluyor. Tavsiye ederim. 09.02.2017
Yorumlar