Orhan Kemal Roman Armağanı Ödül töreni geçen Cuma günü Beyazıd’daki Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Sabah 10:30’da başlayan törene ilgi büyüktü. Salon dolup taştı, görevliler sürekli yeni sandalyeler ekleyerek izleyicilerin ayakta kalmaması için çaba gösterdiler. Öncelikle Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi yönetici ve görevlilerini kütüphanelerine ismi verilen büyük bir yazarı böyle şevkle sahiplendikleri için kutluyorum.
İzleyiciler arasında lise öğrencilerinin olması da hoştu. İki
saaten fazla süren etkinliği sabırla sonuna dek izlediler.
Bu yıl Orhan Kemal’in ölümünün 48. yılı, Orhan Kemal Roman
Armağanı da 47 yıldır veriliyor. Bir ödülü bu kadar uzun zaman sürdürebilmek
önemli bir başarıdır. Üstelik bunu ailesi gerçekleştiriyor. Orhan Kemal’in
çocukları sürdürüyorlar, en küçükleri Işık Öğütçü’nün büyük bir çabası olduğunu
da anlıyoruz.
Orhan Kemal Roman Armağanı’nı Kul adlı romanıyla Seray Şahiner kazandı. Turhan Günay, M. Nuri
Gültekin, Erendiz Atasü, Yiğit Bener, Zülfü Livaneli, Ataol Behramoğlu ve Nâzım
K. Öğütçü’den oluşan seçiciler kurulu romanı çözümleyen ve ödülün veriliş
nedenini açıklayan çok iyi bir gerekçe yazmış. Edebiyat ödüllerinin jürilerinin
aday kitapları okumadığını, bunun kanıtının ödül gerekçelerindeki özensizlik
olduğunu iddia edenlerin dikkatini çekerim. Bu tezlerinin doğru olmadığını
anlayacaklardır.
Açılışı Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü yaptı. Ödülün
veriliş gerekçesini de açıkladı. Beyazıt Kahraman ve Tahir Şilkan Orhan Kemal’in
eserleri hakkında konuştular. Menderes Samancılar da Bereketli Topraklar Üzerinde filminin çekimi sırasında
yaşadıklarından yola çıkarak hoş anekdotlarla Orhan Kemal’in gerçekçiliğine
değindi. Aykut Yılmaz, Orhan Kemal’den bestelediği üç şiiri icra etti.
Bana düşen görev de Seray Şahiner ve edebiyatı hakkında
konuşmaktı. Seray Şahiner’le üç ayrı kez tanışmışım. En önemlisi Hulki Aktunç
ağabey aracılığı ile olandır. Huzursuz Bacak sendromundan rahatsızken
aradığımda, telefon konuşmamızda “Çok iyi bir öykücü tanıdım. Kitabı da yakında
Can Yayınları’ndan çıkacak. Oku, seveceksin” demişti. Hulki ağabeyin beğenisine
önem verirdim. Hem içerik hem dil olarak özgün olanı arardı. Gelin Başı’nı
(2007) hemen edindim. Seray Şahiner anlatımıyla, ele aldığı konularla gerçekten
de kendine has bir öykücüydü. Anlatımında dobralık, samimiyet vardı. Leyla
Erbil'in ilk dönemlerini anımsatmıştı bana. Kenar mahalleden öyküleri gerçekçi
bir anlayışla öyküleştiriyordu. Kendi hikayelerini anlatıyordu. Tanıdığı,
bildiği bir çevreyi, yaşadığı, şahit olduğu olayları…
Kitabın yayımlanışından bir süre sonra Hulki ağabeyle bir
kokteylde karşılaştık. Hastalığını atlatmış olmasına sevinmiştim, yanına koştum.
“Bak seni sözünü ettiğim öykücüyle tanıştıracağım” dedi. Seray’ı görür görmez “Ben
seni tanıyorum” dedim. O da beni hatırladı. İstiklâl Caddesi’nde Anzavur
Pasajı’nın bodrum katında küçük bir kitapçımız vardı ve Seray bir okur olarak
gelir, kitaplar alırdı. Arada sohbet de ederdik. Çok gençti. Söylediğine göre
bizim kitapçıya ilk geldiğinde 13 yaşındaymış. Ortaokul öğrencisiydi ama müthiş
bir okurdu. Zaten öyle olmasa bir bodrumdaki küçük bir kitapçıyı bulamazdı.
Orhan Kemal Roman Armağanı Seray Şahiner’in yazarlığında geldiği yerin
tespit edilmesidir. Seray Şahiner, Orhan Kemal’in gerçekçi çizgisinin
günümüzdeki temsilcilerinden. Bunun yanında onun için ayrı bir önemi de var
Orhan Kemal’in. Kendi eserlerinden daha çok Orhan Kemal hakkında yazmış. Yüksek
lisans tezi Orhan Kemal’in senaryo yazarlığı hakkında ve 400 sayfa. Ödül
konuşmasında Orhan Kemal’i bize tutkuyla anlattı. 06.06.2018
Yorumlar