“Füreya Koral, Türkiye’nin ilk kadın seramik sanatçısı
değildir. Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısıdır” diyor Füreya’nın
ellerini yaşarken kalıba alan ve bu kalıptan bir çift el heykeli yapan Candeğer
Fürtun (İyi ki Doğdunuz Füreya, Ayşegül Sönmez, 25.10.2010, Radikal). Akaretler
Sıraevler’deki Füreya Koral’ın retrospektif sergisini gezerken anımsıyorum bu
sözleri.
Kale Grubu’nun 60. Yılı kapsamında açılan sergide Füreya’nın
200’e yakın eseri bir araya getirilmiş. 1,500 m2’lik alana yayılan sergide
ayrıca Füreya’nın fotoğrafları, kişisel eşyaları, aile bireylerine dair bilgi
ve belgeler de sergileniyor. Serginin küratörleri Nilüfer Şaşmazer, Károly
Aliotti ve Farah Aksoy.
Füreya Koral’ı esas olarak Ayşe
Kulin’in biyografik romanı Füreya’dan tanıyoruz. 1999’da yayımlanan kitap şimdi
84. baskısında. Everest Yayınları Füreya’nın 20. Ölüm Yıldönümü vesilesiyle
fotoğraflarla bezeli özel bir baskı yapmış. Roman Füreya’nın özel hayatına
odaklanmış. Halikarnas Balıkçısı, Fahrünnisa Zeid, Aliye Berger, Nejat Devrim
gibi birçok önemli sanatçının yetiştiği, Osmanlı’nın son döneminde ve
Cumhuriyet’in kuruluşunda önemli roller oynamış Şakir Paşa Ailesi’ni de
Füreya’dan yola çıkarak anlatıyor Ayşe Kulin. Büyük bir sanatçıyı insani açıdan
tanıyorsunuz. Hayatında sanatın nasıl önemli bir işlevi olduğunu anlıyorsunuz.
Hafta içi bir akşam saati
geziyoruz Akaretler’deki sergiyi. İçerideki kalabalık umut verici. Küratörler
doğru bir seçimle Füreya’nın yaşam öyküsünü de içeren bir düzenleme yapmışlar.
Böylece Füreya’nın romandaki imgesinin içine sanatını da yerleştirebiliyoruz.
Sanatının geçirdiği evreleri başarıyla toplanmış bir koleksiyondan izliyoruz.
Çeşitli bölümlerdeki belgesel gösterimleri ile de hem Füreya’nın sanatçı olarak
önemi hem de seramik sanatı içindeki öncü rolü iyice belirginleşiyor.
Füreya ile ilgili en önemli
saptama “Eserlerinde Doğu Sanatı'nın soyut anlatımıyla, Batı Sanatı'nın
biçimlerini başarıyla birleştiren bir seramik ustasıdır” cümlesi. Kıymet
Giray’dan alıntılıyorum (bkz. turkseramik.com/index.php?topic=2235.0). Bu
saptamanın ne denli isabetli olduğunu görüyoruz. Füreya’nın canlı parlak
renklerle başlayan sanat serüvenin koyu renklerle hayvan ve bitki motiflerine
evrilmesini daha sonra renklerin tekrar canlanmasını izliyoruz. Geleneksel
temel üzerine kendi çağdaş anlayışını kurmuş. ABD’de, Meksika’da yaptığı
çalışmalarla kendini geliştirmiş. Dünya seramik sanatı içinde bilinen bir
sanatçı haline gelmiş.
Füreya İstanbul ve Ankara’daki binalara
birçok duvar panosu yapmış. Bu işlerde doğu batı sentezini daha da net
görebiliyoruz. Bunların bir bölümünün kaybolmuş olması üzücü ama şaşırtıcı
değil. Hiçbir şeyin değerini bilmiyoruz. Var olanlar Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nca korunacak mı, merak ediyorum.
Füreya, seramik sanatının yaşamın
içinde yer almasını hedeflemiş. Mozaik tekniği ile yaptığı masalar bu
yöneliminin güzel bir örneği. Kahve takımları, lambalar, tabaklar da yapmış. Sanattan
tasarıma doğru evrilmiş.
Kendinden sonra gelen seramik
sanatçılarını da etkilediği, onlara ufuk kattığı anlaşılıyor.
Candeğer Fürtun’un
değerlendirilmesine katılıyorum, Füreya hep vurgulandığı gibi ‘İlk kadın
seramik sanatçımız’ değil ‘ilk çağdaş seramik sanatçımız’. Hem tarihsel olarak
hem de tavır ve öncülük olarak. Sanat tarihçileri artık bunu saptamalı.
Füreya Koral Retrospektif Sergisi
kapsamında "Füreya Atölye Buluşmaları" adlı bir dizi söyleşi de
gerçekleştiriliyor. Ayşe Kulin’le başlayan söyleşiler bugün Özlem Güsar’ın
“Füreya ve Mücevher”, 9 Aralık’ta Gül İrepoğlu’nun “Füreya ve Renkler”
söyleşileri ile sürüyor. Füreya Koral Retrospektif Sergisi 18 Ocak’a kadar
açık. 06.12.2017
Yorumlar