Kırpıntı kadar değerimiz var mı?



Maliye Bakanı Naci Ağbal 1985’de yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Kanunu’nda devrim niteliğinde değişiklikler yapılacağını açıkladı. Naci Ağbal, kanun tasarısının amacının yatırımı, üretimi ve ihracatı desteklemek; işletmeler üzerinde oluşan finansman yükünü ortadan kaldırmak; küçük ve orta ölçekli işletmelerin vergiye uyumunu kolaylaştırmak; kayıtlılığı teşvik etmek ve vergi uygulamalarında mükellef haklarını güçlendirmek olduğunu da belirtiyor (bkz. maliye.gov.tr/haberler/maliye-bakani-sayin-naci-agbalin-kdvde-degisiklikler-ongoren-kanun-tasarisina).
Önce 2009’daki 5. Ulusal Yayın Kongresi’nde, en son da geçen yıl mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde yapılan 3. Milli Kültür Şurası’nda sanatçılar, yazarlar ve çevirmenlerin telif ödemelerinde kesilen stopaj ve KDV konusunda somut kararlar alındı.
Sorun dönemin Maliye Bakanı, bugünün Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’a da çeşitli defalar yazılı ve sözlü olarak iletilmişti. Mehmet Şimşek’in İstanbul Kitap Fuarı ziyareti sırasında ilk yasa değişikliğinde olumlu düzeltmelerin yapılacağını söylediğini de net olarak anımsıyorum.
Daha önce de yazdım, sanatçılar, yazarlar, çevirmenler birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de “korunurlar”, vergilendirilmezler. Yürürlükteki Gelir Vergisi Yasası’nda (GVK m.18) sanatçılara, yazarlara “kazanç istisnası” vardır. Defter tutmaz, vergi beyannameleriyle uğraşmaz, telif kaybına uğramazlar. “Stopaj” adı verilen bu vergi kesintisinin oranı %17’dir. Sanatçısına, yazarına “kazanç istisnası” sağlayan ülkelerde bu kesinti ile yetinir devlet. Ama bizde %17 stopaja ek olarak %18 KDV de kesilir ve kesintilerin toplamı %35’e ulaşır. Maliyenin hesaplatma yöntemiyle 1000 TL telif kazancı için 420 TL (%42) vergi ödenir, yani Gelir Vergisi Yasası ile getirilen istisna stopaj artı katma değer vergisi olarak misliyle geri alınır. Vergi kesintisi yapılan bir gelirden ayrıca KDV alınmasının adil bir uygulama olmadığı açık. Stopaj da diğer ülkelere göre çok yüksek.
İkinci temel sorun, kitaptaki KDV. Kitapta KDV %8. Bu KDV oranı devletin kültür hizmetini desteklediğinin bir göstergesi. Hatta bu oranın bir çok ülkeye göre yüksek olduğunu bilen Kültür ve Turizm Bakanlarımız sık sık kitaptaki KDV oranının %1’e indirileceğini vaad ederler. Buradaki sorun kitapta KDV’nin %8, kitap üretiminde %18 olmasıdır. Aradaki fark Maliye Bakanlığı’nda kalıyor.
Yeni KDV yasa taslağı ile birçok sektörde olduğu gibi yayıncılıkta da bu farkların ödeneceği söyleniyor. Ama Naci Ağbal’ın yaptığı açıklamalardan bunun otomatik bir ödeme ya da varolan vergi borcundan mahsup etme olmayacağı anlaşılıyor. KDV iadeleri için çok büyük bir ekip kurulacağı, KDV iadesi almak isteyenlerin faturalarının inceleneceği belirtiliyor. Bu incelemelerin sonucunda da az sayıdaki büyük şirket dışındaki mükellefin KDV iadelerini alamayacağını, hatta almak için başvurmayacağını öngörebiliriz. Daha önceki uygulamada bu yaşandı. Kültür endüstrisinin vergilendirilmesi için farklı ve destekleyici bir yaklaşım gerek.
Pek çok ülkede yaratıcı endüstrilerin gelişebilmesi için fikri ve sınai mülkiyet üzerindeki vergiler sıfırlanmakta veya en düşük seviyeye indirilmekte. Kültür ihracatıyla, kitaplarımızın yabancı dillerde yayımlanmasıyla, dizilerimizin Dünya’da gösterilmesiyle övünüyorsak bunu gerçekleştiren sanatçıya, yazara destek olacak önlemleri de almalıyız. Telif ödemelerinde KDV’yi kaldırıp, stopajı da Avrupa ülkelerinde olduğu gibi %10’a indirmek önemli bir adım olacak. Konfeksiyon kırpıntılarının teslimleri katma değer vergisinden istisna tutulabiliyorsa sanatçının, yazarın telif geliri neden KDV’siz olmasın ve adil bir stopaj oranıyla ödenmesin? Kültür endüstrisi yeni KDV yasa tasarısında bu düzenlemenin yer almasını bekliyor. 14.03.2018

Yorumlar