Server Bedi, Peyami Safa’nın kendi kadar ünlü takma adı.
Peyami Safa ölümsüz eserler vermesinin yanında birçok popüler roman ve öyküye
de Server Bedi adıyla imza atmış. Bu adı annesi Server Bedia’dan ilhamla almış.
1914’ten 1961’e kadar bu adı kullanmış. Erol Üyepazarcı, Peyami Safa’nın Server
Bedi adıyla 61 roman yazdığını tespit ettiğini yazıyor ki bu sayı Peyami Safa
adıyla yayımlanan eserlerinden çok daha fazla, yaklaşık dört katı. Üstat
geçimini sağlamak için çok sayıda popüler eser vermiş, aynı adla çok sayıda
çeviri de yayımlatmış. Bunların birçoğunun da kitaplaşmadan dergi ya da gazete
sayfalarında kaldığı biliniyor.
Peyami Safa’nın Server Bedi adıyla yayımladığı en tanınmış
eseri ‘Cingöz Recai’. Seval Şahin, Türkçe edebiyatın neredeyse 40 yıl boyunca
yazılmaya devam eden tek kahramanı olduğunu belirtiyor. (edebiyathaber.net).
Cingöz Recai’nin Türk polisiyesinin en ünlü kahramanı olduğunu da
söyleyebiliriz.
Cingöz Recai, Arsen Lüpen’i anımsatan bir kibar hırsız.
Kadınların gönlünü hemen çeliveren, işlediği suçlarda onlarla işbirliği eden,
yakışıklı, etkileyici, zeki bir adam. İyi bir ailenin iyi eğitim almış çocuğu,
çok iyi İngilizce biliyor. Hırsızlığı Amerika’da öğrenmiş. Zevk için çalıyor.
Zenginlerden aldığını yoksullara dağıtıyor, bu haliyle Robin Hood’u da
anımsatıyor. Tabii çaldığının bir bölümünü de kendine ayırıyor. Çünkü iyi
yaşamayı seviyor.
İyi bir haydut olarak soyacağı zenginleri de seçiyor.
Toplumun büyük bir kesiminin hoşlanmadığı kişileri soyuyor. Yani kötünün malını
çalıp iyiye dağıtıyor. “Parasını alacağım adam bir hain olmalıdır. Namuslu
adamların parasına elimi sürmem” diyor. Yetim çocuklara bakılan bir yurt bile
açmış. O kadar hayırsever.
Cingöz Recai’nin hemen her macerasında, peşinde bir de polis
hafiyesi var; Sertaharri Mehmet Rıza. Cingöz Recai’yi yakalaması için özel
olarak yetkilendirilmiş bu polis komiseri de Cingöz Recai kadar olmasa da zekidir,
onun gibi kılıktan kılığa girer. Ama Cingöz Recai adamı gözünden tanıdığı için
ne kadar ustaca kılık değiştirmiş olsa da hemen her defasında Mehmet Rıza’yı
tanır ve çoğunlukla elinden kaçmayı başarır. Çoğunlukla diyorum, çünkü Cingöz
Recai’nin yakalanıp hapsedildiği maceraları da var. Server Bedi kahramanı
konusunda gerçekçi ve Türk polisine de güveniyor.
Cingöz Recai’ler popüler kültürün tipik örnekleri. Diyalog
ağırlıklı, kolay okunan ama heyecan ve merakı da ihmal etmeyen polisiye
öyküler. 32 sayfada entrika da içeren bir olayı araya aşk, tutku, kötülük,
kıskançlık gibi unsurları da katarak yazmayı başarmış Peyami Safa.
‘Cingöz Recai’, yayımlandığı yıllarda büyük ilgi görmüş, çok
okunmuş, sonra sinemaya da uyarlanmış. 1954’te Metin Erksan’ın yönettiği filmde
Turhan Seyfioğlu, 1969’da Safa Önal’ın yazıp yönettiği filmde Ayhan Işık, geçen
yıl Onur Ünlü’nün çektiği filmde Kenan İmirzalıoğlu Cingöz Recai’yi
canlandırmıştı.
‘Cingöz Recai’ hem romanlar olarak hem de her biri bir
öyküden oluşan fasiküller halinde basılmış. 1924’te ve 1926’da 10’ar öykülük
iki dizi yayımlanmış. Arap alfabesiyle olan bu kitapların daha sonra Latin
alfabesiyle defalarca yapılan yeni basımları ise biraz sorunlu olmuş. Serilerin
tamamını içermeyen düzensiz diziler yapılmış ya da çocuklar da okuyacak diye
sansürlenmiş. Oysa Cingöz Recai’nin her macerası tek başına bir öykü olmasına
rağmen aralarında bağlantılar da var. Yani yayım sırasına göre okunması
gerekli.
Ötüken Neşriyat, polisiye edebiyat araştırmacılarının
duayeni Erol Üyepazarcı’nın çalışması ile Cingöz Recai’nin maceralarını aslına
uygun olarak yayımlamaya başladı. İlk 10 öykü ‘Cingöz Recai’nin Harikulâde
Sergüzeştleri’, ikinci 10 öykü ‘Cingöz Recai Kibar Serseri’ adlı kitaplarla
okurlarla buluştu. Yine Ötüken’den 1925’te yayımlanan ilk ‘Cingöz Recai’ romanı
‘Cingöz’ün Esrarı’ da Didem Ardalı Büyükarman ve Süheyla Ağan’ın çalışmasıyla
günümüz Türkçesinde ilk kez tam olarak yayımlandı. Sırada Cingöz Recai’nin
diğer romanları ve ‘Sherlock Holmes’a Karşı Cingöz Recai’ öykü dizisi var. Hem
polisiyeseverleri hem de Peyami Safa’yı başka bir açıdan da tanımak isteyen
edebiyatseverleri keyifli bir okuma şöleni bekliyor. (Hürriyet Kitap, 13.12.2018)
Yorumlar