Bir kadının özgürleşme öyküsü

John Banville çağımızın en önemli romancılarından. Unutulmaz romanlara, öykülere, senaryolara imza atmış. Çok okunmuş, ödüller almış. Üretken, hem içerik hem biçim olarak aramayı, yenilikleri seven bir yazar. Sadece kendi adıyla değil bir çok takma adla eserler yazan, oyunu seven bir yazar. Türkçede de bir çok eserini okuma olanağı bulduk. Her eserini merakla okurum.
Henry James, Dünya klasiklerine imza atmış, kendine has anlatımıyla, konularıyla etkileyici bir büyük usta. John Banville’in  W.B.Yeats’le birlikte Henry James’i eserlerini etkileyen iki büyük ad olarak saydığını biliyoruz. Banville’nin kendine has etkileyici, şiire yakın duran, imgesellikten kaçınmayan anlatımında bu ustaların havasını hissettiğimizi söyleyebiliriz. Ama işin bu noktaya geleceğini tahmin etmek mümkün değildi.
‘Bir Kadının Portresi’ Henry James’in  başyapıtı sayılıyor. John Banville, 2017’de yayımlanan son romanı Mrs. Osmond’da 1881’de yayımlanmış bu başyapıtı kaldığı yerden sürdürüyor. Isabel Archer’ın evlilik sonrasında yaşadıklarını ve boşanma öyküsünü okuyoruz.
Henry James’in kişisel özgürlük, sorumluluk ve ihanet temalarını ele aldığı ‘Bir Kadının Portresi’nde babasının ölümünden sonra zengin teyzesinin ısrarı ile Avrupa’ya uzun bir geziye giden ve evlenip oraya yerleşen Isabel’in yaşadıklarını okumuştuk. Kendisine aşık kuzeninin isteği ile eniştesi mal varlığının büyük bir bölümünü Isabel’e bırakınca genç kadın güzelliği ve zenginliği ile erkeklerin ilgi odağı olur. Ama onun tercihi Floransa’da tanıştığı Amerikalı Gilbert Osmond’dur. Kendisinden yaşça büyük ve bir kız çocuğu sahibi Osmond’la evlenmesi çok ince düşünülmüş bir tertibin sonucudur. Roma’ya yerleşirler.
Isabel, kocasının bencillikleri, sahte tavırları ve ilgisizliği nedeniyle evliliğinde mutlu olmaz. Kendisini karşılıksız bir aşkla seven kuzeni Ralph’in ölüm haberini alınca kocasının karşı çıkmasına rağmen cenaze töreni için İngiltere’ye gider. Burada eski aşıkları ile karşılaşacak, evlilik teklifleri alacak, belki de bu ilgi ile kendine güvenini tekrar kazanacaktır.
Isabel, kendisiyle yüzleşir, evliliğini sorgular ve radikal kararlar alır. John Banville’in ‘Mrs. Osmond’ romanı tam bu karar aşamasında başlar. John Banville, Henry James’in üslubunu ve ayrıntıcı anlatım biçimini koruyarak romana kaldığı yerden devam ediyor.
Isabel, eski dostlarıyla buluşup, onlarla görüşmelerinden aldığı ilhamla geleceğine yönelik kararlar alarak Paris üzerinden Floransa’ya ulaşır. Çok zeki ve kurnaz olduğunu, malvarlığını kaybetmek istemediği için ayrılmaya razı olmayacağını bildiği kocasını boşanmaya ikna etmek için ince planlar yapar. Bu amaçla da kocasının yaşam öyküsünü sorgular, karanlık yönleri aydınlatır. Gilbert Osmond’un ilk karısının ölümündeki rolünü, kızının gerçek annesinin kim olduğunu öğrenir. Bu bilgileri kocasını boşanmaya razı etmek için kullanacaktır. Boşanmak onun özgürlüğünü yeniden kazanması demektir. Kaçınılmaz karşılaşma gerçekleşir.
‘Bir Kadının Portresi’nde Isabel Archer, Avrupa’ya özgürlüğüne düşkün bir genç kız olarak gelmiştir. Eniştesinden kalan mirasın onun ömür boyu özgürlüğünü korumasına yarayacağı umulurken yaptığı yanlış evlilikle birlikte serveti özgürlüğünü yitirmesinin en büyük sebebi olmuştur. ‘Mrs. Osmond’da verdiği mücadeleyle ve servetini koz olarak kullanarak özgürlüğünü yeniden kazanmasının öyküsünü okuruz.
John Banville’in ‘Mrs. Osmond’u konusuyla, anlatımıyla iyi bir roman. ‘Bir Kadının Portresi’nin devamını, Banville’i değil Henry James’i okuyormuş gibi hissettiriyor. Yani Banville yapmak istediğini başarmış. Ama okur olarak ikircikli duygular içinde kaldım.
Yeni bir Henry James okumaktan memnun olduğumu ama tercihimin orijinal bir John Banville romanı okumak olacağını söylemeliyim. Bunun için de üstadın yeni romanını beklemeliyiz sanırım. Tabii yeni bir oyuna girişmemişse. (Mrs. Osmond, John Banville, Kırmızı Kedi yay.) Hürriyet Kitap-Sanat'taki yazım. 09.08.19

Yorumlar