Harper Lee’nin kayıp romanının izinde


Hiddetli Saatler’in alt başlığı benim için oldukça cezbedici; “Harper Lee’nin kayıp romanının hikayesi”. Harper Lee, tek romanla meşhur olmuş ve ününü tüm yaşamı boyunca sürdürmüş, hâlâ da çok okunan, sevilen bir yazar. Bülbülü Öldürmek ona ün kazandırırken kalemini de kilitlemiş. Yazarın biyografilerinde kaybolan, imha edilen, yakılan birçok roman taslağından söz edilse de ölümünden bir yıl öncesine kadar yeni bir kitabı yayınlanmadı ki bu da 55 yıl boyunca yeni kitap yayınlamadı demektir.

2015’te yayınlanan ikinci romanı “Tespih Ağacının Gölgesinde” Bülbülü Öldürmek’in devamı niteliğindeydi. İlk romanın 20 yıl sonrasında yine Alabama eyaletinde geçmekteydi ve ilk eserdeki küçük çocuğun büyüdükten sonra siyahların hak mücadelesine verdiği destek etrafında gelişen bir konuya sahipti. Tespih Ağacının Gölgesinde’nin Bülbülü Öldürmek’ten önce kaleme alındığını ama yayıncılar tarafından beğenilmeyince kitaplaşmadığı bilgisi de var. 2014’te avukatı Lee’nin kiralık kasasında bulmuş bu romanın el yazmalarını. Romanın yayınlanış öyküsü de kitaplara konu olacak ilginçlikte.

Harper Lee ilk kitabının yarattığı manevi baskı altında kalsa da hemen pes etmemiş. Birçok kez yeni romanlar yazmak için masa başına oturmakla kalmamış çeşitli işbirliklerine de girmiş. Çocukluk yıllarını birlikte geçirdiği, ömrü boyunca dost kaldığı Truman Capote ile birlikte gerçekleştirdikleri işbirliği en önemlisi olsa gerek. Capote’nin en önemli yapıtlarından ‘Soğukkanlılıkla’ bu birlikteliğin sonucunda 1965’te kitaplaşmış. Bir çiftçinin ve ailesinin öldürülmesini araştıran ve tamamen gerçek olayları ele alan bu kitap Capote’nin en çok satan eseri olmuş. Belki de bu çalışmanın verdiği esinle Harper Lee, Alabamalı bir seri katil ve onun katilinin öyküsünü kaleme almak niyetiyle katilin Alexander City’deki yargılamasını izlemeye gitmiş. Duruşmaları izlemekle kalmamış, cinayetlerle ilgili araştırmalarını derinleştirmiş, olaylarla ilgisi olanlarla görüşmüş. Bu yöntem Capote ile gerçekleştirdikleri ‘Soğukkanlılıkla’nın hazırlık sürecinin bir benzeri. 



The New Yorker’da kadrolu yazar olarak çalışan Casey Cep, ilk kitabında Harper Lee’nin bu “kayıp” romanının peşine düşmüş. Başkan Barack Obama’nın 2019'un en sevdiği kitaplarından biri seçtiği Hiddetli Saatler ilginç bir yapıda bir inceleme. Kitap üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde 1970’lerde Alabama’da sigorta parası için en az altı kişiyi öldüren Rahip Willie Maxwell’in hayat hikâyesine odaklanıyor. Bunu yaparken rahibin yaşam öyküsünün ayrıntılarını deşmekle kalmıyor, ABD’nin güneyinde, Alabama’daki yaşamı, ırkçılığın toplumu nasıl böldüğünü de inceliyor. Dini inançların geçirdiği değişimi, Afrika kökenli inançların Hıristiyanlığa nasıl dahil edildiğini de anlatıyor. Bir yandan da o dönemde temelleri atılan yaşam sigortası sistemini, bu sigortanın hangi yöntemlerle nasıl istismar edildiğini de araştırıyor.

İkinci bölümde hem Rahip Willie Maxwell’i hem de onu vuran Robert Burns’ü savunan Avukat Tom Radney’e odaklanıyor. Tom Radney suçlu oldukları ayan beyan ortada olsa da müvekkillerini ceza almaktan kurtaracak niteliklere sahip bir avukat. Aynı zamanda da politikacı. Birçok kez çeşitli siyasi görevlere aday olmuş. Çoğunda kaybetmiş. Tom Radney’in kişiliği ve faaliyetlerinde ABD hukuk sistemi, emniyetin çalışmalarından suçluların nasıl yararlandıkları ve politik mücadele ile seçim sisteminin tuhaflıklarını ele alıyor.     

Üçüncü bölümde ‘Rahip’ adını verdiği kitabı için Robert Burns’ün yargılandığı duruşmaları izleyen Harper Lee’nin yaşamını, yazarlık macerasını mercek altına alıyor. Harper Lee’nin ilk yazarlık çalışmaları, kitabını yayınlatması ve sonrasında yaşananlar, Truman Capote ile gerilimli ama bitmeyen dostlukları, kitap yazamaz olması en ince ayrıntılarına kadar incelenmiş. Sonra da Harper Lee’nin Rahip adlı yayınlanmayan kitabının yazılış ve kitaplaşmama dönemini ele almış ki bu aynı zamanda bölümlerin birbirine bağlanması demek.   

Hiddetli Saatler’in üç bölümünün her biri ayrı ayrı ele alınıp ayrı ayrı kitaplara konu olabilecek nitelikte kaleme alınmış. Aslında ayrı ilgi alanlarına hitap edebilecek bölümler bunlar. Bu niteliğiyle kitap çeşitli bakış açılarıyla ve ilgilerle okunabilir ve tarih meraklılarına, gerçek bir suç öyküsü olarak polisiye severlere, yaşamının bilinmezlerini özel mektuplarda izini sürecek kadar incelikli incelemesiyle Harper Lee hayranlarına hitap edebilir. Bütün olaraksa tüm nitelikleriyle iyi bir okur için farklı bir okuma deneyimi olacağı kesin. (03.06.2022, Hürriyet Kitap-Sanat). 

 

Yorumlar