Kütüphanelerimizin durumu yılda en az bir kez, Kütüphaneler
haftası vesilesiyle konuşuruz. TÜİK 2017 Kütüphane İstatsitikleri’ni
yayımlayarak ikinci bir vesile yarattı. Değerlendirme ve sayım yönteminden
başlayarak çeşitli eleştiriler getirildi sosyal medyada. Kütüphanecilik
dernekleri de ciddi eleştiriler yaptılar yayımladıkları bildirilerle.
En temel soru; kütüphane deyince ne anlıyoruz? TÜİK’in
kütüphane olarak kabul edip kayıtlara geçirdiği her mekanı kütüphane olarak
nitelendirebilir miyiz? Okul Kütüphanecileri Derneği (OKD) Başkanı Aydın İleri
yaptığı açıklamada “TÜİK ve MEB dört duvar arasında gördüğü kitabımsı kağıt
topluluklarını kütüphane olarak değerlendiriyor ve bunu topluma bilimsel istatistik
verisi olarak sunuyor” diyor. Kütüphane “kitapların evi”, “kitapların
saklandığı yer” anlamına gelse de günümüzde kütüphanelerin “her türlü kayıtlı
bilgi kaynağını bilgi gereksinimi olan kullanıcıya etkin biçimde sunulduğu yer”
olduğunu biliyoruz.
Örneğin övülecek bir çabadır ama Çankaya Belediyesi temizlik
işçilerinin çöpten topladıkları kitaplarla kurdukları yer kütüphane değil,
ancak kitaplıktır. Okulların, özellikle dershanelerin bünyesindekilerin çoğunun
da kitaplık olduğunu öngörebiliriz.
TÜİK’e göre resmi okul, özel okul ve özel kurs
kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı 26,415.
TÜİK bu rakamla 2016’ya göre %3,2 azalma tespit ediyor. 2016-17 verilerine göre
Türkiye’de resmi ve özel 62 bin 250 okul bulunuyor. Yani okulların % 42,4’ünde
kütüphane var. 3000 civarında oldukları söyleniyor ama bir veri olmadığı için özel
kurs sayısını, hangilerinde kütüphane olduğunu bilemiyoruz. TÜİK verdiği rakama
özel kurslardaki kütüphanelerin de dahil olduğunu söylüyor ki o zaman
okullardaki kütüphane sayısı daha da düşecektir. Aydın İleri, “MEB'in resmi
okullarında kütüphaneci kadrosu ile çalışan personeli yok” diyor. Özel okul
kütüphanelerinin de çok azında kütüphaneci istihdam ediliyormuş.
Daha da ilginci okul kütüphanelerindeki kitap sayısının da
artması gerekirken azalması. 2015’de 32,300 olan kütüphane sayısı 2016’da
27,400’e, 2017’de 26,415’e düşüyor. 5600 okul kütüphanesi kapatılmış. Okul kütüphanelerindeki
kitap sayısı da 2017 yılında 2016 yılına göre % 2,6 azalmış. Okul
kütüphanelerinde 2015’de 32,300,000 kitap varken 2016’da 27,400,000’e, 2017 26,707,000’e
düşmüş. İki yılda 5,600,000 adet azalma var. Azalmanın nedeninin FETÖ bağlantılı
yayınevlerinin kitaplarının kütüphanelerden çıkartılması olduğunu
öngörebiliriz. Ama yılda ortalama 60 bin çeşit yeni kitap yayınlandığını
gözönüne alırsak kütüphanelere yeni kitap konmamasının nedeninin cevabını da Sayın
Bakan Ziya Selçuk’tan bekleriz. Tabii yeni okul kütüphanesi açılmayıp
binlercesinin kapatılması da merak konusu.
“Okul Kütüphanesi eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır”
diyen kütüphanecilerin uluslararası örgütü IFLA ile UNESCO’nun birlikte
yayımladıkları “Okul Kütüphanesi Bildirgesi”ni kıstas alırsak kütüphanesiz
okullarda okuyan öğrencilerin tam anlamıyla eğitim alamadığı bir gerçek. Mevcut
okul kütüphanelerinin ise “mesleki uzmanlık niteliklerine sahip” çalışanları
olmadığı için daha başlangıçta kütüphane niteliği kazanamadığını biliyoruz.
Koleksiyonlarında bulunan milyonlarca kitabın niteliği, öğrenci için nasıl bir
yararı olabileceği de merak konusu. Kaçının sürekli açık olduğu da bilinmiyor.
26,415 okul kütüphanesinde 26 milyon 707 kitap olduğunu
gözönüne alırsak, kütüphane başına ortalama 1000 kitap düşüyor ki, hepsi
nitelikli kitaplar da olsa bu sayının çok az olduğu da ortada. TÜİK’in verileri
okul kütüphanelerimizin durumunun vahim olduğunu gösteriyor. 16.08.18
Yorumlar