Velut bir yazı emekçisinin külliyatı


Ahmet Rasim, ilkokul çağlarından başlayarak eserlerini okuduğumuz bir yazar. Çocukluk anılarını, Falaka’yı, Gecelerim’i okumayan yoktur. Yazarı daha fazla merak edenler Şehir Mektupları’nı okumuştur. Tabii meşhur “Sakın Geç Kalma Erken Gel” şarkısının sözlerinin ona ait olduğunu, hatta şarkının yazılış öyküsünü de bilenler bulunur. Ama Ahmet Rasim okumalarımız pek derinleşmez. Bunda kuşkusuz Arap alfabesiyle yayımlanmış kitaplarının günümüz Türkçesine aktarılmamasının önemli bir etkisi var. Oysa kısa bir biyografisini bile okusanız ne kadar verimli bir yazarla karşı karşıya olduğunuza şaşarsınız.

Ahmet Rasim, adaşı, okuldaşı ve üstadı Ahmet Mithat gibi hemen her konuda kalem oynatabilen gerçek bir yazı emekçisidir. Okumaya, yazmaya merakı Darüşşafaka’da öğrenciyken başlamış. Arkadaşlarıyla birlikte gizlice gazete dergiler yayımlamalarını da yazı hayatının başlangıcı olarak kaydetmiş. Tarih 1882. Ahmet Rasim henüz 17 yaşında. Okul gazetelerinde yayınlanan yazılarının verdiği şevkle olsa gerek Tercüman-ı Hakikat'e bir çevirisini yollamış ama bu çalışma yayımlanmamış. Buna yayımlanmayan diğer çeviri ve yazılar ekleniyor. Yani yazı hayatı yayımlanmamalarla başlıyor. 

Ahmet Rasim’in yazı hayatına girişi daha sonra, okuldan birincilikle mezun olup Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başlayınca oluyor. İlk yayımlanan çalışması Yolcu adlı bir manzume çevirisi. Onu keşfeden, en büyük teşvikçisi ve yayıncısı da Ahmet Mithat Efendi oluyor. İki yazı emekçisi Tercüman-ı Hakikat’i çıkarıyorlar. Yayımlanan ilk kitabı 1885 tarihli bir teknik eser, “Bedayi-i Keşfiyat Ve İhtiraat-ı Beşeriyeden Fonograf: Sadayı Tahrir Ve İade Eden Alet”.

Ahmet Rasim bir yandan gazete ve dergilerde yazı ve çevirilerini yayımlatırken, diğer yandan şiir, hikâye, roman, anı, fıkra, sohbet, deneme, makale, tercüme, eleştiri, tarih, monografi gibi çeşitli alanlarda eserler vermiş. Şiir ve şarkı sözü de yazmış, ders kitabı da. Bu anlayışıyla Ahmet Mithat’la yanyana değerlendirilmesi gerekir. Aynı tavırla, edebi eserleri dahil tüm yazdıklarında öğretici olmayı, olaylardan dersler çıkarmayı, ahlaki sonuçlara varmayı esas almış. Anlatılarında olaya müdahale etmesi, araya girip açıklamalar yapması, öğütler vermesi de aynı anlayışın ürünü. 

‘İlk Sevgi’ gibi eserlerinde ise romantik aşk öykülerini, aile içinde yaşananları ve sonu cinayete varan faciaları etkileyici İstanbul betimlemeleri ile anlatmış. Sıcak, samimi havada, sohbet edermişcesine anlatımı okurlar tarafından benimsenmiş, her yazdığı merakla okunmuş.

Ahmet Rasim’in en önemli özelliği gerçek bir İstanbul yazarı olmasıdır. İstanbul’u, şehrin sosyal yaşamını en ince ayrıntıları gören bir bakışla ve edebi lezzeti ihmal etmeden yazıya döker. Bir fotoğrafçı gibi hemen her ayrıntıyı yakalamakla kalmadığı, ses, koku gibi diğer etkenleri de bu gözlemlere dahil ettiği belirtiliyor. Kuşkusuz “Şehir Mektupçusu” unvanını almasında bu niteliği etkili olmuştur. Eleştirmenler “şehir hayatının ve kendi çevresinin yaşayışı, insanları, alışkanlıkları, giyinişleri, hayat ve dünya görüşleri bütün ayrıntılarıyla ve kuvvetli bir gözlemle anlattığını” ve “Ahmed Râsim’in bu tarz eserleri, Türkiye’nin 1890’dan sonraki kırk yıllık sosyal hayatını inceleyecek olanlar için ihmal edilemeyecek kaynaklar arasında” olduğunu belirtiyor. 

Anılar Ahmet Rasim’in külliyatı içinde önemli bir yer tutuyor. Çocukluk yıllarından başlayarak anılarını çok tatlı bir dille, keyifle okunacak bir üslupla anlatmış. Gazetecilik ve edebi çevrelerde yaşadıklarını olduğu kadar Beyoğlu gecelerini, ara sokaklarını da büyük bir gözlem gücüyle yazıya dökmüş.

Başta “Resimli ve Haritalı Osmanlı Târihi” olmak üzere, bazıları ders kitabı olarak da okutulan önemli tarih kitaplarına da imza atmış. Tarih kitaplarında “Osmanlı Devleti’ndeki askerî ve idarî teşkilât, teşrifat usulleri, tarihî terimler, eğlenceler, düğünler ve oyunlar hakkında medeniyet tarihi bakımından son derece önemli bilgiler verdiği” belirtiliyor.

Ahmet Rasim’in tespit edilebilmiş 140’tan fazla kitabı var. Gazete ve dergilerde kalan çalışmalarının sayısı ise tam olarak bilinmiyor. Onların sayısının kitaplaşmış eserlerinden çok daha fazla olduğu düşünülüyor.

Ahmet Rasim’in toplu eserleri ölümünden 89 yıl sonra toplu olarak okurlarla buluşmaya başladı. Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu’nun başkanlığında on dört kişilik bir akademisyenler grubu Ahmet Rasim’in 50 yılı bulan yazı hayatı sırasında yazmış olduğu ve yazması olası 800’ü aşkın süreli yayının 117 bin sayısını incelemiş. Bu inceleme sonucunda Ahmet Rasim’in eserlerinin 30 ciltlik bir yayınla okurlara ulaştırılması planlanmış. Bu büyük işin yayıncısı da Vakıfbank Kültür Yayınları.

Külliyatın ilk cildi “Ahmet Rasim Kitaplığı 1 - İlk Sevgi” adıyla geçtiğimiz yıl yayımlanmıştı. İkinci cilt “Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi” taşıyor ve Mehâlik-i Hayat, Tecârib-i Hayat, Afife, Numune-i Hayal, Mihnet-i Kalp 1-2, Bir Gece 1-2, Para!, İki Damla Gözyaşı 1-2, Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi ve Hanım adlı eserleri yer alıyor. (09.12.2022, Hürriyet Kitap - Sanat).

 

Yorumlar