Yarım asırlık “Şair”den bir kılavuz eser


Murathan Mungan, 21 Nisan 1955 Istanbul doğumlu. Bu yıl 70. yaşını kutluyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü bitirmiş, yüksek lisans yapmış. Doktora tezini ise dönemin koşulları nedeniyle yarım bırakmak durumunda kalmış. Ankara Devlet Tiyatroları'nda 6 yıl, İstanbul Belediye Tiyatroları'nda da 3 yıl dramaturg olarak çalışmış. İlk yayınlanan eseri “ Mahmud ile Yezida” bir tiyatro eseri. Yayın tarihi 1980. Ama edebiyat ilgisi ve ilk yayınları daha önce başlamış. Gazete ve dergilerdeki ilk yazılarını 1975’te yayımladığını söylüyor Mungan. Ankara’da yayımlanan 7 Gün adlı siyasî dergide sinema ile ilgili yazılar yazdığı, hatta derginin kültür-sanat sayfalarını da yönettiği bilgisi de var. İlgi alanlarının çeşitliliği daha ilk yayınlanan ürünlerinden anlaşılıyor. Tiyatro, şiir, sinema, siyaset diyerek genişliyor yazı yelpazesi.
1978’de Birikim dergisinin 33. sayısında “Tiyatro ve Bir Felsefe Sorunsalı”, 35. sayıda “Brecht’le Başlamak” başlıklı yazılarının, 39. sayıda ilk şiirlerinin yayınlandığını görüyoruz. “Acısı Mirasıdır Osmanlı’nın”. 15 şiiri var derginin bu sayısında. Birikim'in Temmuz 1976 tarihli 17. sayısında yazarın belirtilmediği "Devrimci Olmak Üzerine" başlıklı siyasi deneme örneğinin de Murathan Mungan'a ait olduğu bilgisi var. Sanırım Mungan da bazı röportajlarda bunu belirtmişti. Sahtiyan adlı şiiri ile "Gösteri" dergisinin 1981 Şiir Yarışması'nda birincilik ödülü almıştı. 1981’de Osmanlı’ya Dair Hikâyat ile de Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazandı. Eser kitaplaştı.
50 yıllık yazı hayatı boyunca şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro oyunu, radyo oyunu, sinema yazısı, senaryo, masal, şarkı sözü gibi farklı türlerde eserler verdi. Tam anlamıyla çok renkli ve “velut” bir yazar. Remzi Kitabevi’ne hazırladığı Çilek dizisi ve Türk ve dünya edebiyatlarından yaptığı derlemelerden de iyi bir editör olduğunu da biliyoruz. Ayrıntılı bir bibliyografyası hazırlansa ne uzunlukta bir liste çıkar merak etmemek elde değil.
İlgi alanlarının çeşitliliğini Murathan Mungan’ın 70. yaşı ve yazarlıkta 50. yılı vesilesiyle 24-25 Nisan 2025’te Metis Yayınları’nın Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’yle birlikte düzenlediği sempozyumun kitabında da görmek mümkün. “Tekil Kalabalık, Şair, Yazar, Entelektüel ve Anlatıcı Murathan Mungan” (Metis yay.) adlı derlemede Ayşenil Şamlıoğlu, Bahanur Garan-Gökşen, Behçet Çelik, Deniz Durukan, Doğan Yaşat, Fatih Özgüven, Fatmagül Berktay, Gaye Boralıoğlu, Haydar Ergülen, Mahmut Mutman, Murat Özyaşar, Müge İplikçi, Orhan Kâhyaoğlu, Savaş Kılıç, Sema Kaygusuz, Sevin Okyay, Sırma Köksal, Sibel Irzık, Sylvain Cavaillès, Murathan Mungan’ın bu çok yönlülülüğünü enine boyuna ele alıyorlar. Eski arkadaşlarının anlattıkları Mungan’ın ne kadar kararlı ve çalışkan olduğunun birer kanıtları. Murat Özyaşar’ın yazısı ise onun editörlüğündeki titizliğini örnekliyor.
Tek bir sıfatla anılmak gerekse, ne diye anılmak istediği sorulsa Murathan Mungan nasıl bir cevap verir acaba? Şair mi, yazar mı, senarist mi, tiyatrocu mu? Benim indimde Murathan Mungan öncelikle şairdir. Sanıyorum yayınlanmış eserlerinde de ilk sırayı şiirler alıyor. Yanlış saymadıysam 22 şiir, 17 roman ve öykü, 6 tiyatro oyunu, 3 senaryo, 13 deneme, 2 poetika notları, 2 anı, 1 metinler, 1 şarkı sözleri kitabı yayınlanmış.
Murathan Mungan’ın ne yapsa ciddiye aldığını, hiçbir işi, türü tam anlamıyla kavramadan eline kalemi almadığını düşünüyorum. Şiirde de öyle olmuş. Murathan Mungan’ın şiir sanatı üzerine görüşlerini, notlarını içeren görüşlerini kitapçıklar halinde yayınlıyor. Dizinin ilk kitabı 2016’da yayınlanan Küre’ydi. Bu kitabın sunuşunda “Şiirin tükenmez kıvılcım ocağından aklımın payına düşenleri paylaşmak istedim. Bunun için de birçok düşünce ve deneme kitabının vazgeçilmezi olan 'fragman'lar biçiminde ilerleyen bir tarzı tercih ettim” demiş.
Kuşkusuz bir şairin, yazarın eserler verdiği tür hakkında görüşler ileri sürmesi beklenir ama bu kolay değil ve çabuk olmuyor. Murathan Mungan da belki ilk şiirlerini yayınlattığından beri şiir üzerine düşünmüş, notlar almış, kendi deyimi ile fragmanlar yazmış ama bu görüşlerini okurlarla yani şiir dünyası ile buluşturmak için 2016’yı yani 40 yıl beklemiş. Yani damıtmış. Küre’den dokuz yıl sonra da dizinin ikinci kitabı Ley Hatları geldi.
Bu tür kitapların ikili işlevi var. Birincisi şairin şiire bakışını kendi kaleminden okuma fırsatını yakalarsınız. Şairin poetikasını öğrenmek de kuşkusuz onun eserini daha iyi anlamanın en garantili yoludur. İkinci belki aynı oranda önemli işlev de şiir okurları ve özellikle şiir yazmaya başlayanlar için kılavuz niteliği olmasıdır. Bu konuda ilk başvurulacak kitap kuşkusuz Aritoteles’in Poetika’sıdır ki bence herhangi bir yazılı sanat türünde eser vermek isteyen herkesin öncelikle okuması gereken bir eser. Bizim kuşağın başvuru kaynakları ise Mayakovski’nin Şiir Nasıl Yazılır’ı ve Salâh Birsel’in Şiirin İlkeleri’ydi. Murathan Mungan’ın Küre’si ve Ley Hatları da yeni kuşaklar için bu tür başvuru kitabı olabilecek nitelikte.
Murathan Mungan Ley Hatları’nda şiir hakkında kafamıza takılan, tartıştığımız büyüklü küçüklü tüm sorulara kendi bakış açısından cevaplar veriyor. Şiirsel algı, şiirde mantık, sözcük ve imge kullanımı, şiir dili, anlam, dize kurmak, dizede sözcüğün yeri, seyreltme, şairin söz dağarcığı, moda sözcük ve kalıplar, Öztürkçe tutkusu, kuyum işi şiir, şairin gözü, şiir okumayı öğrenmek, şiirin işitsel mimarisi, müziği, sesi... Üstelik bu uzun uzu n tartışılabilecek konuları kısa yazılarla, fragmanlarla anlatmayı da başarmış ki kısa yazmak kolay iş değil, ustalık gerektirir. Bu niteliğiyle de bir başvuru kaynağı olmuş kitaplar. Çağımızın tembel okuru için kitabın sonuna bir konu ya da kavram dizini konulsa iyi olurmuş, çünkü şiir üzerine kılavuz arayanlar kadar düşünüp tartışanlar için de dönüp dönüp bakılacak bir başvuru kitabı Ley Hatları. (28.11.2025)




Yorumlar