“Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”


Haydar Ergülen’in dostluklar, arkadaşlıklar ve tanıdıklar hakkında yazdığı denemelerinden oluşan ”Arkadaşlık Şiirdir”i okurken aklıma hep “bana arkadaşını söylesana kim olduğunu söyleyeyim” atasözü geldi.

Haydar Ergülen’le dostluğumuz 45 yıla varıyor. Birçok arkadaşını, dostunu bilirim. Bazılarını da anlattıklarından tanırım. Anılarımdan yola çıkarak yazdığım yazılardan oluşan “Bir Şiirdi Geçen Yıllar” adlı kitabımı verdiğimde “Ben de anılarımı yazıyorum” demişti. ”Arkadaşlık Şiirdir”i bu bilgiyle okudum ama biraz farklı bir kitap buldum. Arkadaşlarınızdan söz edecekseniz tabii ki anıları da yad edeceksiniz. ”Arkadaşlık Şiirdir”de tabii ki anılar var ama kitap başka bir niyetle yazılmış, derlenmiş. Derlenmiş diyorum, çünkü ”Arkadaşlık Şiirdir”de Haydar Ergülen’in çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde yayınlanmış yazıları yer alıyor. Ama bu yazılar, artık zamanıdır diye biraraya getirilmiş değil. Kitap bilinçle oluşturulmuş.

Kitabın tanıtımında da yer alan “Yazıyı seviyorum, denemeyi seviyorum, daha doğrusu onu, yani yazıyı şiir gibi yazmayı seviyorum. Şiir yazar gibi diyeyim de yanlış olmasın. Fakat şiirde olsun, yazıda olsun, yazmayı en çok sevdiğim husus, ‘aşktan da üstün’ bir şey olan yoldaşlık ve arkadaşlık,” sözleri niyetini açıklıyor. Haydar Ergülen sadece arkadaşlıkları hakkında yazmıyor, anıları yazıya dökmüyor, “arkadaşlık”, “dostluk” kavramları üzerine de düşündüklerini kaleme alıyor. Kitabın bir önemi Haydar Ergülen ve arkadaşlarını, dolayısıyla 80’lerden bugüne şiir ve edebiyat ortamını birinci dereceden tanıklıkla tanımaksa diğer önemi de “arkadaşlık” kavramı üzerinde düşünmek, tartışmak. O nedenle Haydar Ergülen sadece kendi arkadaşlarından söz etmiyor.

Kitabın giriş yazısı “Nice aşklar, arkadaşlıklar…”da meramını anlatmış. “Şiir deyince arkadaşlık anlarım ve arkadaşlık deyince de şiir gelir aklıma” diyor. Şiir tarihimizden, unutulmaz arkadaşlıklardan örnekler vermiş denemelerinde. Arkadaşlığın şiiri olan Garip, Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet’in arkadaşlığı, üç parasız yatılının, Cemal Süreya, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan’la farklı zamanlarda, ayrı ayrı arkadaşlıkları, Cahit Sıtkı ve Ziya Osman, Behçet Necatigil ve Hilmi Yavuz, Ataol Behramoğlu ve İsmet Özel, Yılmaz Güney, Nihat Ziyalan ve Özdemir İnce, Edip Cansever ve Turgut Uyar, Tomris Uyar’ın İkinci Yeni şairleriyle dostlukları, Mavera Dergisi’ni çıkaran ve “yedi güzel adam” diye adlandırılacak grubun arkadaşlıkları, Sait ile Leyla, Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu… Şiirin yollarını birleştirdiği bir çok dostluğu şiir gibi akan anlatımıyla ve birbirinden değerli bilgilerle yazmış Haydar Ergülen.

Bence kitabın en ayrıksı denemesi “Nazım ile Necip”. Arkadaşlık temasına uygun olarak Haydar Ergülen Türk şiirinin iki büyük adın, Nâzım Hikmet ile Necip Fazıl’ın dostluklarını anlatacak sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Dostluktan söz etmiyor ama düşmanlığı da anlatmıyor. Sözünü ettiği bir karşıtlık, şiirin iki farklı kutbunu oluşturmalarını anlatıyor Haydar Ergülen. Oysa Nâzım ile Necip’in çocuk yaşlarda bahriye mektebinde karşılaşmalarından söz ederek başlayabilirdi. Nâzım ile Necip’in yolları birçok yerde kesişmiş, aynı dergilerde şiirleri yayınlanmış. Tabii Necip Fazıl’ın Nâzım Hikmet’i hapisteyken ziyaret etmesi de var.

Tabii ki bu ilişki farklı bir kitabın, “düşmanlıklar”ın ya da edebiyat kavgalarının konusu olabilirdi ama Haydar Ergülen düşmanlıklardan söz etmeyi sevmez. O nedenle Haydar Ergülen “kötü arkadaşlar”dan da söz etmiyor. Her şeye olduğu gibi arkadaşlıklara da iyilikle bakmak yanlısı olduğu için onları yani kötü anıları kendine saklıyor. Tabii Nâzım ile Necip’i değil de Necip ve Sezai’yi yazsa ilginç bir deneme çıkardı. Haydar Ergülen tüm şairlere sevgi ile yaklaşır, sevmediği az sayıdaki şairlerden birincisi Necip Fazıl sanırım. Bu kötüleyen deneme ile de kitaba bir nazar boncuğu eklemiş.

Kitabın büyük bir bölümünü Haydar Ergülen’in arkadaşlıkları hakkında denemeler oluşturuyor ki hem büyük bir şairi tanımak hem de 80’lerden bugüne şiir dünyamızı yakından tanımak için önemli. Haydar Ergülen anlatmaya Ece Ayhan’la başlıyor. Seyhan Erözçelik, Adnan Azar, Behçet Aysan, Eray Canberk ve Afşar Timuçin, Üç Çiçek günleri, Tuğrul Tanyol ve Adnan Özer, dost olduğu öğretmenleri, küçük İskender, Ahmet Kot, Nabi Avcı gibi dostlarla Eskişehir yılları, Ankara’nın büyük dostluk ortamı, Nilgün Marmara ve evi gibi anlattığı birçok arkadaşlık var denemelerde. Ama benim en çok ilgimi çeken Haydar Ergülen’in dönüp dönüp anlattığı iki ayrı arkadaşlık öyküsü. Biri çok genç yaşta kaybettiği Şahin, diğeri de Erkut Tanrıseven ve Ömer Ateş Kızıltuğ ile dostlukları. Çocukluk ve ilk gençlikte yaşanan dostluklar tüm yaşamımızı belirler, onların anıları ile yaşarız. Haydar Ergülen için de bu dostluklar belirleyici olmuş, unutamamış ve çok güzel ve içten anlatmış.

Kitapta bir de tanışıklıklar var. Bunların en ilginci herhalde türküler, şarkılarla başlayıp, Gayrettepe’de kısa bir gözaltıyla süren ve sabah kahvaltı masasında Ruhi Su ile karşılaşarak noktalanan tanışıklık. Salâh Birsel’le bir türlü buluşamamaları, Metin Altıok’la işyerinde kısa görüşmeden ileri gidememek, Dağlarca ile gerçekleşmeyen tavla partisi, Memet Fuat’ı şaşırtan kitap alışverişi gibi tanışmalar da anlatıyor. 

Gerçekten de ”Arkadaşlık Şiirdir”. Ama şiir de arkadaşlıktır. İyi arkadaşlarınız varsa onlarla şiir paylaşıyorsanız siz de iyi bir şair olabilirsiniz. Bunu çarpıcı örneklerle anlatıyor Haydar Ergülen. ”Arkadaşlık Şiirdir” Çağdaş Türk şiirinin birçok önemli adını arkadaşlıkları ekseninde yeniden tanımak, 80’li yıllardan bugüne uzanan yolda şiir dünyamıza yine dostluklar ekseninde bakmak, iyi şairlerin insani yönlerini öğrenmek açısından öğretici ve şiir gibi akan anlatımıyla zevkle okunan denemeler.  Tabii bu kitapla 80 Kuşağı’nın büyük şairlerinden Haydar Ergülen’in anılarına, belki de otobiyografisine ilk adımı atmış oluyoruz. Şair bir kere samimiyetle içini bize açmış, devamı gelecek diye umuyorum.

 01.03.2024

·         Arkadaşlık Şiirdir, Haydar Ergülen, Sia Kitap, Ocak 2024.

Yorumlar