Kürklü Kişi’nin anayasası


Kediler herhalde haklarında en çok eser üretilen hayvanlar. Hemen her gün yeni bir kitap çıkıyor haklarında. Çünkü en yakınımızda ama en çok bilinmeyeni barındıran, tanıyıp anlaması kolay olmayan bir dost. Her tavrı, hareketi kendine mahsus.

Kedileri dışarıdan bir bakışla anlatanlar olduğu gibi kendini kedinin yerine koyup anlatanlar da var. Tabii bu anlatımların çoğu aslında insani bir bakışla oluyor bazen de insanlara dışarıdan, kedi gözüyle bakmayı deniyor. O maceraları yaşayanların aslında kediler değil onlar adına konuşanlar olduğunu hissediyoruz. Gerçek bir kedi böyle davranmaz diye düşünüyoruz. Huyuyla, suyuyla, yaşam felsefesiyle gerçek bir kedi bakışını yakalamak pek kolay değil.

Amerikalı şair ve yazar May Sarton’ın kendi kedisi Tom Jones’un başından geçen maceraları anlattığı ‘Kürklü Kişi’ gerçek kedi bakışını yakalamış nadir eserlerden bence.‘Kürklü Kişi’ May Sarton’ın Türkçede okuduğumuz ilk eseri.

May Sarton 3 Mayıs 1912’de doğmuş Belçika asıllı Amerikalı şair, romancı, anı yazarı. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla önce İngiltere’ye yerleşmiş, sonra babasının Harward’da iş bulması nedeniyle küçük yaşta ailecek Amerika’ya göç etmişler. Edebiyata şiirle başlamış. Şiirleri 17 yaşında yayınlanmaya başlamış. İlk romanı “The Single Hound” 1938’de Paris’teyken yayımlanmış. 1945’de 13 yıl yaşam arkadaşı olacak olan Judith ‘Judy’ Matlack’la tanışmış.

16 Temmuz 1995’de göğüs kanserinden ölene dek sürekli üretmiş. 19’u roman, 17’si şiir kitabı olmak üzere 53 kitabı yayınlanmış. Kararlı politik duruşu, feminist bakış açısı ile dikkati çekmiş. Aşk, yalnızlık, yaşlanma, kendinden şüphe duyma, başarı ve başarısızlık, kıskançlık, cinsel tercihlerin yaşattığı sorunlar gibi insani konuları genellikle kendi yaşadıklarından yola çıkarak ele almış. Günlükleri ve anıları en önemli eserleri sayılıyor. May Sarton’ın Türkçeye çevrilen ilk eseri olarak ‘Kürklü Kişi’yi seçmek ne denli doğru, bilemedim.   

1957’de yayımlanan Kürklü Kişi kitabın başındaki kısa biyografide de belirtildiği gibi bir sokak kedisinin kendisine kâhya ve huzurlu bir yuva arayışının hikâyesi. 1950’lerin başlarında Cambridge Massachusetts’de Judy’le yaşarlarken bir gün kapılarında beliriyor Kürklü Kişi. Henüz adı olmayan, bağımsızlığına düşkün bir sokak kedisi o zamanlar Kürklü Kişi. Hayatının ilk aylarını çocuklu evde yaşamış, bir daha çocuk olan evde yaşamamaya karar verip özgürlüğü seçmiştir. İki yıl kadar sokaklarda şiddet ve rekabet dolu bir ortamda yaşadıktan sonra rahat bir yuva ve kahya için özgürlüğünden vazgeçebileceğine karar verir.

Tabii yaşayacağı ev bir Beyefendi Kedi’ye uygun olmalıdır. Kendini Beyefendi Kedi olarak tanımlamıştır ve Beyefendi Kedi’liğin 10 kurallı bir anayasası vardır. Yaşayacağı ev bu kurallara uygun olmalı, hizmetinde bulunacak olan (sahibi değil) kahyası bu kurallara uygun davranmalıdır. Bu nedenle acele etmeyecek, kurallara uygun kahya ve evi sistemli bir şekilde arayacaktır. “Her kedi bilir ki ideal kahya, eğer mümkünse bahçeli küçük bir evde oturan, yaşlı, bekar bir kadındır. Evde hem tavanarası hem de kiler olmalıdır, tavanarası eğlence ve oyunlar için, kiler avlanma için.”

Kürklü Kişi, kurallara uygun evi ararken birkaç talihsiz karşılaşma gerçekleşir ama oralardan aklı sayesinde kurtulmayı başarır. Nihayetinde de tam aradığı evi bulur. Üstelik bu ev iki kahyalıdır, sonradan Haşin Ses ve Tatlı Ses adlarını koyacağı May ve Judy’nin evi.

Haşin Ses ve Tatlı Ses ona umduğundan da iyi davranır. Tüm kuralları fazlasıyla yerine getirirler. Ama Tom Jones adını koyacakları Kürklü Kişi’yi ehlileştirmek için radikal önlemler almayı da ihmal etmezler. Onu efendi kedi, barışçı kedi haline getirirler. Kürklü Kişi hayatından o kadar memnundur ki kuralları görmezden gelip bu gelişmelere razı olur. Hatta bir on birinci kural da koyar.

Kürklü Kişi May Sarton’ın hayatına girmekle kalmaz  May ve Judy’nin evi bir yıllığına kiralayınca Vladimir Nabokov ve karısı Vera’nın da kedisi olur. Nabokov o sırada Lolita’yı yazmaktadır ve belki romanın sayfalarında Kürklü Kişi’nin pati izleri de vardır.

May Sarton, kedi tavır ve davranışlarını çok iyi gözlemlemiş ve onların gözüyle, yaşanmış olaylardan yola çıkarak çok inandırıcı bir anlatı kurmuş. Her yaştaki okurun zevkle okuyacağı, yakın dostlarımız kedileri kendi bakış açılarından tanımamızı sağlayacak güzel bir eser. (Hürriyet Kitap - Sanat,19.03.2021)

Yorumlar