“İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yıllarında, hayatında yalnızca a dergisi ve edebiyat yoktur kuşkusuz. Bir süredir pusuda bekleyen aşk, tekrar başrole çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Sancılı arayışlar, Türkân adında, yine koyu sarışın bir Çerkez kızında son bulur. Türkân da edebiyat tutkunudur, üstelik şiirler yazmaktadır” diye yazıyor Ayşe Sarısayın Erdal Öz Unutulmaz Atlı (Nisan 2009, Can yay.) adlı biyografi çalışmasında.
Erdal Öz’ün bu aşka “Sevgili Acı” ve “Sular Ne Güzelse” adlı
öykülerinde değindiğini, göndermeler yaptığını da yazıyor.
Temmuz 1998 tarihli “Sevgili Acı” (Eylül 2001, Can yay.)
öyküsünün otobiyografik niteliği olduğu, en azından Erdal Öz’ün yaşadıklarından
esinlendiği anlaşılıyor. Erdal Öz öyküde kendi gibi İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde okuyan bir gencin hayatının aşkını ararken buluştuğu kızları
anlatır. Hoşlandığı, güzelliğinden etkilendiği kızları okulun Haliç’e bakan
kantininin en güzel manzaralı masasında konuk eder ve sözü kitaplara getirir.
Belli ki sevgilisi olacak kızın şiirden, öyküden tad almasını istemektedir.
Çünkü kendisi şiir ve öykü yazmaktadır. Birkaçı dergilerde yayımlanmıştır.
Onlara çok sevdiği Çehov’un Acı adlı öyküsünü okur. O öyküye
ilgi duyacak kızın kendisini de anlayacağını düşünür. Necmiye ve Mualla bu
sınavı geçemez. Ama “Hafif kızıla çalan saçlarıyla o koyu sarışın kız” hem çok
güzeldir, hem de kendisi gibi edebiyatla ilgilidir. Çehov’un Acı adlı öyküsünü
de can kulağıyla dinler. Gözleri dolu dolu olur. O anda Türkân’a âşık olduğunu
anlar kahramanımız.
“Sular Ne Güzelse” iki kez yazılmış bir öykü. İlk hali
1957’de yazılmış ve 1960’da yayımlanan ilk öykü kitabı “Yorgunlar”da (a Dergisi
yay.) yer almış. Yeniden yazılmış şekli ise 30 yıl sonra, 1997’de yayımlanan,
aynı adlı kitapta, Sular Ne Güzelse’de yer alıyor (Can yay.). Ayşe Sarısayın’ın
da yazdığı gibi bir kız isteme öyküsü bu. Belli ki sevdiği kız bunu istemiş.
Öykünün kahramanı iki teyzesini sevdiği kızın evine görücü olarak yolluyor ve
heyecanla onların evden çıkmasını bekliyor. Sular Ne Güzelse’nin ilk yazımında
istenmeye gidilecek kızın adı “T.....”dir. O beş noktayı sayarsanız “Türkân”
adına ulaşabilirsiniz. Nedense Erdal Öz bu öyküyü 30 yıl sonra tekrar yazma
gereksinimi duymuş ve öyküden nokta noktayla yazılsa da kızın adını çıkartmış. Öykünün
bir yerinde ona “çocuk” diye hitap ettiğinin altını çiziyorum. İki yazım
arasındaki en büyük fark ise ilk yazımda teyzelerin iki tarafın anlaşması
sonucunda kız istemeye gittiğinin belirtilmesi. Öykü kahramanı dışarıda
dolanarak beklerken kararının yanlış olduğuna, daha para kazanamazken evlenmelerinin
doğru olmadığına, sevdiğini mutlu edemeyeceğine, evlilik kararını ertelemesi
gerektiğine karar verir. İkinci yazım da ise bu cayma bölümü çıkartılmıştır ve
öykü bittiğinde sonucun ne olduğunu bilmeyiz, kahramanımız hâlâ beklemektedir.
Ayşe Sarısayın, Erdal Öz’ün İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’ndeki öğrenimini yarıda bırakıp Ankara’ya gitme kararının nedenini
kendisi ile yapılan röportajlarda, anılarında açıklamadığını “birtakım
nedenlerle” diyerek geçiştirdiğini ama gitme sebeplerinden birinin Türkân’la
yaşadıkları olabileceğini yazıyor. Nihai açıklama anılarda şöyle; “İkinci
sınıftayken aile içi bir olayı bahane ederek, hem fakülteyi, hem evimi, hem
sevgilimi, hem de İstanbul’u bir anda bırakıp Ankara’ya kaçtım” (Defterimde Kuş
Sesleri, 2003, Can yay.). Bu cümledeki sevgilinin öyküdeki “T.....” yani Türkân
olduğunu anlıyoruz. Tarihler tutuyor.
Başka aşklar yaşasa, hayatına başka kadınlar girse de onu
unutamaz. Hukuk Fakültesi’ni terk edip askere gitmeye karar verdiği dönemde ve
askerdeyken Türkân’a mektuplar yazar. Arada İstanbul’a gittiği ve görüştükleri
de anlaşılıyor.
Ayşe Sarısayın’ın yazdığına göre askerdeyken evlenme kararı
alıyor. Babasının askerde evlenmesinin doğru olmayacağı, bir geliri olmadığı
için ev geçindiremeyeceği, eğer kız seviyorsa onu bekleyeceğini yazmasına
rağmen kararından vazgeçmez.
27 Nisan 1959’da 30 günlük izinle İstanbul’a döndüğünde
sevdiği kızın o gün evlendiğini öğrenecektir. Yapmaması için tüm ısrarlara
rağmen akşam bir lokantada yapılacak nikah kutlamasına gider ama bir an yalnız
kalan sevgilisinin yanına doğru geldiğini görünce kaçar.
Erdal Öz Unutulmaz Atlı’yı ve ardından öyküleri okuduğumda,
göndermelerden Türkân’ın şair Türkân İldeniz olduğunu düşünmüş, hatta Ayşe
Sarısayın’a da sormuşrum.
O sorunun cevabı Yaşamayı
Nasıl Özledim Bilsen! (Mart 2017, Can
yay.) adıyla kitap olup geldi. Kitabın alt başlığı “Türkân İldeniz’e
Mektuplar”. Kitabın arka kapağında “Türkiye’nin iki genç aydını, şair
Türkân İldeniz’le yazar Erdal Öz, ülke ’60 İhtilali’ne yol alırken tanışır ve
duygusal, coşkulu, aşkla ve edebiyatla dopdolu bir ilişki yaşarlar. Bu kitapta,
Erdal Öz’den Türkân İldeniz’e gönderilmiş mektupları okuyacaksınız. Dönemin
önemli dergi ve gazetelerinde eleştiriler kaleme alan Erdal Öz, yalnızca coşku
dolu sevgi satırları koymamış bu mektuplara, edebî değerlendirmeler de göndermiş
şair sevgilisine” diye kısa bir açıklama var. Kitabın içinde başka da bir bilgi
yok. Sadece Kasım 1957 ile Ağustos 1958 arasında yazılmış 18 mektup yer alıyor.
Hasan Bülent Kahraman da belirtmiş; “kitabın, mektupların
öyküsü yok. Mutlaka olmalıydı. Türkan İldeniz'in yaşamı kitabın başında yer
almalıydı. Mektuplar notlanmalıydı” (bkz. Efsanevi Kaçışın Filmi, Sabah 26.03.2017).
Bu aşkın öyküsü bilinse mektupların daha da büyük bir anlam kazanacağı kesin.
Tabii, mektuplar bunlardan mı ibaretti, yoksa bir seçme mi yapıldı, bu da
belirtilmeliydi.
Erdal Öz 22, Türkân İldeniz 19 yaşında. Arada büyük yaş
farkı yok ama Erdal Öz ona hep öyküde olduğu gibi “çocuk” diye hitap ediyor.
Belki de öykünün ilk yazımındaki görücü gitme olayı sonrasındaki cayma Türkân’ı
küstürmüş, bu mektuplara hemen hiç cevap vermediği de anlaşılıyor. Çok güzel,
içten yazılmış mektuplar. İlk gençlik çağından kırık bir aşk öyküsünün
delilleri... Ama aşktan çok az yaşananlardan, okunanlardan, yazma sancısından
daha çok söz ediliyor. Hem Erdal Öz’ün edebiyattaki ilk adımları, hem de dönemi
yazarları ve okuduğu kitaplar, dergiler hakkında görüşleri yer alıyor. Türkân
İldeniz’in şiirlerini de ayrıntılı bir şekilde değerlendiriyor. 06.04.2017
Yorumlar