Kadıköy Kitap Günleri’ndeyim. Haydarpaşa’nın peronlarında,
ternlerin arasında yayınevi standları arasında dolaşıp kitaplara göz gezdiriyorum.
Günlerden 3 Haziran. Nâzım Hikmet’in ölüm yıldönümü. Bugünün
etkinliklerinden biri de M. Melih Güneş’in konuşmacı olduğu “Nâzım Hikmet: 1951
– 2017”. Nâzım Hikmet Moskova’da mezarının başında da, Dünya’nın ve Türkiye’nin
birçok yerinde de anılıyor.
Şiirin büyük ustayla birlikte ışıldadığı günlerden
birindeyiz.
Kitap standlarında gözlerim şiir kitaplarını arıyor. Yayınevlerinin
çok azı şiir yayımlıyor. Yapı Kredi, Everest, Kırmızı Kedi gibi nadir örnekler
şiire ilgi gösteriyor. Şiir yayın hayatından dışlanmış gibi. Enver Ercan’ın
Yasak Meyve, Kadir Aydemir’in Yitik Ülke, Mustafa Fırat’ın Mühür, Özcan
Erdoğan’ın İkaros, Ali Özgür Özkarcı’nın 160. Kilometre, Kenan Yücel’in Ve
Yayınevi... Hepsi şairlerin kurduğu yayınevleri ya sırf şiir yayımlıyorlar ya
da şiir ağırlıklı yayınevleri. Yaptıkları diğer yayınlar şiire kaynak sağlamak
amacında. Çünkü şiir en çok okunan tür olmasına rağmen şiir kitapları ya çok az
satıyor, ya da hiç satmıyor.
Açılış törenini beklerken şair Metin Cengiz’le kendi
olanaklarıyla kurup yönettiği, sadece şiir ve şiir üzerine kitaplar
yayımlayan Şiirden Yayınları’nın
durumunu konuşuyoruz. Yayınevi kendi yağıyla kavruluyor, emekli maaşımdan
katkıda bulunmak zorunda olmadığım için durum iyi diyebilirim, diyor. Temel
sorun kitapların okura ulaşamaması. Yeterince dağıtılıp kitapçı raflarında
bulunmaması. Şiir kitapları satışı ancak internet kitapçılarından ve fuarlarda
mümkün olabiliyor.
80 Kuşağı şairlerinden Turgay Kantürk’ün “Şiiri lütfen
yayınlayan yayıncıdan şikayetçiyiz” cümlesi aklıma geliyor. Şiir yayımlayan
yayınevlerinin bunu kerhen yaptıklarını, şiir kitaplarını bir kambur gibi
gördüklerini düşünüyor. Yasak savar gibi yılda üç-beş kitap yayımlamakla
yetindiklerini, zaten yayınlanan kitapların da dağıtılmadığı ve kitapçılarda
sergilenmediği için okura ulaşmadığını belirtiyor.
Turgay çözümü diğer şair yayımcılar gibi kendi yayınevini
kurmakta bulmuş. Daha önce “N027” yayınevi ile geleneksel diyebileceğimiz şiir
yayıncılığı yapmış, dağıtım, tanıtım sorunları nedeniyle yayınevini kapatmıştı.
Şimdi “şiirin raf ömrü yok; saf ömrü var” sloganıyla ve “Bu saf ömrü
sürdürebilmesi için de bypass gerekiyor” düşüncesiyle NoKitap adıyla yeni bir
yapılanma oluşturmuş şair arkadaşlarıyla.
NoKitap, özel tasarımıyla estetik seviyeden ödün vermeksizin
baskısını yaptığı kitapları hiçbir ticari amaç gözetmeksizin, ücretsiz dağıtmak
amacıyla kurulmuş.
Kitaplar 150 adet basılıyor ve ticari dolaşıma sokulmuyor.
Yani kitapçılarda, internet kitapçılarında satılmayacak. “Bu kitaplar okurlara
yazarlarının ve yayıncılarının bir armağanı olacak. Satış dışı tutulacak bu
kitaplar yazar, yayıncı tarafından okur-yazarlara dağıtılacak ya da bir
kitabevinde armağan olarak verilecek. Şiiri baskı ömrünü de dilediğimiz gibi
kontrol edip yeniden çoğaltmaya, hatta okurun kendi çoğaltmasına izin veren bir
tutum bu” diye açıklıyor Turgay Kantürk.
İlk dört kitap , Juliette Bastard ‘ın “Saklanmak”, Enver
Topaloğlu’nun “Nazire”, Turgay Kantürk’ün “Ve Şah” ve Mehmet Akay’ın “Ardıç
Konuşması”. Kitap kapaklarını ve tasarımlarını usta tasarımcı Savaş Çekiç
yapmış, güzel kağıtlara, özenli basılmış şiir kitapları çıkmış ortaya.
Kitapları edinmenin tek yolu “turgaykanturk@gmail.com” adresine yazmak.
07.06.2017
Yorumlar