Elele Okuyalım’da Çağdaş Türk Şiiri’nin büyük ustalarından
Turgut Uyar’ın bilinmedik bir yönü aydınlanıyor. Yıl 1978, ocak ayı.
Türkiye’nin en çok satan kadın dergilerinden Elele’de kitap tanıtım yazıları
yazmaya başlıyor büyük usta. Bu görevi 1984 yılının sonuna kadar, yani
ölümünden sekiz ay öncesine kadar sürdürmüş. Ayrıntılı biyografisine bir cümle
ile eklenebilecek bir şey belki ama 7 yıl boyunca bu görevi sürdürmüş.
İlk bakışta büyük bir şairin böyle bir işi yapması garip
görünebilir. Maddi gereklilikler, ev bütçesine katkı sağlamak amacı ilk akla
gelen. Turgut Uyar 1969 yılından beri emekli. Türk öykücülüğünün büyük
ustalarından Tomris Uyar’la evli. Tomris Uyar aynı zamanda iyi bir çevirmen ve denemeci.
1962’den beri çevirileri yayımlanıyor. Telif eserlerinden çok daha fazla çeviri
kitabı var. 1976’da Elele Dergisi’nde yazmaya başlamış. Bu başlangıcı da sorun
etmiş. Yazarlığında bir kavşağa geldiğini düşünmüş. Çünkü gazetecilik mezunu
olmasına rağmen yazı yaşamında ilk kez edebiyatdışı bir iş yapacak. Edebiyat
görüşümden ödün vermeden nasıl yüzü belirsiz bir okur kitlesine seslenebilirim,
diye düşünmüş. Zamanla okuru tanımış, en rahat yazılarını Elele’de yazdığını
belirtiyor. Tomris Uyar’ın Elele yazıları da 1985’e dek sürmüş. Kadınlardan
yola çıkarak toplumsal, siyasi konulara uzanan yazılar yazmış, söyleşiler
yapmış. Bu yazıları Handan İnci Aşkın Yıpranma Payı adı ile derlemişti (2015,
Yapı Kredi yay.).
Araya küçük bir anı sıkıştırayım. Karacan Dergi grubunda
çalışıyordum. Tomris Uyar’ın Elele’den ayrıldığını duyunca bizim grubun
dergilerinde yazar mı diye kendisi ile görüşmüştüm. Bir edebiyatçının sürekli
olarak dergi ya da gazeteye yazmasının çok yıpratıcı olduğunu, artık
edebiyatdışı yazmak istemediğini söylemiş, bana da bir büyüğüm olarak bu işi en
kısa zamanda bırakmamı salık vermişti.
Turgut Uyar’a dönersek, Elele’de yazma sebebinin maddi
nedenler olabileceğini ve kitap tanıtma yazıları yazmaya başlamasına da Tomris
Uyar’ın vesile olduğunu düşünüyorum.
70’li yıllar özellikle İkinci Yeni şairleri için pek iyi
zamanlar değildi. Toplumcu anlayış şiirde, edebiyatta hakimdi ve İkinci Yeni
şairlerine dergilerinde yer vermiyor, kitaplarını yayımlamıyorlardı. Gözden
ırak, gönülden ırak olduklarını söyleyebiliriz. Cemal Süreya da çocuk
dergilerinde yazıyor, erkek dergisine editörlük yapıyordu.
Elele Okuyalım’ı Özge Şahin derlemiş. Turgut Uyar’ın bütün
yazılarını Korkulu Ustalık (2009, Yapı Kredi yay.) adıyla derleyen Alaattin
Karaca’nın kitabın önsözünde Elele’deki yazılardan söz ettiğini, onları çok
kısa bulduğu için kitaba almadığını belirttiğini yazıyor giriş yazısında Özge
Şahin. Bu bilgi ile yazıların peşine düşmüş ve birkaçına ulaşmış. “Yazılar kısa
olmakla birlikte çok önemli yorum ve eleştiriler içeriyor, üstelik Uyar şair,
yazar ve yayıncılarla yaptığı söyleşilerde dönemin nabzını tutuyor, yeni çıkan
kitapların yanısıra edebi değeri olan çok sayıda kitabı elbette kendi beğeni ve
zevkini de katarak tanıtıyordu. Bu yazılar, bana başka bir Turgut Uyar’ı
göstermişti” diyor.
Turgut Uyar’ın çok öne çıkmasa da düzyazı alışkanlığı
vardır. Dergilerde bir çok yazısı yayımlanmış, nihayetinde eleştirmen olarak
niteleyebileceğimiz bir yazar olmuş. Türk şiiri üzerine görüşlerini içeren
yazılarıni Bir Şiirden (1983, yeni baskı 2017, Yapı Kredi Yay.) adıyla
yayımlamış. Ama düzyazılarını sağlığında toplayıp kitaplaştırmadığını da
biliyoruz. O her şeyden önce şairdi, usta bir şair.
Alaattin Karaca’nın Elele’deki yazıları Korkulu Ustalık’a
dahil etmemesininse doğru bir karar olduğu bu yazıları okuyunca anlaşılıyor.
Korkulu Ustalık’ta şiir üzerine düşünen, yazan bir usta şairin görüşlerini
toplu olarak okuyoruz. Elele Okuyalım’da ise kitap tanıtma yazıları var. Zaten
Alaattin Karaca da yazıları derlememe sebebi olarak kısa olmaları yanında kitap
tanıtma amaçlı olmalarını da belirtiyor.
Elele, Türkiye’nin en uzun soluklu popüler kadın
dergilerinden. 1976’da yayına başlamış ve Doğan Burda Dergi Grubu bünyesinde
halen yayımlanıyor. Modadan güzelliğe, teknolojiden otomobile, dekorasyondan
psikolojiye kadınları ilgilendirecek her konuya değinme amacında. Turgut
Uyar’ın “Okuyalım” başlıklı kitap tanıtma yazılarında da bu okur yapısı
gözönüne alınmaya çalışılır. Turgut Uyar ağırlığı edebiyata, şiire verse de,
çocuk edebiyatı, aile sağlığı, cinsel yaşam ve psikoloji kitaplarına da
değinir. Kitap tanıtma sayfalarında rastlanmayacak sıklıkta da edebiyat
dergilerinden söz eder.
Turgut Uyar, Ocak 1978’de yayımlanan ilk yazısının
“Başlarken” başlıklı bölümünde bu yazılarda neyi amaçladığını anlatır. Kitap
yayıncılığındaki olumlu gelişmeleri işaret ederek kitap basımının hem çeşit hem
de baskı sayısı açısından arttığını, çeşitlilik kazandığını belirtip, kitap
fiyatlarının yüksekliğinden dem vurarak okura kitap seçiminde yardımcı olmaya
çalışacağını söyler. İlk tanıttığı kitaplar da Remzi Kitabevi’nin Ansiklopedik
Bilgiler, T. Berry Brazelton’un Anneler ve Çocuklar, Vascencelos’un Güneşi
Uyandıralım. Ama bu yapı zamanla edebiyat ve şiir lehine bozulur.
Turgut Uyar işini layıkiyle yerine getiren bir yazar olarak
yayıncılık sektörünü yakından izler ve edebiyat ve şiir alanlarında yayımlanan
hiçbir önemli kitabı kaçırmamaya çalışır. Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal,
Adalet Ağaoğlu, Cemal Süreya, Edip Cansever, Sevim Burak, Selçuk Baran, Ahmet
Oktay gibi dönemin önemli yazarlarının yeni kitaplarına değinirken Orhan Pamuk,
Neşe Yaşın, Suat Vardal, İzzet Yasar, Nursel Duruel, Mahir Öztaş gibi ilk
kitaplarını yayımlayanları da dikkatle okuyup tanıtır. Ödülleri önemser, ödül
alan kitaplardan söz eder. Varlık, Türk Dili, Türkiye Yazıları, Oluşum, Üç
Çiçek, Yazko Edebiyat, Gösteri gibi dönemin dergileri, Varlık, Tan Edebiyat
gibi yıllıkları da tanıtır.
Elele bir kadın dergisi olarak okuma çemberimizin dışındaydı
ama Turgut Uyar’ın dergide kitap yazıları yazdığını biliyorduk ve o ay hangi
kitaplara değindiğini de merak ediyorduk. Üç Çiçek’i daha ilk sayısında uzunca
tanıtıp, değerlendirimesi, Yeni Türkü’nün şiir kitaplarından söz etmesi ve
tabii bazı kitaplardan neden söz etmemiş olabileceği de sohbetlerimizin konusu
oluyordu. Turgut Uyar şiir kitaplarına daha geniş yer veriyor, ciddiyetle
değerlendiriyordu. Türk Edebiyatında da benzer yaklaşımı vardı. Sanırım bu
konularda kendini sorumlu hissediyordu. Kitap tanıtma yazılarının gerekliliği
içinde tanıtma unsurunu gözardı etmeden az sözle, yerinde ve önemli eleştiriler
yaptığını görüyoruz.
Bu yazıların Elele Okuyalım başlığı ile toplanıp
kitaplaştırılması iyi olmuş. Özge Şahin Turgut Uyar bibliyografyasına önemli bir
katkıda bulunmuş. Kitaba yeni baskısında eserler, isimler dizini de eklemekte
fayda var. Böylece araştırmacılar için de değerli bir kaynak haline gelecektir.
Hem Turgut Uyar’ın gözden kaçan önemli bir niteliğini, “sıkı okur” olarak kitap
tanıtımı, eleştiri yazmasının örneklerini okuyoruz, hem de şiire, edebiyata
bakışını anlamamızda ipuçları elde ediyoruz. Yayıncılığın sancılı büyüme,
sektörleşme dönemine de toplu bir bakış atmış oluyoruz. Elele Okuyalım’ı ilgiyle,
anıları yad ederek okudum. 30.08.2018
(Elele Okuyalım, Turgut Uyar, der. Özge Şahin, Yapı Kredi yay. Temmuz
2018.)
Yorumlar