Orhan Kemal’in eşe dosta selamı var!

Orhan Kemal “Eşe dosta selam,” diye başladığı 5 Nisan 1970 tarihli kısacık mektubunda şöyle der "İnandığım doğruların adamı oldum. Böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir." Bu mektubun üzerinden iki ay geçmeden henüz 55 yaşındayken vefat edeceğini göz önüne alırsak bu satırlarda yaşamının bir muhasebesini yaptığını da düşünebiliriz.
Işık Öğütçü, hayırlı bir evlat. Hayırlı evlat olarak kalmıyor çalışkan bir karınca gibi sürekli babasının geride bıraktığı edebi mirası araştırıyor, günyüzüne çıkarıp kitaplaştırıyor. Adını sözünü ettiğim mektubundan alan ‘Eşe Dosta Selam’ Işık Öğütçü’nün yeni çalışması. Kitap Orhan Kemal’in yazdığı ve ona yazılan mektuplardan oluşuyor. İlk mektup 1933 tarihli, 19 yaşındaki Mehmet Raşit Öğütçü’ye Beyrut’taki babasından geliyor. Abdülkadir Kemali Bey, ilk Büyük Millet Meclisi'nde Kastamonu milletvekili, İstiklal Mahkemesi başkanlığı yapmış sonra muhalif görüşleri nedeniyle rejimle ters düşmüş, yargılanmış, sürgüne gitmek zorunda kalmış, ailesi maddi sıkıntıya düşmüş. Otoriter, disiplinli bir baba, oğlu hakkında endişeleri var. Yol gösterici öğütlerle dolu mektuplar yazıyor.
Abdülkadir Bey’in endişeleri haklı çıkıyor. Genç Raşit okulu bırakıyor, fabrikalarda çalışmaya başlıyor ve evleniyor. Askerliğini yaparken de Maksim Gorki ve Nâzım Hikmet gibi yazarların kitaplarını okuduğu gerekçe gösterilerek "yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik" suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkûm ediliyor. Geride gencecik eşini, küçük kızı Yıldız’ı bırakmıştır.
1940 yılında, Bursa’da kitaplarını okumaktan ceza aldığı şairle aynı hapishanede karşılıklı ranzalarda yatmaya başlıyor. Nâzım Hikmet, Raşit Öğütçü’nün büyük yazar Orhan Kemal olmasında çok önemli bir öğretmen. Orhan Kemal’in ustası olmakla kalmıyor, dostu ve adeta manevi babası da oluyor. Maddi durumlarıyla da yakından ilgili. Orhan Kemal’in doğacak çocuğu erkek olursa kendi isminin konulmasını isteyecek kadar da kendini yakın hissediyor. Kitapta bu yakınlığı belgeleyen mektuplar var.
Nâzım Hikmet’in bir talebesi de Kemal Tahir. Orhan Kemal’le Kemal Tahir de mektuplaşıyorlar. Kemal Tahir, Orhan Kemal’in ikinci oğluna isim babası oluyor. Aralarındaki dostluk ikisinin de ünlü birer yazar olmasıyla zorlu bir rekabete evriliyor. Bu gelişimi hem karşılıklı mektuplaşmalarından, hem de diğer dost mektuplarına yansıyan cümlelerden anlıyoruz.
Onlardan “Edebiyatımızın üç Kemal’i” diye söz edilir. Üçüncü Kemal, Yaşar Kemal’dir. Orhan Kemal’le Yaşar Kemal de hem yakın dosttur hem de edebi anlamda rekabet içindedir. Mektuplarda Yaşar Kemal’in Nobel adaylığına varacak yabancı dillerde yayım macerasını, Orhan Kemal’in eserlerinin yabancı dillere çevrilmesi için verdiği desteği de okuruz. Adana’dan dostları, Paris’te yaşayan Güzin Dino ve Abidin Dino’nun destekleri de dikkat çekici. Güzin Hanım, Orhan Kemal’in eserlerini Fransızcaya çevirmekle kalmaz ona yayımcı bulmaya da çalışır.
‘Eşe Dosta Selam’ 520 sayfalık dev bir çalışma. Orhan Kemal’in karısı Nuriye Hanım’la, oğlu Nâzım’la, Fikret Otyam ve damadı da olacak olan Kemal Sülker gibi yakın dostlarıyla, Yaşar Nabi, Ahmet Tevfik Küflü gibi yayımcılarıyla da mektuplaşmaları var. Mektuplaşmalarla Orhan Kemal’in yaşam öyküsünü, yazarlık serüvenini başından hayatının son günlerine dek okuyorsunuz. Orhan Kemal’in artık yazılması gereken kapsamlı yaşam öyküsü için de çok önemli bir kaynak. (Hürriyet Kitap - Sanat, 17.01.2020)

Yorumlar