Petros Markaris’in polisiyelerini neden seviyoruz?


“Hesap Günü”
bir Komiser Haritos polisiyesi. Petros Markaris’in Atina Emniyeti’nde görevli kahramanı Kostas Haritos, Yunanistan’da yaşanan yoğun ekonomik krizin ortasında bir terfi vaadi ile işe koyuluyor.

Petros Markaris'in Kriz Üçlemesi'nin bir cildi olarak sunulan macerada okuyucu, zengin ile fakir arasındaki uçurumun kapatılamaz şekilde derinleştiği ve doğru ile yanlış arasındaki çizgilerin bulanıklaştığı bir ortamda buluyor kendisini.

Romana konu olan yıllarda Yunanistan’daki ekonomik durum Wikipedia’da şöyle anlatılıyor; “Ekonomik kriz sırasında Yunanistan başbakanı Yorgo Papandreu görevden ayrılmış ve yeni bir hükûmet kurulmuştur. IMF'den ve Avrupa Birliği'nden yardım istenmiştir. 2010-2012 Yunanistan protestoları başlamıştır. Ülkede işsiz sayısı rekor düzeye çıkmış, geçinememe yüzünden ırkçılık artmıştır. Yunanistan, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en zor durumu yaşamaktadır. Protesto gösterileri iyice artmıştır. Orta sınıf ve işçi sınıfı ağır darbe almış, aileler çocuklarına bakamadıkları için bakım evlerine teslim etmişlerdir. Birçok dükkân ve firma batmıştır. Polisler bile işsiz kalmış ve bazı adalar kiralanmıştır.”

Bu derin ekonomik kriz ortamında zengin Yunanlar vergi ödememenin yollarını bulurken, maaşlarından yapılan kesintilerle gittikçe yoksullaşan Yunan halkı ise bu duruma öfkelidir ve içinde bulundukları durumlardan dolayı umutsuzluğa kapılmıştır. Tam bugünlerde Yunanistan'da yaygın vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek için alışılmadık bir yöntem benimseyen ve kendini "Ulusal Vergi Tahsildarı" ilan eden biri ortaya çıkar. "Ulusal Vergi Tahsildarı" çok az gelir beyan eden ve yeterince vergi ödemeyen ya da vergi borçlarını ödememenin yolunu bulan büyük zenginlerin korkulu rüyası haline geliyor. Tehdit mektupları ile vergi borçlarını misliyle ödemelerini istediği zenginlerden direnenleri mitolojik yöntemlerle öldürüp arkeolojik ören yerlerine bırakmaya başlıyor.

Terfi beklediği için amirlerini ve özellikle politikacıları kızdırmaması, ters hareketler yapmaması gereken Kostas Haritos’un görevi bu katili bulmaktır. Siyasi çevrelerin de dahil olduğu böyle bir ortamda müfettişin işi hiç de kolay değildir.

Kostas Haritos soruşturmasını sürdürürken devletin üst düzey görevlileri ile iş dünyasının karmaşık ilişkilerine şahit oluruz. Vergi kaçırmak, vergi borcunu ısrarla ödemeyerek işlerini sürdürmek ancak üst düzey devlet görevlilerinden ve siyasilerden destek alarak mümkündür.

Kostas Haritos’un soruşturması geliştikçe Yunanistan devletini ekonomik çöküntüye uğratan gelişmelerin temelinde yatan en önemli sorunun rüşvet ve yolsuzluk çarkı olduğu iyice ortaya çıkıyor. Petros Markaris kahramanı Kostas Haritos’un kılavuzluğunda hem bu ilişkiler ağını çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor hem Yunan siyasetine ve AB'ye yönelik eleştirilerde bulunuyor. Vergi kaçakçısı zenginlerden kemer sıkma politikalarının ağırlığı altında ezilen işçi ve memurlara kadar toplumsal gerilimler ve çatışmaları gerçekçi bir dille anlatıyor Markaris.

Diğer yandan da ekonomik krizin ailesine yansımalarına şahit oluyoruz. Kostas Haritos’un bir doktorla evli avukat kızı kazancının yetmediğini söyleyerek göçmenlerle ilgili bir iş teklifini kabul edip Afrika’ya gideceğini haber veriyor. Kızından uzak kalacağından endişeli karısı gitmesin diye ikna çabalarını sürdürürken Kostas da anne ile kızı arasında orta yolu bulmaya çalışıyor. 

Petros Markaris’in Kostas Haritos’un maceralarını anlatan polisiyelerinin Türk okur için çekiciliğinin en önemli nedeni iki milletin birçok benzer niteliği olması kuşkusuz. Tabii Haritos’la ve ailesiyle kolayca empati kurabilmemiz de önemli etken. Yaşam tarzları, ilişkileri, endişeleri bize çok benzer. Ev içi hayatlarını, günlerini geçirme biçimlerini ve yedikleri içtiklerini de kendimize yakın buluruz. Kostas Haritos’un maceralarında yer adlarını Yunanistan yerine Türkiye, Atina yerine İstanbul yapsanız okur hiç garipsemez.

Petros Markaris’in yazdıklarından devletin işleyişinin, sosyal ve ekonomik şartların da çok benzer olduğu anlaşılıyor. Biz de zenginlerin çok az vergi ödemesinden, hatta vergi borçlarını sildirebilmelerinden şikayetçiyiz.

Markaris “Hesap Günü”nde iyi bir polisyenin tadına varmamızı sağlarken hile yapanları ödüllendiren ve dürüst olanları cezalandıran sistemin ahlaki yozlaşmışlığına ve başarısızlığına eleştirel bir ışık tutuyor. Petros Markaris kısa ve öz cümlelerle, gerçekçi betimlemelerle ve esas olarak diyaloglarla geliştirdiği romanında gerilimi üst düzeyde tutarken anlatımını da her zamanki güçlü bir mizahi bakışla tatlandırmış.

24.02.2024

·         “Hesap Günü”, Petros Markaris, çev. Hulki Demirel, Alfa yay. Ocak 2024. 

Yorumlar