Erhan Bener Ölü Bir Deniz’de bir emekli öğretmenle, bir
bankacının bir hafta süren tutkulu, hesapsız aşklarını anlatıyor ilk bakışta. Aslında
yeni, başka bir hayat mümkün mü sorusuna cevap ararken aşkın, yeni bir
ilişkinin çıkar yol olup olmayacağını sorguluyor bu kısacık ama yoğun ilişkide.
Adnan Refik emekli biyoloji öğretmeni. Dört çocuğunu
büyütmüş. Onların ve geride bıraktığı ev kadını eşinin kendi başlarının
çaresine bakabileceklerine karar verip bavulunu alıp nereye gittiğini
söylemeden evden ayrılmış. Niyeti sessiz, sakin bir sahil köyüne yerleşip
yalnız başına yaşamak.
Yüksel bir bankada üst düzey yönetici. Hem bankadaki iş
yoğunluğundan hem de aile ilişkilerinden yorgun. Kısa süreliğine de olsa
dertlerden uzaklaşmak, başını dinlemek amacıyla hayatında ilk defa tek başına
tatile çıkmış.
Adnan Refik için de Yüksel için de arkalarında
hesaplaşmaları gereken uzun bir geçmiş ve ilişkiler ağı var. İçlerinde bu
hesaplaşmayı sürdürürken yeni bir ilişkiyi başlatmanın heyecanını yaşıyorlar.
Adnan Refik 55, Yüksel 45 yaşında. “Orta yaşta iki kişi”
diye düşünsek de Erhan Bener onları, özellikle Adnan Refik’i yaşlılığa
konumlandırıyor gibi geldi bana. Adnan Refik yorgun ve çeşitli hastalıkların
belirtilerini taşıyan bir adam. Otelin merdivenlerini tırmanmakta zorluk
çekiyor. Nefes darlığı ve tansiyon sorunları var. Kolay yoruluyor.
Yüksel 45 yaşında ama çoktan nine olmuş, torunu var. Dirayetli
bir kadın. Evde de işte de yönetici konumda. Erkeklerin çoğunlukta ve iktidarda
olduğu bir işhayatında biraz erkekleşmiş ve sert, otoriter tavırları ile
ezilmemeyi başarmış bir görüntüsü var. Ama bu durum onu ruhsal olarak
yıpratmış, yormuş. Kocasında ve tıpkı kocasına benzeyen oğlunda bulmadıklarını
küçük torununda bulmayı umuyor. Tüm sevgisini ve ilgisini bu çocuğa yöneltiyor.
Erhan Bener 1929 doğumlu. Romanın yayımlandığı 1983’de 54
yaşında. Yani erkek kahramanı ile yaşıt. Onun gibi emekli. Yeni baskının Önsöz’ünde
Betül Mutlu romanı yazdığı dönemde Erhan Bener’in aile içi sorunlarla baş
etmeye çalıştığını, eşiyle ilişkilerinin çalkantılı bir süreçte olduğunu
belirtiyor. Sanıyorum Bener kahramanı ile benzer sağlık sorunları da yaşıyor.
Kahramanını erken bir yaşlılık endişesi ile yarattığını düşünebiliriz. Bence Adnan
Refik en az 65 yaşında olmalıydı. Sırf bedensel hali değil ruhsal yapısı da
daha yaşlı birini işaretliyor.
Yüksel’le ilişkiye girerken de bu ruhsal ve bedensel
yaşlılığı nedeniyle tedirgin. Yüksel hem bedenen hem ruhen yaşından çok daha
genç. Tutkulu, yoğun bir ilişki, gerçek bir aşk arayışında. Bunu da kendi
çevresindeki erkeklerden çok farklı olan Adnan Refik’de bulduğunu düşünüyor.
Yüksel’in tutkuyla bağlanması, her anı dolu dolu yaşamak
istemesi birkaç gün sonra Adnan Refik’i bedensel olarak da ruhsal olarak da
yoruyor ve düşündürmeye başlıyor. Bu ilişkiyi sürdürebilir mi? Bütün işaretler
kadının er ya da geç kendisini terk edip gerçek hayatına döneceğini
gösterdiğine göre kaçınılmaz olan ayrılıktan sonra o acıyla, yalnızlıkla nasıl
yaşayabilir?
Adnan Refik yaşamında sadece bir kadın tanımış, onunla
evlenmiş. Geleceğe dönük planlarında da bir kadına yer yok. Yüksel’le
karşılaşmaları, hızlıca tensel ve tinsel yoğunluklu bir aşk hayatına başlamaları
ona bir düş gibi geliyor ve bu düşten er ya da geç uyanacağı bilgisi onu
tedirgin ediyor.
Yüksel alışılagelmişin dışında, farklı bir kadın ama onun da
hayatında sadece iki ilişkisi olmuş. Her iki ilişkinin de aslında aşk
olmadığını sonradan anlamış. Kırgın ama umutlu. Gerçek aşkı doğru erkekte bulabileceğini
düşünüyor. Adnan Refik’le ilişkiyi kuran, geliştiren de o. Adnan Refik küçük de
olsa bir işaret verse belki tüm geçmişini, başarılarını elinin tersiyle
itiverip onunla yeni bir hayat kurabilir. Ama zaman aleyhine işliyor.
İstanbul’dan çağrı mesajları geliyor. Annesiz büyüyen torun, işteki büyük
sorumluluk, ne kadar incelmiş, kopmaya yakın görünse de kocası ile süren
ilişkileri onu geri çağırıyor.
Adnan Refik bavulunu almış ve evden çıkmış. Geçmişi tamamen
silip yeni bir yaşama başlayacak. Bu hali birçoğumuzun düşlediği bir şey. Büyük
şehri, aileyi, ilişkileri terk edip küçük bir köyde yalnız başına yaşamak...
Adnan Refik yine çoğumuz gibi köyde, dağ başında bir evde
hiç yaşamamış. Günlük hayatta başına neler geleceğini bilmiyor. Şansı yaver gidip
dayalı döşeli bir evi kolayca buluyor ama elektriksiz, suyu kuyudan alınan,
temel ihtiyaçların ancak kilometrelerce uzaktaki kasabadan temin edilebildiği
bu evde destek almadan yaşamını sürdürmesi olanaksız. Üstelik koskoca bir boş
zaman var her gün tüketmesi gereken.
Ömrü boyunca çalışmış, ev, iş derken boş zaman diye bir şey
düşünmemiş. O boş zamanı dolduramıyor. Yalnızlığı özlemiş, kafamı dinlemek
istiyorum demiş ama bunun sürekli olması halinde nasıl bir ruh haline
gireceğini bilmiyor. Toplumun, ailesinin ona verdiği görevlerle, rollerle
yaşamış hep. Yaşayarak öğrenecek.
Erhan Bener evli ama yalnız iki kahramanında bireyin toplum
içinde sürekli hissettiği “yalnızlık halini” de sorguluyor. Bu “yalnızlık”tan
kurtulmak mümkün mü diye soruyor. Sonuç olarak cevabının olumsuz olduğunu
söyleyebiliriz.
Yeni baskıyı yapan Everest Yayınları’nın künye sayfasında 1.
baskı denmiş ama önsözde de belirtildiği gibi romanın ilk baskısı 1983’de
yapılmış. Hemen 12 Eylül ertesi. Ama romanda darbe sonrasının karanlığına bir
anıştırma dışında hiç değinilmiyor. Bu bir eksik mi? Hayır. Ama dikkatimi
çekti.
Selim İleri Ölü Bir Deniz için “Neredeyse yankısız kaldı”
diyor. Arada geçen zamanda roman kıymetini bulmuş, buluyor. İnternette yaptığım
küçük aramada bloglarda bir çok yazıya rastladım ve romanın akademik çevrelerde
de ilgi gördüğünü, yapısalcılık, psikanaliz gibi çok çeşitli açılardan ele
alınıp değerlendirildiğini gördüm. İyi bir gelişme. Selim İleri’ye ve ilgili
okura haber vermiş olayım.
Erhan Bener Ölü Bir Deniz’de (4. Baskı, Everest yay. Ağustos 2017) esas
olarak bir kadın ve erkek arasında geçen kısa süreli aşkı anlatırken toplum
içinde bireyin varlığını sorgulayarak derinleşen bir anlatı kurmuş. Anlatı
novelladan romana doğru evrim geçirmiş. Sevdiğim yazarlardan Margueritte
Duras’ın anlatılarında olduğu gibi iki kişinin kısacık bir ilişkisi uzun bir
tarih ve çok büyük bir derinlik taşıyor. Okudukça, üzerinde düşündükçe tadına
varılan iyi bir roman Ölü Bir Deniz. 07.09.2017
Yorumlar