Du Fu Çin Şiiri’nin en büyük iki adından biri. Çin Edebiyat
tarihinde 'li ve du' şiirin zirvesi olarak kabul ediliyor. 'Li' 'şiir perisi' Li Bai ve 'du' da 'şiir
dehası' olarak adlandırılan Du Fu.
Du Fu 712 yılında doğmuş. Tarihte ilk kez,
şiirde bireyi ve günlük hayatı işleyen şair olarak tanımlanıyor. Tang
hanedanının çöküşe geçtiği yıllarda toplumun genel durumunu yansıtan şiirler
yazmış. “Bir lokma bir hırka” tüm ülkeyi gezmiş. Halk soğuk ve açlıktan ölürken
yönetici sınıfın lüks içinde yaşamasını eleştiren şiirleri ile dikkati çekmiş.
Savaş karşıtı şiirler de yazmış. Yapılan katliamları açık sözlülükle
eleştirmiş. Sadece bireyin günlük yaşamını ve toplumsal –siyasi gelişmeleri
eleştirmesi ile değil Çin şiirinin geleceğini de belirleyen biçimsel olarak
güçlü tekniği ile de önemseniyor. Sözcük ve imgelerinin benzersizliği ile
günümüzde de okunan gerçek bir klasik niteliğinde.
Ülkesinin geleceğinden iyice ümitsizliğe kapılan Du Fu
Sincan’ın Chengdu şehrine göç etmiş ve orada sazdan küçük bir kulübede, zor
şartlar altında yaşadığı dört yıl boyunca 240’dan fazla şiir yazmış. Yoksul ve
çaresiz bir halde ölmüş. Ölümünden çok sonra değeri anlaşılmış, en büyük şair
konumuna gelmiş.
Du Fu’nun sazdan küçük kulübesi hayranlarının ziyaret yeri
haline gelince 10. yüzyılda şair Wei Zhuang tarafından yeniden yapılmış. 16. ve
18. yüzyıllarda da kulübe onarılmış. 1955’de Çin hükümeti tarafından “Ulusal
miras yerleri” kapsamına alınmış. 1985’de “Du Fu Sazdan Kulübe Müzesi” olarak
adlandırılmış.
Chengdu’nun merkezinde 200 dönümlük bir ormanın içinde yer alıyor.
Du Fu’nun Sazdan Kulübesi’nin yanında ormanın içinde yer alan aynı dönemin
mimarisine uygun olarak inşa edilmiş binalarda Du Fu’nun yaşamı ve eserleri
anlatılıyor, hakkında yazılmış kitaplar ve dünya dillerinde yayımlanan
kitapları sergileniyor. Du Fu’nun şiirlerinden sahnelerin tasvir edildiği
“Büyük Şairler Salonu” adlı toplantılar için yapılmış bir bina da var. Müzeyi
her yıl üç milyon kişi ziyaret ediyor.
Du Fu’nun küçük bir kulübede bahçesinde sebze yetiştirip bir
lokma bir hırka büyük bir yoksulluk içinde şiirler yazarak geçirdiği yaşam bana
Yunus Emre’yi anımsattı. Sincan’ın Yunus Emre’si diye düşündüm.
Çinli Şair Jidi Majia’nın şiirleri yirmiden
fazla dile çevrilmiş, Türkçede de kitabı “Gök ve Yer Arasında” (2015, çev.
Ataol Behramoğlu, Tekin yay.) yayımlanmış. Jidi Majia aynı zamanda önemli bir kültür adamı. Jidi
Majia’nın yönetiminde ilk kez “Du Fu Sazdan Kulübe Uluslararası Şiir Günü” 28
Ağustos’ta yapıldı. Çin’den ve 13 ülkeden toplam 40 şairin katıldığı
globalleşen Dünya’da şiirin durumunu ele alan bir de sempozyum
gerçekleştirildi.
29
– 30 Ağustos tarihlerinde de Sincan’ın Luzhou şehrinde yine Jidi Majia’nın
yönetiminde ilk kez gerçekleştirilen “Uluslararası Şiir ve Likör Festivali”ne
katıldık. Luzhou, Tuo ve Yangtze nehirlerinin birleştiği noktada yer alıyor ve
resmen “Likör Şehri” olarak adlandırılmış. Yeşilin her tonunun görüldüğü bu
bölgede her çeşit meyve ve sebze yetişiyor. Tarihi milattan önce 11. yüzyıla
uzanan şehirde o zamanlardan beri şarap ve likör üretimi yapılıyor.
“Uluslararası Şiir ve Likör Festivali”nin ana sponsoru en eski ve en büyük
üretici Luzhou Laojiao. 1573’de seri üretime geçmiş. Kullandığı geleneksel
teknikler ve organik tarıma verdiği önem nedeniyle 2013’de korunması gereken
ulusal varlık ilan edilmiş.
Luzhou’da
şiir okumalarının yanı sıra bir de “Şiir ve Likör Kültürü” başlıklı bir
sempozyum gerçekleştirildi. Likörün Çin şiir kültürü içinde nasıl yer aldığı ve
ne denli büyük önemi olduğu hakkında bildiriler sunuldu. 06.09.2017
Yorumlar