“Tanıştırıyorlar beni, Münir Nurettin Selçuk’un oğlu diye,
ne çocuklara ne velilere bir şey ifade etmiyor” diye anlatıyor Selim Selçuk. 30-
40 yaşında insanların ve daha gençlerin Münir Nurettin’i tanımadıklarını fark
edince önce şaşırmış, sonra “Babamı gençlerle buluşturmak gerek” diye karar
vermiş (bkz. Hande Çayır röportajı, T24.com.tr).
2015’de NTV radyoda “Bir Tatlı Huzur” programlarını yapmış,
Münir Nurettin’in kendi sesinden kayıtlar dinletmiş, bilgiler vermiş, anılar
anlatmış. TRT Müzik’te
"Babamın Şarkıları" adlı programınında üstadın eserlerini günümüzün
önemli icracılarının katılımıyla sunmuş ve müzik yaşamı üzerine söyleşiler
yapmış.
"Babamın Şarkıları" programı Selim Selçuk Orkestrası’nın
temellerini atmış. Orkestrada Lütfiye Özer kemençe, Ege Gamze
Yıldız tambur, Ayşe Ayan kanun, Erman Türkeli piyano Bülent
Özbek ney, Serdar Bişiren ve Selim Selçuk perküsyonda yer alıyor. Hakan
Hataylı ve Merve Utandı Kalkan solist. 9 Haziran 2017 günü Zorlu PSM’de
Atlantis Yapım işbirliğiyle gerçekleştirilen “Vestel Gururla Yerli” konserleri
kapsamında Selim Selçuk Orkestrası’nı dinledik. Konserin solistleri Dilek
Türkan ve Atakan Akdaş’tı.
Cuma günüydü. Ramazan’dı. Konser hemen iftar sonrasına
rastlıyordu. İlk önce tenhalık endişelendirdi ama konser saati geldiğinde salon
dolmuştu. Yaş ortalaması yüksekti. Birbuçuk saat boyunca hiç ara vermeden
üstadın hemen hepsine dinleyicilerin eşlik edebileceği eserlerini samimi bir
hava içinde, küçük sohbetlerle sundular.
Atakan Akdaş’ın adını duymuştum, Cumhurbaşkanlığı Klasik
Türk Müziği Korosu'nda ses sanatçısı olduğunu biliyordum ama dinlememiştim.
Akdaş’ın güçlü bir sesi var ve ses tonu Münir Nurettin Selçuk'un eserlerini
yorumlamaya çok uygun. Hemen benimsiyorsunuz.
Dilek Türkan’ı İnce Saz’ın solisti olarak tanımıştım.
2013’de İncesaz’dan ayrıldıktan sonra yaptığı albümlerde de kendi yolunu
bilinçle çizdi. Kendine has yorumu, edası olan, her zaman keyifle dinlediğim
icracılardan. Münir Nurettin Selçuk'un eserlerini yorumlamak için seçilmesi de
isabetli olmuş.
Dilek Türkan ve Atakan Akdaş hem tek tek hem de düetlerle
üstadın bestelerini yorumladılar. Selim Selçuk Orkestrası’nda çok değerli
sanatçılar var onların eşliği ile üstadın eserleri hak ettiği icrayı buluyor.
Arada caza doğru meyleden tınılar, geçişler, taksimler duymak da hoş oluyor.
Doyumsuz bir konserdi. Tadı damağımızda kaldı.
Selim Selçuk’u 80’li yıllarda caz sanatçısı olarak
tanımıştım. İstanbul’un çok az olan caz kulüplerinde dinlemiştim. Daha sonra
Arnavutköy’de açtığı Naima Caz Kulüp’te birçok konserler verdi. Biyografisine
baktığınızda küçük yaşta pop müzikle başladığını, sonra da konservatuarda
alaturka eğitimi aldığını görüyoruz. Müziğin her alanını denemiş. Şimdi de
babasını, Münir Nurettin Selçuk'u genç kuşaklara tanıtma, hatırlatma çabasında.
İyi de ediyor.
Münir Nurettin Selçuk'un yeterince anımsanmamasında kuşkusuz
gençlerin alaturka ile bağlarının olmaması kadar ailesinin aldığı karar da
etkili olmuş. “Babamızın müziği ya olduğu gibi icra edilsin veya hiç edilmesin”
kararını almış aile. “Fakat bu mümkün değil, zira o şarkıları o şekilde sadece
Münir Nurettin Selçuk söyleyebilir” diyor Selim Selçuk. Sonuçta, geç de olsa
iyi solistlerden üstadın eserlerini dinliyoruz.
Tabii Münir Nurettin Selçuk'u da alaturkanın diğer üstadlarını da sadece
ailelerinin çabaları ile anımsatmak yeterli değil. O nedenle Selim Selçuk’un
sorusunu Kültür ve Turizm Bakanımız Nabi Avcı’ya soralım; üstadın adını
yaşatmak için neden en küçük bir girişim bile yapılmadı. “Münir Nurettin Selçuk
konser salonu niye yok?” 14.06.2017
Yorumlar