Kötü haberleri sevdiğimiz için çok okuduğumuzla değil hiç
okumadığımızla övünüyoruz. “Televizyon seyretmeye ayırdığımız süre günde 2 saat
14 dakika kitap okumaya ayrılan süre ise günde sadece 1 dakika” biligisine
internette yaygın olarak rastlamak mümkün. Kimin nasıl araştırdığı belirisiz bu
bilgiyi kötü haber niteliği taşıdığı için kaynağını araştırmadan inanıyoruz ama
daha ciddi araştırmalar verdiği bilgi ile pek hoşumuza gitmiyor olmalı ki
onları pek paylaşmıyoruz.
Avrupa Birliği’nin resmi kurumlarından Avrupa İstatistik
Ofisi (Eurostat) 15 Avrupa ülkesinde 2008-2015 yılları arasında kitaba ayrılan
bütçe, okuma süreleri ve okuyan insanların oranlarına dair veriler içeren bir
araştırmanın sonucunu yayımladı. 23 Nisan Dünya Kitap Günü’nda açıklanan
araştırmaya göre, “okumaya ayrılan süre” bakımından, günde 7 dakika kitap
okunan Türkiye, Estonya (13 dk), Finlandiya (12 dk), Polonya (12 dk),
Macaristan (10 dk) ve Yunanistan’ın (9 dk) arkasından geliyor ve Almanya ve
Lüksemburg ile aynı düzeyde yer alıyor. İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya,
İspanya, Hollanda ve Romanya ise daha geride.
Günde 7 dakika da az diyeceksiniz. Haklısınız. İdeali günde
20 dakika. Zaten elinize bir kitap okumaya başladınız mı kolayca bu süreye
ulaşıyorsunuz. Öte yandan bu 7 dakikayı günde iki – üç saate artırıp ortalamayı
yükseltme şansınız var. Tatilde bol bol kitap okuyabilirsiniz. Ben öyle
yapıyorum.
Javier Marias merakla izlediğim yazarlardan. Her zaman
anlatımı ve seçtiği konularla yenilikçi. Türkçedeki yeni kitabı Acı Bir
Başlangıç Bu’da (çev. Seda Ersavcı, Yapı Kredi yay.) kırk yıllık
dikatatörlükten sonra 1980’de İspanya’da yaşanan değişim rüzgarını anlatıyor
Marias. Ünlü yönetmen ve yapımcı Eduardo Muriel’in ve eşi Beatriz Noguera’nın
eksenlerinde geçmişin karanlıklarına doğru bakıyor. Bugün özgürlüğü
kutlayanların diktatörlüğü nasıl besleyip yaşattığını aydınlatıyor.
Aşk Benim Dilsizliğim (Yitik Ülke yay.) adlı şiir seçkisi
ile iyi bir şair olarak tanıdığımız Matthias Göritz’in Türkçedeki ilk romanı
Hayalperestler ve Günahkârlar (çev.
Yasemin Yelbay Yılmaz, Yitik Ülke yay.). İkinci Dünya Savaşı’nın nasıl asılsız
bir hikâyeye dayandırılarak çıkarıldığını anlatan “Gleiwitz“ adlı film hakkında
bilgi almak amacındaki gzateci yaşlı yapımcı ile buluşur. Uzun söyleşilerle
Almanya’dan başlayıp Hollywood’a uzanan bir baba oğul öyküsü sinemanın sanattan
endüstriye dönüşümünü sorgulayan bir hal alır.
Haruki Murakami’nin ilk romanı Rüzgârın Şarkısını Dinle
(çev. Ali Volkan Erdemir, Doğan Kit.) Japonca’da 1979’da yayımlanmış. Murakami
romanın yabancı dillere çevrilmesine izin vermiyormuş. Sanırım bunu ilk
romandan duyulan mahçubiyet olarak tanımlayabiliriz. Zaten kitabın sonunda da
Murakami edebiyata nasıl başladığını, ilk romanını yazma serüvenini anlatırken
ilk iki romanını eski dostlar olarak anıp bir daha onlarla buluşmasının kolay
olmadığını söylüyor. Oysa genç bir üniversite öğrencisinin kısıtlı
çevresindekileri anlatırken bireyin yalınızlığına vurgu yapan, Murakami’nin tüm
özelliklerini taşıyan, kısa ve hoş bir novella Rüzgârın Şarkısını Dinle.
Menekşe Toprak’ın yeni romanı Arı Fısıltıları’nın (İletişim
yay.) “Kavgalar, patlamalar, köye
getirilen cenazeler… Suna’nın Deniz’e olan aşkı... Büyük sözler, insanın
kalbini ve ruhunu cendereye sokan ebeveynler… Tahakkümle hesaplaşan genç
isyanlar. Uykusuz bir Derviş, konuşulan Berkin, usul usul Alevi türküleri…
Şimdiki zamanın siyaseti, harareti ve bitimsiz deveranları…” diyen tanıtımı “Arı
Fısıltıları, dünyanın kokusunu anlatıyor” cümlesi ile tamamlanıyor. Menekşe
Toprak iyi bir yazar, arka kapak yazısı da çağırıcı. Okuma listeme alıyorum.
Enis Batur’un yayın yönetmenliğini yaptığı Kırmızı Kedi
Yayınları “Yeni Edebiyat” başlığıyla yeni bir diziye başladı. Leyla Çapan’ın
Adı Yağmur, Deniz Arslan, Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş’un Vatandaş
Berzins, Şükür Keleş’in İmiş, Alper Beşe’nin Kırılgan’ı dizinin ilk kitapları.
Türk edebiyatındaki yeni yönelimleri, yeni yazarları tanımak için izlenmesi gereken
bir dizi.
Kırmızı Kedi şiir yayıncılığında da önemli bir rol oynuyor.
Tuğrul Tanyol’un ilk kitap öncesindeki şiirlerinden oluşan Şiirler 1 (1974 –
1984), İzzet Göldeli’nin toplu şiirleri Çıplak Kalem, Tarık Günersel’in
İzdüşümler’i de listemde. Şiir kitapları listeme Betül Dünder’in “sana soyundum
eyy kara nehir ver bana bunun cevabını / içine indim beyaz bir gövde hepten bir
keder olarak” dediği yeni kitabı Unutmanın Kısa Tarihi’ni (Yitik Ülke yay.) de
ekliyorum.
Jose J. Veiga, Çağdaş Brezilya Edebiyatının büyük
isimlerinden. Onlarca dile çevrilmiş bir yazar. Türkçede ilk kez
Gevişgetirenler Zamanı (çev.Canberk Koçak, Delidolu yay.) ile okuyoruz. “Her
şehrin, her kasabanın, halkı aklın yoluna davet eden bir deliye ihtiyacı
vardır” diyen yazar gerçekçi bir dille bir kasabada yaşananlardan yola çıkarak
evrensel sorunlara doğru uzanmış.
Daha önce Mitos Boyut Yayınları’ndan çıkan kısa oyunu Köpek,
Kadın, Erkek’le (2014) tanıdığımız, Alman Edebiyatının önemli isimlerinde Sibylle
Berg’in iki romanı aynı anda yayımlandı. Uyuyan Adam ve Hayat İçin Teşekkürler
(Can yay.). “Modern bir aşk öyküsü” olarak sunulan Uyuyan Adam arka kapağındaki
“Adam ve kadın, Güney Çin Denizi’nde küçük bir adada beraber tatil yaparlar.
Sonra bir gün adam gazete almak üzere anakaraya gider. Geri dönmez. Kadın kalır”
tanıtımıyla tatil okumalarına uygun gibi görünüyor.
Son yılların en çok okunan, ilgi çeken yazarlarından
Jonathan Franzen’in yeni romanı Saflık (çev. Emrah Serdan, Sel yay.) 632
sayfalık kalınlığı ile tam bir tatil romanı. Franzen, bir anne ve kızın “tuhaf”
ilişkisinden yola çıkarak aile kurumunun çöküşünü anlatıyormuş. 632 sayfa biraz
uzun görünebilir ama Franzen ustalıklı kurgusu, merak unsurunu hiç yitirmeyen
anlatımı ile iyi bir anlatıcıdır.
Zeynep Delav’ın Kemik Tozu (Hep Kitap), Şiir Erkök Yılmaz’ın
Aile İçi Muhabbet (Yapı Kredi yay.), Selçuk Orhan’ın 100 Soruda Oğuz Atay (Kara
Karga yay.), Ayça Güçlüten’in Disko Topu (İthaki yay.), Melih Esen Cengiz’in
Paylaşılmayan Cinayet’i (Altın Kitaplar yay.), Rıza Kıraç’ın Ucuz Ölüm’ü (Doğan
Kitap) ve Hans Fallada’nın Köylüler, Kodamanlar ve Bombalar’ı (Everest yay.)
listemdeki diğer kitaplar. Hepinize iyi tatiller...28.06.2018
Yorumlar