“Birbirimizin ne demek istediğini anlamamız sanıldığı kadar
kolay değil” diyor Necmiye Alpay dil çalışmaları üzerine Murat Menteş’in
sorularını cevaplarken. “Dilbilgisi ve imla gibi bilgiler, dilimize askeri bir
disiplin kazandırmak için değil, birbirimizi anlamamızı kolaylaştırmak için
var” diye ekliyor. Bir tek virgülün kullanılıp kullanılmamasının anlamı nasıl
değiştireceğinin bilindiğini ama unutulduğunu da vurguluyor.
Birbirimizi anlama sorunu dilbilimin ötesinde toplumsal bir
olay haline geldi. Aynı cümleyi iki farklı kişi farklı anlayabiliyor,
sorunların birçoğu da buradan çıkıyor. Toplumsal barışa büyük ihtiyaç
duyduğumuz bir ortamda belki de dil üzerinde daha fazla düşünmemiz gerek. Her
alanda olduğu gibi dilin sorunları üzerine düşünenler de az.
Necmiye Alpay bir dilbilimci değil, bu yönde de eğitim
almamış ama çalışma alanları, özellikle çevirmenliği onu dil meseleleri ile
uğraşmaya yöneltmiş. Metis Yayınları’nın internet sitesindeki kısa yaşam öyküsü
şöyle; Necmiye Alpay (d. 1946, Balıkesir). Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi mezunu (1969). Doktorasını uluslararası iktisat alanında yaptı
(Paris-Nanterre Üniversitesi, 1978). Kısa süreli öğretim üyelikleri dışında,
çevirmen, dil danışmanı ve yazar olarak çalıştı. 2001-2011 yılları arasında
Radikal gazetesinde yazdı. Mart 2008 - Ağustos 2016 tarihleri arasında Milliyet
gazetesinin aylık Kitap ekinde şiir konusunda yazdı.
Bu yaşam öyküsü kısa, öz ama Necmiye Alpay’ın yaşamının ve
yaptıklarının ne kadarını yansıtıyor, tartışılır. Bence çok küçük bir yüzde
olmalı. Edebiyatla ilgisinin bile 2008’de Milliyet Kitap Eki’nde başladığı
izlenimi doğabilir.
Necmiye Alpay’la 1990 – 95 yılları arasında yayımlanan
Sombahar Şiir Dergisi’nin yayın kurulunda tanıştık. Dilin kullanımı ve doğru
yazma, ifade etme konusunda ne kadar dikkatli ve titiz olduğuna da orada şahit
oldum. Kuşkusuz bu titizlik tüm dilcilerde vardır. Kendi bakış açılarına göre
bir düzenleme, düzeltme yapmayı arzularlar okudukları metinlerde. Necmiye
Alpay’ın farkı da buradan geliyor. Yine Murat Menteş’le söyleşisinde ifade
ediyor; “Benim dil alanında önemsediğim bakış açısı, betimleyici dilbilgisi adı
verilen anlayışa yakın. Dilin işleyişini görebilmek için dilin içinden yola
çıkan anlayış bu. Gündelik Türkçe üstüne yazanların çoğu ise, bazen farkında
bile olmadan kuralcı bakış açısını benimsemiş kişiler.”
Ne yaptığını ise şöyle anlatıyor; “Güncel Türkçe konusunda
benim payıma düşen işler, bir yandan standartlaşma sorunlarına dikkat çekmek,
bir yandan da standart dilin neden her derde deva olmadığı dahil, daha genel
dil ve anadili meselelerini anlamaya çalışmak oldu.”
Zamanla Necmiye Alpay’ın edebiyat eleştirmenliği, hatta
çevirmenliğine dil çalışmaları ağır bastı. Kuşkusuz bunda 2000 yılında çıkan
kitabı Türkçe Sorunları Kılavuzu ve
esas olarak Radikal gazetesinin haftalık kitap ekinde yedi yıl boyunca
(2001-2007) yazdığı yazılar etkili oldu. Günümüzde ise Necmiye Alpay’ı bu
biyografide hiç sözü edilemyen bir özelliğiyle, barış savunuculuğuyla, bu
nedenle açılan davalarla, hapis edilmesiyle anıyoruz.
Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda (6. Baskı, Metis yay.),
Türkçe konuşup yazanların karşılaştığı güncel sorunlar ele alınıyordu. Yazım
(imla) sorunları, söyleyiş (telaffuz) sorunları, yerinde kullanılmayan terim ve
kavramlar, cümle yapılarındaki yaygın sorunlar vb. çözüm önerileriyle birlikte
ele alınıyordu.
Sık yapılan hatalar, kafa karıştıran konular, "fetvacı
anlayış", imla sorunları, anadili/dilleri, başvuru kaynakları gibi
konulara değinen ikinci kitabı başta Radikal Kitap olmak üzere çeşitli
yerlerde yayımlanan yazılarını, yaptığı konuşmaları gözden geçirerek bir araya
getirdiği Dilimiz, Dillerimiz'di (4. baskı, Metis yay.).
Yeni kitabı Dil
Meseleleri (Nisan 2018, Metis yay.) önceki kitabı tamamlayan nitelikte. Adı
da Radikal’de yazdığı “Dil Meseleleri”
sütunundan alınma, ama sadece o yazılardan oluşmuyor.
“Genel bakış” başlıklı bölümde dil meselelerine bakış
tarzını anlatan yazılarla konuya girerken dilin kendi başına bir konu, mesele
olmadığını belirtip toplumla, yaşadıklarımızla ilişkisini kuruyor. Kitabın
adında “sorun” yerine “mesele” sözcüğünün kullanılması bile hem dilbilimsel hem
de siyasi bir tercihtir. Çünkü bizde kullanılan sözcüklerden bile siyasi niyet
okunur. O kadar derin bir yarılma yaşamış bir toplumuz. Hiçbir konuyu milli
mesele haline getirmeden konuşamıyoruz. Ülkemizde dildeki radikal değişimler
hep siyasi irade yoluyla gerçekleştirildiği için de dil meselelerini siyasi
tercihler dışında tartışmamızı da zorlaştırıyor. Günümüzde bile devletin dille
ilgili bir kurumu var ve yabancı dillerden aktarılan sözcüklere karşılık olmak
üzere yeni kelimeler öneriyor. Bununla da yetinmiyor sık sık Türkçenin yazım
kurallarını değiştiriyor; “sıradışı” “sıra dışı” oluveriyor birkaç yıl somra
yeniden “sıradışı” da olabilir. Dille oynamayı seviyorlar.
Necmiye Alpay tartışmaların toplumsal ya da siyasi boyutunu
da ihmal etmeden ama esas olara dilbilgisine, imlaya, Türkçenin diğer dillerle,
özellikle İngilizce ile ilişkilerine ağırlık vererek yazıyor yazılarını.
Radikal değil, tutucu değil. Bu niteliğiyle seviyoruz onun yazdıklarını. Çünkü
önerilerini, görüşlerini mantık içinde açıklıyor. Anlayıp benimseyebiliyoruz. Benimsemediğimizde
de rahatça tartışabileceğimizi biliyoruz. Üstten bir bakışı, tavrı yok. Bizden
biri. Anlatımı içten ve akıcı. Çok teknik olabileceğini düşündüğümüz konuları
bile olanca samimiyeti ile ama konunun öneminden, bilimsel niteliğinden hiç
taviz vermeden anlatmayı başarıyor.
Kuşkusuz Dilimiz, Dillerimiz gibi Dil Meseleleri de Necmiye Alpay’ın arzu ettiği gibi birer başvuru kaynağı ve çalışma malzemesi olarak işlev görebilir. Dizinle bunu kolaylaştırıyor ama tüm bu çalışma bütünlüklü bir kılavuz ile de sonuçlanmalı diye düşünüyorum. İzahatlı bir “Nasıl yazılır, nasıl yazılmaz” kılavuzu bekliyorum Necmiye Alpay’dan. Böyle bir çalışmaya çok gereksinim var.
Kuşkusuz Dilimiz, Dillerimiz gibi Dil Meseleleri de Necmiye Alpay’ın arzu ettiği gibi birer başvuru kaynağı ve çalışma malzemesi olarak işlev görebilir. Dizinle bunu kolaylaştırıyor ama tüm bu çalışma bütünlüklü bir kılavuz ile de sonuçlanmalı diye düşünüyorum. İzahatlı bir “Nasıl yazılır, nasıl yazılmaz” kılavuzu bekliyorum Necmiye Alpay’dan. Böyle bir çalışmaya çok gereksinim var.
"Dil Meseleleri"ni de Necmiye Alpay’ın önceki
kitapları gibi ilgi, merak ve keyifle okudum. Çok şey öğrendim. Diliyle
meselesi olanlara, yani herkese öneriyorum.31.05.2018
Yorumlar