Türkiye uzun yıllar kendi içine kapalı bir ülke olarak
kalmış. Sporda, nedense çok önem verdiğimiz futbolda olduğu kadar bilimde,
kültür ve sanatta da Dünya çapında başarılarımızın sayısı çok az. Herhangi bir
alanda başarı sağlamış kişilerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmez.
2000’li yıllara kadar Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin
gibi birkaç yazarımız yabancı dillere çevriliyordu. Türk şiir ve edebiyatı
ancak şiir ve edebiyat festivallerinde temsil edilerek tanıtılıyordu. Bu
temsiller de yayınlarla desteklenmediği için kalıcı olmuyordu. 2005’den
itibaren Türk yazarlarının eserleri yabancı dillere yoğun bir şekilde
çevrilmeye başlandı. Bu açılımda üç önemli etken vardı; O dönemde Kültür Bakanı
olan Erkan Mumcu’nun Türkiye Yayıncılar Birliği’nin teklifi üzerine Türk
Edebiyatının Dışa Açılımı Projesi’ni (TEDA) başlatması, 2006’da Nobel Edebiyat
Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmesi ve 2008’de Türkiye’nin Frankfurt Kitap Fuarı
Onur Konukluğu.
Nobel Edebiyat Ödülü, Türk edebiyatına dikkati çekti. 2008’e
giden yolda uluslararası kitap fuarlarında Türk edebiyatını tanıtan çalışmalar
yapıldı ve TEDA ile Türk yazarlarının kitaplarının yabancı dillerde yayımı
cazip hale geldi.
2016 yılı sonu itibariyle TEDA’nın çeviri desteği verdiği
kitapların sayısı 2312’ye ulaşmış. Bu Dünya devletlerince örnek alınan bir
başarı öyküsü. Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Kemal, Orhan Pamuk, Ahmet Ümit,
Hakan Günday gibi yazarlarımızın kitapları çevrildikleri dillerin çokluğu ile
dikkati çekiyor. 2005’de 39 kitapla başlayan destekler 2012’de 339 kitaba
ulaşmış. 2013’den itibaren sayıda bir azalma dikkati çekiyor. 2013’de 229,
2014’de 211, 2015’de 246, 2016’da 311 kitap desteklenmiş. TEDA internet
sitesinden desteklenen kitaplardan kaçının yayımlandığı ve TEDA Danışma ve
Değerlendirme Kurulu’nun 7 üyesinin kimler olduğu bilgilerine ulaşamadım.
Mutlaka bu bilgiler vardır. Sitenin kullanıcı dostu bir hale getirilmesi ve bu
bilgilere kolayca ulaşılmasının sağlamasında şeffaflık açısından fayda var.
TEDA on iki yıldır sürdürülüyor. Artık bir durum
değerlendirmesi yapmak gerektiği anlaşılıyor. 30 Eylül’de gerçekleştirilen ve yayıncılıkla
ilgili gelişmelerin ele alındığı 7. Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nün bir oturumu
“Dünya Pazarında Edebiyatımız: Açıldık mı, Aldandık mı?” başlığını taşıyordu.
Sabit Fikir’in Ekim sayısının kapak konusu da "Edebiyatımızın yurt dışı
yolculuğu". Yani konu gündeme alındı. Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuş’un ilgili çevrelerle bir çalıştayda biraraya gelip başarı ivmesinin
hep yukarı doğru olması için neler yapılması gerektiğini danışmasında fayda
var.
TEDA’nın çeviri desteği verdiği kitapların listesini
incelerken ağırlığın klasikleşmiş ya da “usta” diye nitelenen yazar ve şairlerde
olduğunu görüyoruz. 30 yaş altı genç şair ve yazarların hemen hiçbirinin
kitapları yabancı dillerde yayımlanmıyor. Bunun nedeni de genç şair ve
yazarlarımızın Dünya yayıncılarınca tanınıp bilinmemesi. Tanınıp bilinmenin
yolu da genç şair ve yazarlarımızın uluslararası festivallere katılmasından,
eserlerinin kitap fuarlarında tanıtılmasından geçiyor. Festivallere katılan
şairlerin kitaplarının yabancı dillerde yayımlandığını biliyoruz.
3-7 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 10. İstanbul Şiir ve
Edebiyat Festivali’nin bu yılki şair ve yazarları 30 yaş altındaki gençlerden
oluşuyordu. Dünyanın en önemli şiir festivallerinin yöneticileri, yabancı
yayıncılar ve gazeteciler konuk oldu. Festival kapsamında “İstanbul29” adıyla
Türkçe – İngilizce bir antoloji de yayımlandı. Bu antoloji Türkiye’nin
katıldığı uluslararası kitap fuarlarında dağıtılacak. İstanbul Şiir ve Edebiyat
Festivali de genç şair ve yazarlarımızın uluslararası şiir ve edebiyat
festivallerine daha çok katılımını sağlamak için projeler geliştirecek.11.10.2017
Yorumlar