Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!



Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) bir süredir okuma kültürü seferberliği çağrısı yapıyor. Geçen hafta gerçekleştirilen Bursa Kitap Fuarı’nın açılışında da TYB 2. Başkanı Fahri Aral aynı konuya vurgu yaptı. Fahri Aral “Kitap okumayan çocuklar normal bir cümleyi 45 saniyede anlayabiliyorken, bu süre kitap okuma kültürü edinmiş çocuklarda 13 saniyeye kadar düşüyor” diyerek acı bir gerçeğe işaret etti.
2015 yılında yapılan son PISA uygulamasına göre Türkiye 72 ülke arasında okuma yeterliliğinde 50’nci. PISA verilerine göre Türkiye’de her 1000 çocuktan 3’ü okuduğunu anlıyor.
Fahri Aral “çocukların kendi dilinde okuduğunu anlamasının en önemli yolu, okuma kültürü. Önce ailelerden başlayan okuma alışkanlığı daha sonra okullarda öğretmenlerin çocukları kitapla, kütüphaneyle yakınlaştırıp kitap okumalarını teşvik etmesiyle devam ediyor” diyor. Kitaba ulaşma ilk ve önemli bir sorun. Kitaba ulaşmanın en kolay ve ucuz yolu kütüphanelerdir. Türkiye'de 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta Kütüphanecilik Haftası olarak kutlanır. Bu vesileyle kütüphanelerin sorunlarına değinilir. Kütüphane azlığı dile getirilir. Halk kütüphanelerinin sayıca azlığı ve yetersizliği örnek verilir. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’de 1146 halk kütüphanesi var. Ama Muhtarlar Konfederasyonu verilerine göre Türkiye' de 31.963 mahalle, 18.329 köy olmak üzere toplam 50.292 yerleşim yeri var. Yani yerleşim yerlerinin sadece % 2,2’sinde kütüphane bulunuyor. Bunlara belediyelerin halk kütüphanelerini eklesek bile oranın çok artmayacağını söylüyor kütüphaneciler.
Mahallesinde kütüphane olmayan çocuğun okulundaki kütüphaneden kitaba ulaşabileceğini öngörebiliriz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2016-17 verilerine göre Türkiye’de 62 bin 250 okul var. Okul kütüphanesi sayısı ise TÜİK verilerine göre 27 bin 280. Yani 34 bin 970 okulda kütüphane yok. TÜİK ilginç bir bilgi daha veriyor; Türkiye’de 60.335 çeşit yeni kitap, 626.869.351 adet kitap üretilirken okul kütüphanelerindeki kitap sayısı %15,2 azalarak 27 milyon 430 bin 168’e düşmüş. Yani Milli Eğitim Bakanlığı yeni çıkan 60 bin kitaptan hiç almadığı gibi kütüphanelerdeki kitap sayısını da azaltmış (bkz. tuik.gov.tr, “Kütüphane İstatistikleri 2016”).
Okul kütüphanesi başına 1005 adet kitap düşüyor. Bu sayı herhangi bir iyi okurun evindeki kitap sayısından az olduğuna göre bu kadar kitap barındıran bir yere kütüphane diyebilir miyiz? Uzmanları cevap versin! Ama MEB’in açıkladığı gibi Türkiye'de 17 milyon 319 bin 433 öğrenci varsa öğrenci başına sadece 1,6 adet kitap düşüyor demektir. Ne kadarının yeni ve güncel kitaplar olduğu ise meçhul.  
Okuma kültürü seferberliğine okul kütüphanelerinden başlamak gerektiği anlaşılıyor. Öncelikle 34 bin 970 okul kütüphaneye kavuşturulmalı. Sonra da ortalama 1005 adet kitaplı 27 bin 280 okul kütüphanesi güçlendirilmeli.
Türkiye Yayıncılar Birliği “İlgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, ülkemizin büyük şirketleri, yazar ve yayıncılarının elbirliğiyle bir okuma kültürünü geliştirme seferberliği başlatalım. Biz yayıncılar olarak bu büyük seferberlikte üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız” diyor. “Ancak sosyal devlet olmanın bir gereği de başta çocuklarımız olmak üzere toplumumuzun okuma kültürüne destek olmaktır” diye de ekliyor. Devlet okuma kültürü seferberliğini başlatmazsa, Milli Eğitim Bakanlığı “okulsuz kütüphane, kitapsız okul kütüphanesi kalmayacak!” sloganıyla yola çıkmazsa Kültür ve Turizm Bakanlığı her mahalleyi ve köyü kütüphaneye kavuşturmazsa bunun başarılamayacağı da açık. 28.03.2018   

Yorumlar