Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu Güney Kore’nin teması “İpek Yolu’nun iki Ucu: Türkiye ve Kore”. Kore tarihi MÖ 3000 - 4000 yılına kadar uzanıyor. M.Ö. 2333 yılında Dangun Wanggeom tarafından Kore’nin kurulduğuna inanılıyor. Arkeolojik açıdan varlığı ispatlanmış olan ilk krallık Joseon (MÖ 194 - MÖ 108) Çin’den gelen Wiman tarafından kurulmuş. MÖ 108'de krallık Han İmparatoru Wu tarafından yok edilmiş ve yerine başta Lelang ilçesi olmak üzere Han'ın dört ilçesi kurulmuş. Yüzyıllar boyunca Kore Yarımadası’nda çeşitli krallıklar kurulmuş. Birden fazla krallığın hüküm sürdüğü dönemler yaşanmış. Üç Krallık Dönemi, Birleşik Silla Krallığı birlik çabalarının ürünü olmuş. Çin’in her zaman ilgi alannda olan Kore 1231’de Moğollarca istila edilmiş. 1392 yılına kadar Moğollaşmış bir Kore yönetimi görülüyor.
1392’de kurulan Coson Hanedanlığı ile sınırları net olarak
belirlenmiş, toplumsal gelişim ve düşünsel açıdan Konfiçyus'a dayanan bir
toplum yapısı oluşturulmuş. Bu hanedanlık 1910 kadar sürse de tarihi boyunca
savaşlardan, istilalardan kurtulamadığı anlaşılıyor. 1592 – 1598 arasında süren
Japon savaşı ve istilası sonrasında hep Japonya ve Çin’in ilgi alanında
olmuşlar. Bu iki ülke Kore’ye silahlı saldırmadıkları zamanlarda da ülke
politikasına müdahale etmiş, kralları kendi yanlarına çekmek için uğramış. 19.
yüzyıldan itibaren Rusya da Kore’de etkili olmaya başlamış. Amerika’nın,
İngiltere’nin ve Fransa’nın da Kore’ye ilgisi olmuş.
12 Ekim 1897’de Coson ülkenin adını Kore İmparatorluğu
olarak değiştirmiş. Gabo Reformları ile ülke toplumsal ve kültürel açıdan
önemli bir çok gelişme yaşamış, bu durum sanata ve edebiyata da yansımış. Bir
anlamda modernleşme için gerekli tüm adımlar “Aydınlanma Dönemi” de denilen bu
dönemde atılmış.
Kore Yarımadası Asya’ya geçiş ya da Japon Adalarına ulaşmak
için bir köprü niteliğinde olduğu için hep diğer ülkelerin ilgisini çekmiş.
Kore, Çin, Japonya ve Rusya arasındaki politik anlaşmazlık, çatışma ve silahlı
çarpışmaların kaynağı olmuş.
1904’de başlayan Rus – Japon Savaşı sırasında da Kore
tamamen Japonya’nın himayesine girmiş. 1910’daki bir anlaşma ile de Kore
Japonya'nın bir bölgesi olmuş. Bu durum, 1945 yılına kadar sürmüş. II. Dünya
Savaşı'nda Japonya’nın yenilmesinden sonra Güney Kore’yi ABD, Kuzey Kore’yi de
SSCB işgal etmiş.
25 Haziran 1950'de Kuzey Kore birlikleri, Güney Kore’ye
saldırmış. Bunun üzerine BM, Güney Kore’nin kurtarılmasına karar vermiş.
Bölgeye BM askerleri gönderilmiş. Bu orduya Türkiye, bir tugayla katılmış. 27
Temmuz 1953'te ateşkes imzalanmış. 38. paralel Güney Kore ile Kuzey Kore
arasında sınır kabul edilmiş. Bu yıl türkiye Kore diplomatik ilişkilerinin 60.
yılı kutlanıyor.
Hatice Köroğlu Türközü “Modern Kore Edebiyatı Tarihi”ni
(2017, Likya yay.) o zamana kadar Çin alfabesini kullanan resmi kurumlarda Kore
alfabesini kullandıran Coson yönetiminden başlatıyor. “Yeni Edebiyat” dönemi
başlamış, “Yeni Roman”, “Yeni Stil Şiir” akımları gelişmiş. Kültürle birlikte
edebiyatta da geleneksel terk edilip batılılaşmaya başlanmış. 1910’da
Japonların Kore’yi sömürgeleştirmesine, dillerinin yasaklamasına, kitapların
toplatılıp yazarların hapsedilmesine, uzun süren askeri yönetime, ard arda
gelen askeri darbelere rağmen edebiyatta yaşanan modernleşme kesintiye
uğramamış. Ama ülkenin istila edilmesine, kolonileşmesine kadar varan siyasi
gelişmeler edebiyata da yansımış. Gelişmeler eserlerde işlenirken siyasi
cepheleşmeler de aynen edebi çevrelere de yansımış.
Hatice Köroğlu Türközü 140 yıllık bir süreçte Kore
Edebiyatındaki değişimi ve modernleşme evrelerini roman, şiir ve tiyatro
türlerinde verilen eserleri 10 yıllık dönemler halinde ele alıyor. Türkiye’nin
tarihi ile koşutluklar kurulabilecek şekilde hemen her on yılda bir askeri
darbeler de dahil siyasi değişimler yaşayan bir ülke için doğru bir yöntem.
“Bağımsızlık Hareketi”, “Proleterya Edebiyatı”, “Halk Edebiyatı”, “Sanat için Sanat”,
“Saf Edebiyat” gibi akımlardan söz ediyor Türközü. Türkçe’de
ilk olan “Modern Kore Edebiyatı Tarihi” bu uzak komşumuzun edebiyatını tanımak
açısından iyi bir rehber niteliğinde, yeni okumalara özendiriyor.
Kore’nin İstanbul Kitap Fuarı’na Konuk Ülke olması önemli
bir gelişme çünkü Kore Edebiyatı’nı hemen hiç tanımıyoruz. Türkçe’de çok az
örnek var. 2000 yılından beri Korece’den Türkçe’ye çevirileri destekleyen Kore
Edebiyatı Çeviri Enstitüsü’nün (KLTI) listesinde sadece 14 kitap var. Bunlara
çeviri desteği dışında çevrilen bir kaç kitabı da eklesek 20 kitaba
ulaşamıyoruz. Çünkü çevirmen sayısı bir elin parmakları kadar bile değil.
Onlarca yıldır mezun veren Korece bölümlerinden edebiyat eserlerini çevirecek
çevirmenler çıkmıyor yazık ki! Türkiye’den Göksel Türközü, Kore’den Nana
Lee’nin özverileriyle Türkçe’den Korece’ye, Korece’den Türkçe’ye çeviriler
yapılıyor.
Güney Kore yayıncılığı Dünya’nın en büyük onuncu yayıncılık
endüstrisi. 4 milyar 250 milyon dolar yıllık ciroları var. Kişi başına 9.1
kitap düşüyor. 2016 yılında 45 bin 213 yeni kitap yayımlamışlar. Bunların
9714’ü çeviri eser. 2000 faal yayınevi, 2116 kitapevi, 19.055 kütüphaneleri
var. En çok okunan türler roman, çizgi roman ve çocuk kitapları. Kore çocuk
kitapları hem içerikleri, hem de illistürasyonları ile dünya çapında ilgi
çekiyor, yabancı dillere çevriliyor.
Koreli şair ve yazarlar İstanbul Kitap Fuarı’nda okurlarıyla
buluşacak. Son Hong-gyu’nun “Kore Savaşı’nda mücadele edip, savaştan sonra
orada kalan bilge bir Türkün dokunaklı hikâyesi”nin anlatıldığı Başka
Topraklarda Rüzgar Sert Eser (2013, Martı yay.), Ahn Do-hyun’un “Büyümek,
olgunlaşmak, sevmek, hayatı yaşamaya değer kılan şeylerin farkına varmak
ve bunların değerini bilmek üzerine huzur verici bir hikâye…” diye tanıtılan
Gümüş Somon’un Büyük Yolculuğu (2016, Doğan Egmond yay.) ve “Göçmenlerin, kentlerin bu yeni paryalarının
yaşadıklarını tüm gerçekliğiyle yüzümüze çarpan roman” diye tanıtılan ve bir
Kore efsanesini günümüze taşıyan Hwang Sok-yong’ın Prenses Bari’si (Ekim 2017, Doğan Kitapçılık)
okuma listemdeki kitaplar. Han Kang’ın tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de
çok satanlar listesine giren Vejeteryan’ını (2017, April yay.) da öneririm. Bu
kitapların tümünü Göksel Türközü çevirmiş. Türközü Gümüş Somon’un Büyük
Yolculuğu çevirisi ile bu yıl Kore Çeviri Ödülü’nü de kazandı.02.11.2017
Yorumlar