"Babayla bozuk her çocuk, hoyrattır elbet aşklarına"

Kemal Varol, babayla sorunu olan yazarlardan. Baba oğul ilişkisine dair birçok dizesini anımsıyoruz. "babayla bozuk her çocuk, hoyrattır elbet aşklarına" demiş, “ey yetim, bu aşkta da babanı bulamadın galiba” demiş çok sevilen, sıkça paylaşılan dizelerinde. Yeni romanı Âşıklar Bayramı’nda Kemal Varol’un bu gibi dizeleriyle doğrudan bağlantı kuruyorum. Üstelik romanı babasına adamış.

Romanın kahramanı Yusuf 40 yaşında bir avukat. Diyarbakır’da yalnız yaşıyor. Gecenin bir vakti kapısı belli belirsiz çalıyor. Uykusuzluk sorunu var. Kapının çalınışı düş mü gerçek mi, anlayamıyor. Ama uykusu da kaçıyor. Nihayetinde kapıyı açıp bakmaya karar veriyor.

Apartman aralığında, elinde sazı ve tahta bavuluyla diz çökmüş duran babasıdır.

Babasını 25 yıldır, yani 15 yaşından beri görmemiştir. O yıllardan çoğu silinip gitmiş çok az anısı vardır. İçeri buyur edip etmemekte bile kararsız kalır. Yılların biriktirdiği öfke, kırgınlık, kızgınlık vardır içinde. Kendisini bırakıp gittiği için küstür babasına. Ama sormak istediği bir çok soru da vardır Yusuf’un. İlk soru da kuşkusuz “neden beni bırakıp gittin?” olmalıdır. Biraz da bu merakla açar kapıyı, babasının halini görünce de en azından o gece için eve kabul etmeye karar verir. Babası çok zayıflamış, çökmüş, ihtiyarlamıştır. Hasta olduğu da ilk bakışta anlaşılmaktadır.    

Kapıyı açıp açmama tereddüdü yaşadığı sırada düşündüklerinden Yusuf’un, Kemal Varol’un dizesindeki gibi hoyrat bir aşık olduğunu anlıyoruz. Kendisini sürekli arayan Yıldız’ın telefonlarına cevap vermez. Aklında da son günlerde rüyalarına giren, üniversiteyi bitirdiğinde veda etmeden İstanbul’da bıraktığı sevgilisi Aylın vardır.

Babayla girişilecek hesaplaşma, bırakıp gittiği sevgiliye özlem, var olan sevgiliyi terk edip etmeme kararsızlığı roman boyunca sürecek izleklerden.

Babası Yusuf’a “Konuk kabul ediyor musun?” diye sorar ama Âşıklar Bayramı (Ocak 2019, İletişim yay.) bir konukluğun değil yolculuğun romanı. Yusuf ile hayatının son demlerini yaşadığını bilen babası Kars’ta yapılacak olan Âşıklar Bayramı’na doğru yola çıkarlar. Kemal Varol’un “sadık okurlarım nasılsa tanır!” diye adını söylemeyi geciktirdiği baba, en son “Ucunda Ölüm Var”dan anımsadığımız “Son Ağıtçı Heves Ali”dir.

Diyarbakır’dan Kars’a uzun yorucu bir yolculuk yaparlar. Dura kalka, sık sık nefeslenerek yol alırlar. Babanın ağır hastalığı nedeniyle yolları sık sık hastanelerin acil servislerine düşer. Keyifli, kıvanç verici anlar da vardır. Yusuf, babasının nasıl sevgiyle karşılandığını, özenle misafir edildiğini görür. Doğu Anadolu’nun sessiz sakin görünen köylerinde coşkuyla karşılanır. Gezgin bir âşık olarak sürekli yollarda olan Heves Ali’nin kendine has bir ünü vardır.

Yol uzayıp, konukluklar artıkça Yusuf, bu yolculuğun bir vedalar yolculuğu olduğunu hissetmeye başlar. Babası türkülerine ilham kaynağı olmuş sevgililerini ama ölü ama canlı son bir kez ziyaret edip helallik almaktadır.

Yusuf, bu yolculukta kendi içinde iki hesaplaşmaya girer. Babası ve eski aşklarıyla girdiği hesaplaşmalardır bu. Babasıyla uzun boylu konuşup, onsuz geçen 25 yılda kafasında biriktirdiği soruları soramaz ama yol boyu yaşananlardan, bölük pörçük anlatılanlardan kendince cevaplar alır. İsmindeki noktayı alıp bırakıp gittiği sevgilisi Aylın’a kendini affettirmenin yolu olaraksa cevapsız kalacağı büyük ihtimal, adresi kesin olmayan mektuplar yazar. Babası Heves Ali’nin yol boyu ziyaret ettiği kadınlarla yapmaya çalıştığının bir benzeridir bu davranış.

Âşıklar Bayramı esas olarak oğulların babalarıyla kuramadıkları ilişki üzerine bir roman gibi görünse de, bir yanıyla o oğulların aşklarında neden hoyrat olduklarının da öyküsü. Tabii Âşıklar Bayramı’nı Heves Ali’nin yollarda geçen yaşamının ve türkülerinin ilhamını veren aşklarının öyküsü olarak da okumak mümkün. Roman boyunca o aşk nameleri kulağımızda yankılanıyor. Moda deyimle Âşıklar Bayramı’nın “playlist”ini de merak ediyoruz. Okurunu Doğu Anadolu’nun ıssız yollarında, baba oğulun karşılıklı sessizliğinde türkülerle götüren, su gibi akan, her sözü üzerinde düşünülmüş hissi veren ustaca yazılmış bir roman Âşıklar Bayramı.  (11.01.2019, Hürriyet Kitap Sanat)                

Yorumlar