Pablo Neruda, 20. yüzyılın en önemli şairlerinden biri olarak kabul edilir. Günümüzde de çok okunan, çok sevilen bir şair. Türkiye açısından bakarsak şiirin pek okunmadığı, çeviri şiirin pek sevilmediği bir ülkede Pablo Neruda, birçok Türk şairden daha çok popüler.
Türkçe’de ilk kez 1954 yılında Afyon Dinar’da yayınlanan Nedret
Gürcan’ın efsane dergisi Şairler Yaprağı’nda Canto General’den beş dize ile
tanınmış. 1960’ta Enver Gökçe’nin çevirisi ile seçme şiirlerinden oluşan
Türkçedeki ilk kitabı yayınlanmış. Hilmi Yavuz, Sait Maden, Nihat Behram, Ülkü
Tamer, Cevat Çapan, Erdoğan Alkan, Metin Cengiz, Özdemir İnce, Erdal Alova gibi
şairler Türkçeye çevirmiş şiirlerini. Bir anlamda şairlerin gözde şairi. Yirmiden
fazla kitabı Türkçeye kazandırılmış. Her çeviri defalarca basılmış. Türkiye’de
her zaman çok okunan bir şair olmuş.
Adnan Özer’in Pablo Neruda’dan kitaplaşan ilk çevirisi
“Yeryüzünde Konaklama”nın yayın yılı 1984 (Alaz yay.). Adnan Özer kırk yıldır
Neruda’nın şiirlerini Türkçeye çeviriyor. “Seçme Şiirler”, “100 Aşk Sonesi”, yılın
çevirisi ödülü kazandıran “Evrensel Şarkı”, “Yirmi Aşk Şiiri ve Bir Umutsuz
Şarkı” ve “Ayaklarına Dokunurum Gölgede” benim tespit edebildiğim Neruda’dan
çeviri kitapları. Şimdi bu kitaplara “Sıradan Şeylere Övgüler” (Can yay.)
eklendi.
Pablo Neruda, şiirlerinde doğa, aşk, politika ve insan ilişkileri
gibi konuları işler. Şiirlerinde derin bir lirizm ve duygusallık bulunurken
aynı zamanda güçlü bir politik ses de taşır. Onun şiirlerindeki güçlü imgeler
ve duygu yüklü ifadeler, yoğun bir şiir zevki yaşatır. Okuyucuları kendi içinde
bir keşfe çıkarırken aynı zamanda dünyayı ve insanın varoluşunu derinlemesine
anlamalarını sağlar.
Politik olarak da aktif bir aydın olan Neruda,
şiirlerinde toplumsal adaletsizliklere, baskılara, sınıf dayanışmasına ve insan
haklarına duyduğu hassasiyeti dile getirir. Neruda'nın şiirleri hem duygusal
zenginlikleriyle hem de güçlü siyasi mesajlarıyla geniş ve kalıcı bir etki
yaratmıştır.
Pablo Neruda'nın "Sıradan Şeylere Övgüler"
kitabı onun eserleri arasında farklı bir konumda. Neruda sıradan nesneleri ve
doğal olguları konu ediyor bu kitaptaki şiirlerde. Özellikle, günlük hayatın
içinde sıkça gözden kaçırılan detayları vurgulayarak şiir dünyasına yepyeni bir
boyut katıyor.
Adnan Özer’in kitaba yazdığı önsözden öğrendiğimize göre
Neruda bu şiirleri Venezuelalı şair ve yazar Miguel Otero de Silva’nın önerisi
ile kaleme almış. Miguel Otero de Silva “El Nacional” gazetesini yönetiyormuş.
Yakın dostu Neruda’ya gündelik dili kullanarak her hafta bir şiir yazmasını
teklif etmiş. Böylelikle gazetenin okur sayısının artacağını düşünüyormuş. Zira
1950’lerde Pablo Neruda son kitabı “Evrensel Şarkı” ile tüm Latin Amerika’da
tanınmış bir şairmiş.
Teklifi kabul eden Neruda gazetede coğrafya, bitkiler
alemi, doğa, canlı varlıklar, cansız varlıklar ve soyut şeyler hakkında yazmış.
Ayrılan yerin bir sütun genişliğinde olması planlandığı için kısa dizlerle
yazmış şiirlerini. 68 şiir çıkmış ortaya.
Şiirin sadece yüce şeylerden kaynaklanmayacağını, her
şeyin şiirinin yazılacağını göstermek istemiş. Havaya, enginara, kuşlara, yılan
balığı çorbasına, yerdeki kestaneye, soğana, biraya, ipliğe, yağmura,
mırıltıya, sayılara, saka kuşuna, ekmeğe, kol saatine, domatese, takım elbiseye
övgüler yazmış.
Neruda "Sıradan Şeylere Övgüler" kitabındaki
şiirlerde bu nesneleri ve olguları sadece yüzeysel olarak değil, içlerinde
taşıdıkları anlamları ve insan deneyimine olan etkilerini de ele alarak övgü
dolu bir şekilde işliyor. Neruda, gerçekçi fotoğrafçılardan farklı olmayan bir
şekilde, günlük yaşamın tüm yönlerini şiirlerinde yakalamayı hedefliyor. Konusu
canlı ya da cansız, atom ya da sinekkuşu olsun, Neruda onu birçok açıdan
dikkatle ele alıyor ve onu ne süslemek ne de basitleştirmek, olduğu gibi
yansıtmak istiyor. Bu yaklaşım, okuyucuyu sıradan gibi görünen şeylerin
ardındaki derinlikleri düşünmeye ve hissetmeye yönlendiriyor.
İnsanın doğayla olan ilişkisini ve doğanın içindeki
gizemleri keşfetme tutkusunu da yansıtıyor. Şair, doğadaki her şeyin bir
bütünün parçası olduğunu ve bu parçaların birbirini tamamladığını vurgularken,
aynı zamanda doğanın bize sunduğu güzellikleri ve dersleri de öne çıkarıyor.
Kitaptaki şiirler hem duygusal derinlikleriyle etkileyici
hem de sıradanlıklarıyla herkesin kolayca anlayabileceği bir yapıda. Bu da
Neruda'nın şiirlerinin geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmesini sağlıyor.
Çevirmenlerin işi, sadece bir dilden diğerine kelime ya
da dize aktarmak değil, aynı zamanda şairin sesini, niyetini, duygusunu ve
estetik anlayışını da doğru bir şekilde iletmektir. Adnan Özer'in çevirileri şiirin içinde
taşıdığı derinlikleri, imgeleri ve duygusal yükleri başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Okuyucuların Neruda'nın şiirlerini doğru bir şekilde keşfetmesine ve anlamasına,
şairin sesini duymasına yardımcı oluyor. Usta bir şairden, kırk yıllık Neruda
çevirmeninden başarılı bir çeviri. (20.04.2024).
Yorumlar