Frankfurt Kitap Fuarı edebiyattan siyasete hızlıca kayarken...



Dünya’nın en büyük ve en önemli kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı bu yıl 70. yaşını kutladı. İnsan Hakları Beyannamesi’nin yetmişinci yılı olması da gözönüne alınarak vurgulama esas olarak düşünce ve ifade özgürlüğüneydi.
İnsan Hakları Beyannamesi ile fuarı özdeşleştirmek aslında son yıllarca iyice ağırlığını duyuran siyasileşmeye de dikkati çekmek amacındaydı sanki. Açılışta da kullanılan, fuar yönetimi ile birlikte büyük medya kuruluşlarını imzaladığı “I’m On The Same Page” sloganı ve bildirisi bunu vurguluyordu.   
Frankfurt Kitap Fuarı her zaman düşünce ve ifade özgürlüğüne önem verir, programlarında Dünya’nın çeşitli ülkelerindeki yayınlama özgürlüğü sorunlarını ele alan etkinlikler yer alır. Ama geçen yıldan beri Avrupa’da gelişen aşırı sağcı akımların parlamentolarda güçlü bir şekilde temsil edilmesi ve iktidarlara ortak olabilecekleri, nihayetinde iktidara gelebileceklerinin anlaşılması fuarı da etkiledi. Siyasiler fuarı ve özellikle açılış törenlerini demokrasi ve düşünce özgürlüğü taleplerini seslensirecek bir kürsü olarak görmeye başladılar. Geçen yıl hem en üst düzey Alman politikacılar hem de cumhurbaşkanı düzeyinde temsil edilen konuk ülke Fransa’dan gelen muhataplarının konuşmalarının konusu düşünce özgürlüğüydü ve sıkça Türkiye’deki duruma da değinmişlerdi. Bu yıl da konuk ülke Gürcistan konuşulması gerekirken Almanya cumhurbaşkanı düşünce özgürlüğüne sıkça vurgu yaptı. Böylece Frankfurt’un en önemli özelliği olan konuk ülkeye dikkati çekmek nosyonu gölgelenmiş oldu.   
Fuarlarında her türlü görüşün serbestçe ifade edilmesi ile övünenler geçen yıl aşırı sağcıların yayınevi ve dergilerinin etkinlik yapmalarına tahammül edemediler. Fuara polisin girmesi ve müdahale etmesi ile sonuçlanan kavgalar çıkmıştı 2017’de.
Bu yıl durum o kadar gergin değildi ama başta Almanya Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı, bakanlar, dışişleri bakanlığının üst düzey görevlileri olmak üzere politikacılar ve bürokratlar etkinliklerde söz aldılar. Fuarın sahibi Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği yöneticilerinin ve birliğe bağlı fuar şirketinin genel müdürü Jurgen Boos’un da çokça panele katılıp yönettikleri, söz aldıkları görüldü. Bunların önemli bir bölümü de Türkiye ile ilgiliydi. Alman yöneticilerin Türkiye’deki düşünce özgürlüğü ihlalleri,ne özel bir ilgileri var. Aslı Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel önemli etkinliklerde söz aldı. Can Dündar, Aslı Erdoğan, Ragıp Zarakolu, Osman Okkan gibi adların katıldığı “Osman Kavala’ya Özgürlük” adlı basın toplantısı da dikkati çekti.          
Bu siyasileşme Alman gazetelerinin de dikkatini çekti. Başyazılarda konuyu işlediler. Zira sivilliği ile övünen Frankfurt Kitap Fuarı iki yıldır iyice devletle bütünleşmiş bir görüntü arz ediyor. Alman gazetelerinin başyazarları fuarın edebiyattan siyasete doğru hızlıca kaydığını düşünüyor. Fuarın eksen kaybı yaşadığı konusunda uyarıyor.
Evet, fuarda her konu gibi siyaset de konuşulabilir, düşünce özgürlüğüne dikkat çekilebilir. Bu geleneğinde var ama genel görünüm tamamen siyasi olursa fuar yeni kitapları, yeni yazarları tanıtmak, telif hakları alış verişlerini sağlamak gibi asıl işlevlerini yitirebilir.
Zaten neredeyse on yıldır Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizler nedeniyle yabancı yayıncıların katılımlarının ya da fuarda kalış sürelerini azladığı yani fuarın kan kaybına uğrayıp küçüldüğü gözlemleniyor. Aşırı siyasileşme ile fuarın esas konularından daha da uzaklaşılacağı, ticaret amacıyla gelen, kitaplara, yayıncılığa odaklanılması gerektiğini düşünen yabancı katılımlarının azalacağı öngörülüyor. Bakalım fuar yönetimi bu eleştiri ve uyarılardan sonra nasıl bir politika belirleyecek.
Türkiye bu yıl fuara Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Odası ile İBB Kültür AŞ’nin destekleri ile güçlü bir görünümle katıldı. 30 yayınevi standlarla fuarda yer aldı. Zeytinburnu ve Bahçelievler belediyelerini kendi yayınları ile yer aldığı standlar da dikkati çekti. Ama Türkiye’den genel katılımda önemli bir azalma olduğu anlaşılıyordu. Hemen her yıl gelen birçok yayıncıyı göremedik. Birçok yayınevi de geçen yıla göre daha az sayıda çalışan ile gelmişti fuara. İlber Ortaylı, ünlü yemek yazarımız Refika Birgül ve Troya yılı vesilesi ile Troya kazı başkanı yazar Rüstem Aslan etkinliklere katıldı.
Fuarın 2018 rakamları ise şöyle; 70. Frankfurt Kitap Fuarı haftasonu ziyaretçilerde yüzde 0,8'lik bir artış ve ticari ziyaretçi günlerinde ise yüzde 1,8'lik bir azalışla sona erdi. Fuara toplam 285.024 (2017: 286.425) ziyaretçi katıldı. 2017 yılına göre yüzde 0,5 azalma var. Genel olarak, bu yıl hem katılımcı hem de ticari ziyaretçiler açısından uluslararası katılım fuarda arttı. Bu yıl 109 ülkeden 7,503 standlı katılımcı ile fuarda hafif bir artış yaşandı. Fuarın gelecek yılki onur konuğu Norveç olacak.16.10.2018

Yorumlar