İyi bir tesadüfle Robert Colla’nın derlediği Vladimir
Nabokov’la Konuşmalar ile Nabokov’un türkçeye yeni çevrilen İhtişam’ını
birlikte okuma fırsatı buldum. Yazarın eserine bakışı, onu konumlandırmak
istediği yerle okurun, eleştirmenin eseri anlamlandırmalarının arasındaki
benzerlikler, farklar belirginleşti.
Nabokov kendi hakkında konuşmayı, yazmayı pek sevmeyen biri.
Daha önce de yazmıştım, eserleriyle bilinmek isteyen, tüm ününe rağmen kendini
eserinin önüne koymayan has yazarlardan. Ketum. Çocukluk ve ilk gençlik
yıllarını anlattığı otobiyografisi “Konuş Hafıza”da bu tavrını net olarak
görürürüz. Konuş Hafıza (2011, İletişim yay.) iyi bir anlatıdır ama biyografi
değildir. Nabokov’un yaşam öyküsü hakkında çok şey öğrenemezsiniz. O zaman da
röportajlarında, söyleşilerinde nasıl davrandığını, neyi ne kadar anlattığını
merak etmemek elde değil.
Tahmin edilebileceği gibi Nabokov çok fazla röportaj
vermemiş. Az sayıda söyleşi yapmış ve seçme kişilerle görüşmüş. Önemli
yayınlarda çalışan, mesleğinde başarılı gazeteciler, edebiyat eleştirmenleri ve
araştırmacıları, bir zamanlar Nabokov’un öğrencisi olmuş, sonra onunla bağını
kopartmamış akademisyen öğrencileri röportaj yapma şansına kavuşmuş.
Robert Colla’nın sunuş yazısına da alıntıladığı gibi Nabokov
“ben bir dahi gibi düşünür, seçkin bir yazar gibi yazar, bir çocuk gibi
konuşurum” diye düşünüyor. Uzun yıllar üniversitede ders vermesine rağmen
derslerinde anlatacaklarının tamamını yazmış ve yazdıklarını derste okumuş ya
da iyi bir tiyatrocu gibi ezberlemiş ve anlatmış. Bunlara espriler de dahilmiş.
Zaten her zaman, her yerde olduğu gibi karısı Vera da yanındaymış ve herhangi
bir aksama da Nabokov’a en ön sıradaki yerinden destek veriyormuş. Çünkü Vera
Nabokov’un el yazısı ile yazdığı her şeyi olduğu gibi ders notlarını da daktilo
ile temize çekiyormuş.
“Nabokov bu doğrultuda röportajcılardan sorularını
kendilerine postalamalarını şart koşuyor, sonra cevaplarını yazıyor,
onaylamadığı soruları da değiştiriyor veya siliyordu. Daha sonra sevgili karısı
Vera metni tamamıyla daktiloya geçiriyor ve gazetecinin’söyleşi’yi alıp
Nabokov’la buluşabileceği tarihi ayarlıyordu. Bu buluşmalar kısa sohbetler
şeklinde olurdu, genellikle gazeteci yazılı cevapların daha da açılabilmesini
ya da çoğaltılmasını isterken bir şeyler içilir ya da akşam yemeği yenirdi”
diye anlatıyor Colla.
Nabokov’un cevapları üzerinde konuşabilme şansı söyleşilere
doğallık katıyor kuşkusuz ama Nabokov her şartta söyleşinin son halini görmeyi
ve nihai onayı vermeden yayımlanmamasını şart koşuyormuş.
Robert Colla’nın derlediği Vladimir Nabokov’la Konuşmalar’da
(Haziran 2018, çev. Osman Akınhay, Agora Kit.) 1958’le 1977 yılları arasında
yapılmış röportajlardan seçilmiş 28 tanesi yer alıyor. Lolita nihayet ABD’de
yayımlanmış, hem okurdan müthiş bir ilgi görmüş, çok satmış, hem de çok
eleştirilmiştir. Kitaplarının telif geliri ile geçinebilecek duruma gelen
Nabokov üniversitedeki görevinden ayrılmış, karısıyla birlikte İsviçre’de Leman
Gölü’nün kıyısında, Montrö’de klasik bir otelin çatı katındaki dairesine
yerleşmiştir.
Röportajların odak noktasını kuşkusuz Lolita oluşturuyor ama
Lolita’nın yazarını tanımaya çalışan, yaşam öyküsünü deşen sorular da
ağırlıkta. En son ne yazdığı dışında diğer eserlerine odaklanan, onları
anlamaya çalışan röportajcıların sayısı ise az. Amerika’ya göçünün nedenleri,
kendini Amerikalı mı yoksa Rus yazar olarak mı hissettiği, ustaca kullandığı
İngilizce, Fransızca ve Rusça dillerinden hangisinde daha rahat yazdığı, beğendiği
ve nefret ettiği yazarlar gibi sorular da var.
Bir röportajlar kitabı olduğu için benzer sorulara verilen
aynı cevaplar söz konusu ama toplamdan Nabokov’un hem yazar hem de kişilik
olarak bir portresi de çıkıyor. Nabokov birer özdeyiş gibi dolaşan sözlerini de
bu röportajlarda söylemiş.
Robert Colla “en kavrayışlı konuşmaları Alfred Appel Jr. ile
Herbert Gold gerçekleştirmiştir” diye yazıyor. Appel hem Nabokov’un gözde
öğrencilerinden hem de ilk akademik Nabokovculardan, Cornell’da Nabokov’un yerine
göreve gelen Herbert Gold da iyi bir romancı. İkisi de Nabokov’un eserlerini
çözümlemeye çalışan, eleştirileri irdeleyen söyleşiler yapmışlar. Ben Alvin
Toffler’in Playboy için yaptığı söyleşiyi ile Alfred Appel Jr.’in portre
çalışmasını ve Alan Levy’nin gerçek bir söyleşi havasında gerçekleştirdiği
röportajını da beğendim. Kitap genç gazeteci adayları için röportaj nasıl
yapılır ve nasıl yapılmaz sorusunu anlamaları için de örnek niteliğinde.
Nabokov İhtişam’ı (Temmuz 2018, çev. Sabri Gürses, İletişim
yay.) 1932’de Paris’te yayımlatmış. Rusça yazdığı romanlardan. Rus anne ve
İsviçreli bir babadan doğmuş Martin Edelweiss’ın devrim başlayınca annesi ile
birlikte Rusya’dan İsviçre’ye amcasının yanına kaçışını, daha sonra da
Cambridge’de okurken yaşadıklarını anlatıyor. Bir aşk üçgeni de var. Bu üçgen
kırtılınca da tutkulu ama çoğunlukla kırık bir aşka dönüşüyor. Martin sevdiğinin
peşinden Berlin’e gidiyor. Beraber yaşayacakları düş ülkeler yaratıyor.
Nabokov’un Konuş Hafıza’da anlatıklarıyla, kendi yaşam
öyküsü ile birçok benzerlikler bulmak mümkün ama Nabokov’un önsözde ve
röportajlarda bu hususu reddettiğini de tahmin edebilirsiniz. İngilizce
çeviriye yazdığı, Türkçe baskıya da alınan önsözde “Martin benim uzak bir
kuzenim sayılabilir” diyor ve bazı anıları, hoşlandığı hoşlanmadığı şeyleri
paylaştığını ama nihayette farklı bir kişilik yarattığını yazıyor. Ama bana
Martin, Nabokov’a uzak bir kuzenden daha yakın geldi. Nabokov’un
röportajlarında da ısrarla belirttiği yaşam öyküsünün romanlarına yansımadığı
tezi bir yazar arzusu gibi görülebilir, ama tam anlamıyla gerçek değil.
İhtişam 1971’de Nabokov’un bazı düzeltmeleri ve redaksiyonu
ile oğlu Dimitri Nabokov tarafından İngilizceye çevrilmiş. İletişim Yayınları
ise Rusça ilk baskıyı çevirtmeyi tercih etmiş. Bu tercihin nedenini keşke
kitabın girişinde açıklasalardı. Nabokov’un nihai metni neden esas alınmadı?
İhtişam anlatımıyla da görkemli bir roman olması arzusuyla
yazılmış. Betimlemeler, ruh halleri imgesel bir anlatımla, derin çözümlemelerle
veriliyor, anlatımın gel gitleri de dikkate değer. Nabokov kitaplığınızda İhtişam
mutlaka yer almalı. 02.08.2018
Yorumlar