Hayatını edebiyata hasredenler


Mehmet Seyda, öykü ve romanlarıyla edebiyatımızda önemli yeri olması gereken bir yazar. Birçok hayatta olmayan yazarımız gibi onun da eserlerine gereken değeri veremedik. Bireyin iç dünyasını ele alan, psikolojik çözümlemelere dayanan, yoğun anlatımlı öykü ve romanları öncü eserlerdi, halen okurunu arıyor ve hakkıyla değerlendirilmeyi bekliyorlar.

Mehmet Seyda çok yönlü bir edebiyat insanıydı. Öykü ve romanda birçok yeniliği denediği gibi, edebiyatın diğer alanlarında da ürünler verdi. Dergilerde yayımlanan eleştirileriyle de dikkati çekti. En önemli eserlerinden biri de kendi deyimiyle portrelerden oluşan ‘Edebiyat Dostları’dır. 

Mehmet Seyda Edebiyat Dostları’nda kendi gibi şiir, hikaye, roman gibi alanlarda ürün vermekle kalmayıp eleştiri ve denemeler de yazan, çeviriler yapan edebiyat insanlarını konu edinir. Edebiyat insanları sadece emek verdikleri edebiyat türüyle yetinmez edebiyatın ve diğer yazar ve şairlerin görünüp bilinmesi için de çaba gösterirler. Bu çabalar aynı zamanda kendi edebi faaliyetlerinden fedakarlık etmeleridir. Eserlerine ayıracak zamanı başkalarını eserlerinin yayınlanması, bilinmesi için harcarlar, yayınevleri kurar, dergiler yayınlarlar. Bu çabaları da çoğunlukla takdir edilmez, değeri bilinmez.    

Mehmet Seyda Edebiyat Dostları’nda yirmi altı edebiyat insanını ele alıyor, hem yaşam öyküleriyle hem de edebiyat anlayışlarıyla enine boyuna tanıtıyor. Oktay Akbal, Tahir Alangu, Burhan Arpad, Hayati Asılyazıcı, Asım Bezirci, Adnan Binyazar, Hüsamettin Bozok, Hasan Ali Ediz, Konur Ertop, Sabahattin Eyüboğlu, Hasan İzzettin Dinamo, Vedat Günyol, Rasih Güran, Doğan Hızlan, Selahattin Hilav, Attilâ İlhan, Muhtar Körükçü, Fethi Naci, Nermin Menemencioğlu, Rauf Mutluay, Yaşar Nabi Nayır, Fahir Onger, Sezer Tansuğ, Muzaffer Uyguner, Nermi Uygur ve Suut Kemal Yetkin’in portreleri var kitapta. Çok azı hayatta, ürün vermeye devam ediyor, bazılarının eserlerini okuyoruz, bazıları ise unutulmaya terk edilmiş, eserleri basılmaz olmuş şairler, yazarlar, çevirmenler. 

Mehmet Seyda kitapta yer alan portreleri nasıl kaleme aldığını şöyle açıklıyor; “Biz bu biyografyalar dizisinde aradan çekilmek, bir eleştirmen, bir sanatçı kendini nasıl açıklamak istiyorsa öylece açıklamak yanlısıyız. Arada bir araya giriyorsak da, bu, girmek yükümünü, zorunu duyduğumuz zaman oluyor; iş ya kaçınılmaz bir duruma girdiği, ya da özetlenmesini istediği zaman.” (s. 304)

Mehmet Seyda, 1965 – 70 yılları arasında şair ve yazarlarla bizzat görüşerek ya da mektuplaşarak onlardan edindiği bilgilerle oluşturmuş yazılarını. Bazı portreler bizzat yazarının ağzından anlatılanlarla oluşmuş, bazılarında Mehmet Seyda edindiği bilgileri kendi anlatımıyla yazıya geçmiş, bazılarında da iki yöntemi birden kullanmış bazen yazarlar söz vermiş, bazen kendisi anlatmış. Araya girmiş, onların anlatmadıklarını, söylemeye çekindiklerini yazmış, önemsenmeyip kısaca anlatılan yerleri açıklamış, ayrıntılandırmış. Sadece yaşam öykülerini anlattırmakla kalmamış, onların edebiyat anlayışlarını, eleştiri yöntemlerini de ayrıntılı olarak sorgulamış. Kapsamlı portreler oluşmuş.       

Edebiyat Dostları, hâlâ alanının aşılmamış örneği olarak duruyor, herkes ondan yararlanıyor, ona başvuruyor. (…) Edebiyat tarihi, eleştiri tarihi üzerine hangi kitabı okusam, mutlaka o kitabın adı geçer,” diye yazmış Doğan Hızlan. Seyda’nın rahat anlatımıyla keyifle okunan, çok şey öğrenilen portrelerden oluşan Edebiyat Dostları Doğan Hızlan’ın belirttiği gibi kaynak bir eser. İlk bakısı 1970’de basılan, 50 yıl sonra aynı lezzetle okuduğumuz Edebiyat Dostları’na usta çizer Semih Poroy’un çizdiği portrelerle katkıda bulunmuş, bu da yeni baskıya ayrı bir değer katmış.

Yorumlar