Eleştirmen, romancı, hikayeci, şair, senaryo ve tiyatro yazarı, belgesel yazarı, televizyon programcısı, politik aktivist ve ressam… John Berger çok yönlü aydınlar kuşağının belki de en son ismi. Ne konuda ne yazarsa yazsın düşünür yanı ağır basan, siyasal sorumluluğu hissedilen bir aydın. Joshua Sperling, John Berger’ın ilk romanı Zamanımızın Bir Ressamı’na da bir göndermeyle “Zamanımızın Bir Yazarı” adını vermiş John Berger biyografisine. Tabii ki Zamanımızın Bir Ressamı da Mihail Lermontov’un klasikleşmiş eseri Zamanımızın Bir Kahramanı’na bir göndermedir. Berger’i sadece “yazar” diye nitelemek yeterli mi kuşkuluyum.
Joshua
Sperling’in çalışması “entelektüel biyografi” diye tanımlanmış. John Berger’in
özel hayatıyla değil düşünsel dünyasıyla, sanatçılığıyla, yazarlığıyla
ilgileniyor. Özel hayat da ancak bu ilgi kapsamında kitabın konusu oluyor. Sperling, John Berger’in eserleri ile
yetinmemiş, yayımlanmamış röportajlardan, elyazmalarından, British Library’de
yeni erişime açılmış John Berger Arşivi’nde bulunan belgelerden de yararlanarak
yazmış biyografiyi.
John
Berger 1926 doğumlu. Sanat eğitimi almış. Kariyerine ressam olarak başlamış.
1940'ların sonlarında Londra galerilerinde eserleri sergilenmiş. Çizim dersleri
vermiş. Ressamlıkta büyük bir başarı elde edememiş, belki de bu nedenle ilk
fırsatta resimden eleştiriye geçmiş. Sanat eleştirmeni olmuş ve New
Statesman'da güncel sanat eleştirileri yazmış, sergileri izlemiş. Yazdığı sert
eleştirilerle genç yaşta Londra sanat çevrelerinin en çok dikkatini çeken
eleştirmen olmuş. Sanata Marksist bakışı da kuşkusuz onun ilgi ve düşmanlık
çekmesine neden olmuş. II. Dünya Savaşı sonrasında, Soğuk Savaş döneminde bu
bakışla yazdığı eleştirileri “komünist” olarak yaftalanması için yeterli olmuş.
Ama Berger bildiğinden şaşmayan, doğru olduğunu düşündüğü şeyleri yazmaktan
çekinmeyen bir kişilikte. Bağnaz değil. Körü körüne bir düşünceye saplanmıyor.
Her zaman soruyor, sorguluyor. Marksist bir eleştirmen olarak Kübizme aldığı
tavır özellikle dikkati çekicidir.
On
yıl sürdürdüğü güncel sanat eleştirmenliği sırasında kaleme aldığı, 1958'de
yayımlanan “Zamanımızın Bir Ressamı” adlı ilk romanı hem sanata hem de
siyasete bakışını tartıştığı temel metinlerden Joshua Sperling’e göre.
Sperling, tek tek John Berger’in tüm yazdıklarını incelemiyor. Belirli
eserlerde özellikle yoğunlaşıyor, onları ayrıntılı olarak inceliyor. Bu romanı
da o anlayışla ele alıyor.
Roman
çeşitli çevrelerden gelen baskılar nedeniyle yayıncısı tarafından satıştan
çekiliyor. John Berger’in 1962'de İngiltere'yi terk edip Fransa'nın
Haute-Savoie bölgesindeki Quincy'ye taşınmasında ve bir daha ülkesine
dönmemesinde kuşkusuz bu gelişmenin de etkisi vardı. Joshua Sperling’in
yazdıklarından Berger’in sadece karşıtlarının değil kendi tarafındaki olanların
da baskısı altında bunaldığını anlıyoruz. Gönüllü göçmenlik yepyeni bir
ufuktur, doğanın kucağında salim kafayla düşünme fırsatı bulması eleştirmenden
düşünüre dönüşmesinde onun için önemli bir etken olacaktır.
İngiltere’yi
terk etmiş ama tamamen ilişkisini kesmemiş. 1972’de BBC için hazırladığı
televizyon dizisi Görme Biçimleri bu bağın en önemli örneğidir. Bu çalışma
sonradan kitaplaştığında hem göçmenliğinin en önemli ürünü hem de John Berger’in
başyapıtı, kült eseri halini alacaktır.
Joshua
Sperling, John Berger’in düşünsel yaşamındaki gelişmeleri izlerken çağının
siyasi ve kültürel tarihini de kavramamamızı sağlıyor. John Berger’i merkeze
alan bir tarih yazımı bu. Berger’in
tarihinde ise pikareks bir aşk romanı olarak tanımlanan G. ile 1972 yılında Booker ödülünü alması
önemli olay olarak yer alıyor. Ödülü almış ama ödülü veren şirketin dünya
çapındaki faaliyetlerine dikkati çekmiş. Ödülünün yarısını İngiliz Kara
Panterler örgütüne bağışlamış, diğer yarısını da göçmen işçilerin hayatlarını
ele aldığı ve fotoğrafçı Jean Mohr’la birlikte gerçekleştirdiği Yedinci Adam
adlı foto-metinler çalışmasına ayırmış.
Fotoğraf resimden sonra en çok yoğunlaştığı görsel sanat alanı olmuş.
İşbirliklerini
seven bir yazar. Yönetmen Alain Tanner’la birlikte yazdığı üç film de önemlidir.
Edebi eserlere yoğunlaşmayı da ihmal etmiyor. Önemli eserler verirken edebiyat
alanında da dayanışmayı ihmal etmiyor. Kooperatif çalışması da hayatında önemli
bir yer tutuyor.
John
Berger 90 yıllık ömrünü dolu dolu yaşamış. Dünyadaki gelişmelere her zaman
duyarlı olmuş ve tepki vermiş. Daha iyi, herkes için yaşanabilir bir dünya için
her zaman devrimci, tartışmacı ve kışkırtıcı olmuş. John Berger’in ölümünden
sonra yayınlanan ilk biyografi olan Joshua Sperling’in “Zamanımızın Bir Yazarı”
John Berger’in sanatı ve eserlerini tüm boyutlarıyla öğrenip çağı içinde doğru
bir şekilde konumlandırmamızı sağlarken bu büyük ustanın bilge bir düşünür
olarak düşünce yapısını da anlamamızı sağlıyor. (27.05.2022, Hürriyet Kitap - Sanat)
Yorumlar