11 Ağustos 2016’da Seferihisar Belediyesi’nin evsahipliğinde
CHP’nin “Türkiye Sanat
Çalıştayı”nda sanatçı ve yazarlarla buluştuğunda Genel Başkan Kemal
Kılıçdaroğlu Teos’taki yazarevinin açılışını yapmış ve merkezin adının “Attilâ
İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi” olacağını açıklamıştı.
Attilâ
İlhan memleketi İzmir’in övünç kaynağıdır. Başta Büyük Şehir Belediyesi olmak
üzere İzmir Belediyeleri, Attilâ İlhan’ın anısına birçok etkinlik düzenliyor.
Karşıyaka Belediyesi “Attilâ İlhan Şiir Yarışması”nı yıllardır sürdürülüyor.
Ama İzmir’de herhangi bir yere Attilâ İlhan’ın adının verildiğini sanmıyorum.
Bu nedenle Seferihisar Belediyesi’nin yazarevine adının verilmesini
sevinçle karşılamıştım.
Günümüzde en önemli haberleşme kaynaklarından biri sosyal
medya. Birçok haberi öncelikle ya da sadece twitter’dan alıyoruz. 27 Ocak’ta
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer kişisel hesabından “Muhteşem Sığacık
Körfezi manzarasıyla doyumsuz bir seyir keyfi sunan Lokanta açıldı” mesajını
paylaşıyordu. Mesajın altına da bir haber eklenmişti. Seferihisar Belediyesi
internet sitesinde yayımlanan haberde yer alan fotoğraf çok tanıdıktı.
Fotoğraftaki binanın duvarında “Teos Yazarlarevi” yazıyordu. Zaten haberde de
“Teos Yazar Evi alt katında bulunan Lokanta, haftanın her günü hizmet verecek.
Lokanta, Seferihisar’ın “Gelin ve Damat” adayları için de eşsiz bir nişan
ve düğün mekanı olacak” deniyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Attilâ İlhan Yaratıcı
Yazarlık Merkezi” adını verdiği yer “Teos Yazarlarevi” olmakla kalmamış,
eleştirilere de kulak tıkanmış. “Türkiye Sanat Çalıştayı”nda başta Doğan Hızlan
olmak üzere konuşmacılar belediyelerin “çok amaçlı” diye yaptıkları kültür
merkezlerinin “tek amaçlı” hale gelip nikâh salonlarına dönüşmesini eleştirmiş,
CHP’li belediyelerin bu yanlıştan
vazgeçmelerini talep etmişti. Attilâ İlhan’ın adı verilen yazarevinin bu konuda iyi bir
örnek olduğunu da söylemiştik. O toplantıda ev sahibi sıfatıyla Seferihisar
Belediye Başkanı Tunç Soyer de bulunuyordu.
Tunç Soyer kuşkusuz bunları duymuştu ve eleştirilerden
kendince dersler (!) çıkartmıştı.
Tunç Soyer’in “çıkarttığı dersler”i ise bir buçuk yıl sonra
rastladığım bir tweet’te görüyordum. Yazarevi’ne Attilâ İlhan adı konmamış ve
altına bir lokanta açılıp “nişan ve düğün mekanı” olarak halkın hizmetine
sunulmuştu.
Serferihisar Belediye’sinin kültür ve sanata verdiği önemi,
Tunç Soyer’in tüm belediyelere örnek olacak projelerini taktirle izliyorum. O
nedenle bu gelişme beni çok şaşırttı. Konuyla ilgili iki tweet attım. Sağolsun,
Tunç Soyer de cevapladı. Sonra da konuyla ilgili yazıştık.
Tunç Soyer “Yapının mülkiyeti, içeriği değişince, "Yaratıcı
Yazarlık Merkezi" olmaktan çıkardık, "Yazarevi ve Araştırma -
Uygulama Merkezi" olarak hizmet vermeye karar verdik. Bu durumda bir
edebiyatçının adıyla anılmasının içeriğin eksik anlaşılmasına yol açacağını
düşündük” diye yazıyor. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi ile başlanan proje iptal
olmuş. Yazarevi adı duruyor, vazgeçilen sadece “Attilâ İlhan” adı. Yerin bir
edebiyatçının adı ile anılması nasıl bir eksik anlaşılmaya yol açar, anlamadım.
Ayrıca Tunç Soyer’in Attilâ İlhan’ın “sadece edebiyatçı” olmadığını, çok yönlü
bir kültür adamı olduğunu bilmediğini de sanmıyorum. Bir başka nedeni olmalı. Belki
Attilâ İlhan’ı sevmiyor. Belki Kemal Kılıçdaroğlu’nun ad koymasından
hoşlanmadı. Belki aklında başka bir isim vardı. Olabilir. Sebep ne olursa olsun
hem Attilâ İlhan’a hem de bu yere onun adını veren Kemal Kılıçdaroğlu’na
saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. Diğer açıdan bakınca da Attilâ İlhan’ın
adının verildiği bir yerin düğün ve nişan törenleri için kullanılmasını
onaylamayacağını bildiğimden “iyi ki adını koymamışlar, çok üzülürdük,”
diyorum. 14.02.2018
Yorumlar